Yesari Asım Arsoy
Yesari Asım Arsoy Biyografisi
Yesari Mustafa Asım Arsoy, 6 Ağustos 1896 tarihinde (eski tarihle 1314)Osmanlı Devleti ait olan batı Trakya topraklarında Drama şehrine Konya’dan göç edip gelen bir ailenin çocuğu olarak orada doğdu. Babası Bergofçalı Ömer Lütfi, annesi ise Zübeyde Hanım’dır. Yesari Mustafa Asım Arsoy, sekiz çocuğun altıncısıdır. Naci ve Raci kardeşler daha evvel çocuk yaşlarında ölmüşlerdir. Diğerleri cömertlik sırasına kadar Mehmet Tevfik, Emine Hamdiye,Mahmut Remzi, Mustafa Asım, Fatma Bahriye ve Muharrem İhsandır.
Büyük dedesi Şeyh Ömer Efendi solak olduğundanıyordu, Asım ve ablası da sol ellerini kullandıkları için Yesari (solak) adını aldılar. Remzi Aksoy adında olan abisinin oğlu, Sinema sanatçısı Göksel Arsoy yeğenidir.
Yesari Asım Arsoy, 1905’te Nazifi Mektebinden, sonra 1908 de Beykonağı Rüştiyesi’nden (orta mektep) ve 1910 yılında Yeni İdadiye (Lise) başlayarak oradan mezun oldu. Balkan Harbi esnasında, 12 Ekim 1912 de ailesiyle birlikte düşman işgaline uğrayan topraklarından göç ederek Adapazarı’na yerleşmiştir. Sekiz yıl kaldıkları Adapazarı’nda ailece otel işletmişlerdir. Yesari Asım Arsoy’un ilk ciddi müzik çalışmaları da burada başladı. Önceleri bağlama ve ud çalmayı öğrendi.
Adapazarı’nda bulunduğu, bu günlerde Geyve dolaylarında Çete savaşı yapan Çerkez Ethem’in yanında fazla kısa bir vakit bulundu. sonradan Antalya’ya gelen Yesari Asım Arsoy, “Loid Triestino” adlı bir İtalyan gemi acentesinde 1917 yılında kâtiplik yaptığı dönemde Milli Güvenlik Teşkilatı adına sıcacık olarak, bilgiler topladı. bu vesileyle ailesi 1920 mtine göçtü, fakat Yesari Asım bir süre daha Adapazarı’nda kaldı ve 1921’de İstanbul’a ailesinin yanında geldi. 1923 yılında İzmit’e gitgide artarak Maliye dairesinde çalıştı. Sonradan “Tabacos Tütün Gümrüğü”ne girdi. Burada bir buçuk sene çalıştı, arkasında Galata gümrüğündeki komisyoncularının birinin yanına kâtip oldu. Bunlardan başka muhasebecilik, avukat kâtipliği gibi işler yaptı. Hiç birinde sürekli olarak çalışmadı. Tekrar döndüğü İstanbul’da, bir müzik topluluğunda musıki çalışmalarını sürdürdü.
1929 yılında birincil üç eserini yaklaşık aynı vakit dilimi içinde besteledi. Kürdî’li Hicazkâr şarkı “Kedersiz hiç çoşar ağlar taşar mı kalb-i nâşâdım”, Sabâ şarkı “Zavallı kalbimi dinle sana figan eylesin bak” ve Nevâ şarkı “Geçer her gün bir sevimli kız buradan.”
daha sonra ilham eseri olan ve bir dönemde Türkiye’yi sarsacak eserlerini peş peşe bestelemeye başladı. 1930 yılında Colombia plâk şirketi ile yapmış olduğu anlaşma sonucunda şarkıları plâğa okunmaya başladı. Önceleri anne kadar gelen Büyük Türkoğulları lâkabı sebebiyle plâklarda adı “Mustafa Asım Türkoğlu” olarak geçti. daha sonra soyadı kanunu çıkınca “ARSOY” soyadını aldı, lakabı olan Yesari de nüfusa geçti.
1938 yılında Romanya, Bükreş’e gitti, bilhassa çıgan müziği ve batı müziği hakkında bilgilerini ilerletmek için 3 ay dek kaldı.
1949 yılında “Fatih Millet Kütüphanesi”nde tanıştığı Zehra Altuğ ile evlendi. Özellikle san’beygir hayatındaki kısırlaşma ve bir takım nedenlerden nedeniyle 1954 yılında boşandı. Daha önce evlenme izni vermediği ağabeyinin vefatından önce vasiyetinde müsade vermesiyle gençlik döneminden beri tanımış olduğu yahudi olan Suzan Arsoy ile fakat 1977 yılında evlendi.
Göksel Arsoy’un babası olan ağabeyinin, dini farklılıktan nedeniyle evlenmesine yıllar her tarafında müsade vermemesi karşın aşkından vazgeçmeyen Yesari Asım Arsoy, yıllar boyunca Suzan bayan’ı adada ziyarete gelmiş ve bestelerinin büyük çoğunluğunu da Suzan bayan için yapmıştır. “Ada sahillerinde bekliyorum” şarkısının bestesini de onun için yapmıştır.
1954-1955 yılları aralarında İstanbul Radyosunda stajyer sanatçıları yetiştirmek üzere atama aldı. 1975 yılında İzmir’de ödev aldı ve oradaki stajyerlere musıki dersleri verdi.
1991 de “Devlet Sanatçısı” ünvanını aldı. Musıki tarihimiz içinde yaşamış ve sayıları oldukça az olan “üslub” sahibi bestekârlarımızdan biri de Yesari Asım Arsoydur