Shipton Ana
Shipton Ana Biyografisi
Shipton ana İngiltere’nin en ünlü bayan kahindir. Çağdaş Nostradamus’tur. Bu kadın kaderi öngörebilme yeteneğine sahipti.
Shipton Ana, 1488 yılında Knaresborough, İngiltere’de Agatha Southeil’in kızı olarak doğmuştur. Shipton Başlıca’nın asıl adı Ursula Sontheil’dir. Ailesi hakkında çok az bilgi vardır. Efsaneye tarafından, Knaresborough’da Nidd nehrin de şiddetli bir fırtınada bir mağaranın içinde doğmuştur. Annesi Agatha daha 18 yaşındayken onu doğururken öldü. Yan birkaç Mağribi kadını son nefesini verirken yüzündeki gülümsemeyi ve mutluluğu gördüler. Babasının kim olduğu ortaya çıkarılamamıştır. Ona takviye olacak ne ailesi ne de arkadaşları vardı.
Agatha orada bir yere gömüldü ve doğan kız çocuğu saklandı fakat çocuk adi değildi, başı orantısızdı, gözleri şaşı fakat bakışları yakıcıydı yanakları içeri çökük, ağzı dişlerini belirten bir delik gibiydi, azı dişleri dışarı fırlak ve fildişi rengindeydi, kolları ve bacakları sanki vücuduna öylesine takılmış gibi uyumsuzdu. Bu acayip çocuk artı saklanamadı, köyün dini heyeti ona bir vasi bulunmasına karar verdi. Sonunda Beverley Abbott’da yerel bir aile göre evlatlık alındı ve ona Ursula adını verdi.
Doğası bakımından da görünüşü olarak da bu kız çok farklıdır. Burnu büyük ve eğridir. Sırtı eğik ve bacakları çarpıktır. Dış görünüşü tıpkı bir cadıyı andırmaktadır. Çevresindeki cümbür cemaat onunla dalga geçiyordu. Günlerinin çoğunu doğduğu mağarada geçiriyor, Ormanda çalışıyordu; hemen şimdi 11 yaşındayken bitki örtüsü ve çiçeklerle doğal yollardan içecekler ve zehirler hazırlamayı öğrenmişti.
Shipton 24 yaşındayken Tobias adında bir gençle tanıştı ve evlendi Bu genç York şehrinde bir marangozdu. Birkaç yıl daha sonra Tobias öldü. Geleneksel bitkisel içecekler yaparken Shipton Başlıca bir başka hediyeye daha sahip olmuştu. Geleceği ön görebiliyordu. İlk öncelikle küçük sezilerle başlamıştı. Lakin sonradan pratiklerle daha güvenilir olmaya başladı ve bu şekilde güçleri de kuvvetlendi.
Knaresborough’un yerel kahini bir cadı olarak biliniyordu. Hayatını geleceği anlatmakla ve kendisine geleceği hakkında soru soranlara uyarı vererek geçirmişti.
Orta 17. Yüzyıldan itibaren elliden artı düzenlemeyle Shipton Belli Başlı hakkında kitaplar ve onun kehanetleri vardır. Onu anlatan bir takım meallerde hayat hikayesi önemli ölçüde detaylandırılmıştır. En eski müşterilerinden birisi olarak anlatılan Joanne Wallwe, Shipton Asıl’nın söylediklerini kayda aldıklarını söylemiştir. Bundan daha sonra doksan dört yaşında ölmüştür. Bu demektir ama Joanne onu dinlemeye genç bir kızken, bu ihtiyar bayan ölmeden 1561’den fazla da uzun bir süre önce gitmemiştir.
Bu efsane ne dek doğrudur muhakkak değiliz. Fakat belirli olduğumuz şudur fakat 500 sene önce Shipton belli başlı adında bir kadının Knaresborough’da yaşadığı ve insanlara geleceğe dair anlattıklarının tek tek gerçekleşiyor olmasıdır. Shipton ananın kehanetleri kitap olarak başta otuz yıl önce yayınlanmıştır.
Shipton asıl, kralların, kraliçelerin ölümlerini ve İngiltere‘nin geleceğini öngördü, savaşlardan ve tarihi olaylardan bahsetti, onun zamanında atlı arabalarla yolculuk yapılırdı, atsız giden arabaları, yelkensiz giden gemileri anlattı ve demirin suyun üstünde tahta gibi batmadan yüzeceğini söyledi. 17. Yüzyıl´ın en büyük felaketlerinden birisi olan Ekim 1666´daki Londra veba salgınını ve yangınını öngördü.
Bu Kehanetleri’nden bazıları şunlardır ; VIII. Henry döneminde Katolik Kilisesi’nin dağılışı, Kardinal Wolsey’in düşüşü, VIII. Henry’nin oğlu VI. Edward’ ın vakitsiz ölüşü, (Mary Tudor) Kanlı Mary’nin korkunç saltanatı ve Kraliçe I. Elizabeth’in İngiltere tahtında yükselişi gibi olaylar’ı yıllar evvelinden belirli bir netlikle bildirmiştir.
Shipton asıl İngiltere’nin korkulan ve hürmet gören kahini olmuştu. Korkuluyordu çünkü yaptığı tahminler tek tek çıkıyor ve geleceğe dair yaptığı kehanetlerde insanlığın sonundan bahsediyordu. Kahinin adı kısık sesle konuşuluyordu, çünkü isminden bahsedilince konuşulan felaketler halkın başına gelecek zannediliyordu. Shipton Esas bir lord olarak bilinmeye başlamıştı.
Nostradamus gibi cadıcılık suçundan kaçınmak için, kehanetlerini ayet ve dizelerle yayınlamıştır. 1559’da yaşlılığında çağlar her tarafında tanınıp bilineceği epope niteliğinde bir şiir yayınladı.
Shipton Belli Başlı’nın kehanetlerinden oluşan ender koleksiyon Mitchell Kütüphanesi’nden kaçırmayı ve kopyalamayı başaran bir bayan tarafından bulundu. Orjinalleri bir odada kilitli bir şekilde halk müziği tarafından görülmesi uygun olmayan o kadar çok öteki kahinin kehanetleri ile birlikte tutulmuştur.
Shipton Esas’nın şiirsel kehanetlerinden birkaç açıklamanın özeti:
– Daha Sonra Dünya’nın tersi olur ve ağacın kökünde altın bulunur. Bütün İngiltere’nin topraklarını süren oğulları, elindeki Kitapla görülemeyecek. Zavallı derhal büyük bir bilgeliğe sahip olacak Kocaman evlerin fazla uzaklara düştüğü her yer kar ve dolu ile kaplanıyor.
– O adamla beraber Matbaanın gelmesi ve kitapların dağılımı, o kadının döneminde nadir olması nedeniyle fazla masraflıdır. Fakirler için bile data ve aydınlanma çağını müjdeliyor. Fakat bu bununla beraber kitlesel göçe kanlı şehirlere dürüst yol açıyor. Kırsal alanlar terkediliyor.
-Tepelerin arasında gururlu bir adam gezecek, Ne bir beygir, ne bir eşek yanında olmayacak, İnsanlar suyun altında yürüyecek, uyuyacaklar, konuşacaklar, Ve insanlık havada görülecek, Beyazda ve siyahta ve hatta yeşilde.
-Bir büyük adam, gelip ve gidecek, Kehanetin açıklanması için, Sularda demir yüzecek, tahta dek zahmetsizce, Altın derelerde ve taşlarda akacak, Demin bilinmeyen topraklarda, (ABD)
-İngiltere bir yahudiyi kabul edecek, (Başbakan Disraeli) Yahudi bir zamanlar küçümsenirken, Hıristiyan olacak doğduğunda, Camların evi gelecek ve geçecek, İngiltere´de lakin yazık fazla yazık, Bu işleri bir savaş izleyecek, Orada Pagan ve Türk oturduğu süre,
-Bu ülkeler şiddetli bir didişme yaşayacaklar, Birbirlerinin yaşamlarını almaya çalışacaklar, Böylece kuzey güneye bölünecek, Kartal, aslanın ağzında, Ödenti, kan ve acımasız bir savaş, Girecek her mütevazı kapıdan,
-Bir maymun yetkisiz yılda ortaya çıkacak, (aids) Tüm kadınlar nefret edilen şey içinde olacaklar, Ve Adem´ler tartışacak, Ve Roma inancı kökleşecek, Ve İngiltere oradan oraya dönecek,
-Gök gürültüsü dünyayı sallayacak, Şimşekler gökleri yırtacak, Dünyayı su dolduracak ve ateş işini yapacak,
-Güzel ve güneşli Fransa´da üç kere, Kan dansı oyununa öncü alacak, Ahali özgürlük olmadan evvel, Üç zalim yöneticiyi o görecek, (Maximilien Robespierre– Napolyon Bonapart–Philippe Petain) Üç defa halkın kendisi yönetecek, (Fransa´da üç cumhuriyet) Üç defa halkın umutları değil olacak, Üç idareci başarılıyken, Her baharda bambaşka hanedanlar, şiddetli geçimsizlik olduğu zamanlarda, İngiltere ve Fransa bir olacaklar, (I. ve II. Dünya Savaşları)
-Sular aktığında, orada mısırlar büyüyecek, Evler vadilerin aşağı görünecek, Kar ve doymuş onları örtecek, Beyaz siyah olacak ve griye dönüşecek, Ve güzel bayan üç defa evlenecek,
-İngiliz zeytini sırası gelince bükülecek, Alman şarabıyla evlendiğinde, İnsan akıntıların aşağıda yürüyecek, Onlar olağanüstü rüyalar görecekler O harika günler fazla uzaktan yok, (20. Asır) Bayan benimseyecek bir çılgınlığı, erkek gibi giyenecek, pantalon giyecek, saçlarını kesip bukle yaptığında, Onlar bacakları ayrılmış gezecekler, Kasları pirinçle kaplı, Büyücüler gibi hemen süpürge sopasındalar,
-Ve kükreyen canavarlar insanın üstündeyken, (Uçaklar) Yeşil mısırları yiyor görünürlerken, ve insan kuşlar gibi uçtuğunda, at ve saban uzaklaştırıldığında, (Tarım) Orada herkesin göreceği bir sinyâl olacak, belirlenmiş olun bu fazla doğal olacak, Aşk ölecek ve evlilik sona erecek, (Beraber yaşamak) Ve uluslar azalacak, bebekler azalırken,
-Ve kadınlar köpek ile kedileri okşayacaklar, insan yaşayacak tıpkı domuzlar gibi, Ondokuz yüz ve yirmialtı, (1926-II. Büyük Savaş öncesi) Evleri saman ve sopalardan yapılmış, Büyük savaşlar planlanacak bunun için, Alev ve kılıç ülkeleri silecek.
-Resimler canlı gibi ve özgürce hareket ederken, (Sinema-Tv) Tekneler bir balık gibi denizin aşağıda yüzecek, İnsanlar kuşlar gibi göklerde olacaklar,
Bundan sonrası iki büyük savaşla ya da gelecekle ilgili olabilir.
Joanne Velwe’nin kayıt altına alarak halktan sakladığı kayda değer kehanetler ise ekseriyetle günümüze ait kehanetlerdir.
-Tüm dünya kanla ıslanacak ve ölecek, O, yüzyılın içersinde yaşadığı için, korkuyla titreyecek, Kaçacak dağlara ve mağaralara, Bataklığa, ormana ve vahşi çamura, Fırtınalar ve okyanuslar kükreyecek, büyük melek denizde ve kıyıda durduğunda, Ve o üfleyecek görkemli boynuzunu, Eski ülkeler ölecek, yenileri doğacak, Kızgın canavar göklerden geçecek, Altı kere, dünya ölmeden evvel, İnsanoğlu titreyip korkacak, Altıncı Haberci. bu kehanet için geldiğinde
– İnsanlar kendilerini mutlu ve güvende sandıklarında dev kulelerde doğadan koptuklarında, Yıkım çekirge sürüsü gibi gelecek sinsi ve güvenli olmayan insandan insana geçecek. Sonra kuleler yıkılacak başkentler dağılacak. İnsanlık karın güneşte eridiği gibi hızla eriyip azalacak. Kalanlarsa bir gün daha nefes alabilmek için dağlara ormanlara saklanacak ama sayıları çok eksik olacak.
Üç uyuyan dağ nefes almaya başlayacak. (Volkanik dağların faaliyete geçmesinden laf ediyor.)
Denizlerin kanlandığı süre gelince, büyük selle karıştırılacak. Atsız arabalar gidecek. Felaketlerden dünya çığlık çığlıkla dolacak.
Depremler tek tek şehirleri yutacak. Bütün bunlar benim bilmediğim yerlerde olacak.
İnsanlar susuzluktan ölecekler. Sonra okyanuslar yükselecek. Toprak kuruyup çatlayacak, sonra baştan normale dönecek. Fırtınalar patlayacak ve okyanus yükselecek.
Shipton Belli Başlı, bir gök cisminin dünya çevresinden geçerken bir kıtanın batacağını söyledi fakat şunu ekledi: Tüm kara parçaları batmayacak. Fakat kalan karalar çürüyen insan ve hayvan cesetleri ve bitkilerin yaydığı kokular nedeniyle feci bir durumda olacaklar. Bundan sonra bir savaş olacak ve doğanın başlattığı bu kıyım işine devam edecek.
Kadınlar, erkek gibi giyinecek, saçlarını kısa kesecekler.
Shipton Başlıca, 1561 yılında İngiltere’de 73 yaşında ölmüştür. Ölümünün zamanını ve nasıl olacağını evvelden söylemişti, böylece yaşamı baştan başa engizisyondan hiç korkmadı. Öleceği günün sabahında yatağına yattı, uyudu ve bir daha uyanmadı. Kendi sözüyle üç yirmi ve bir onüç yıl yaşamıştı.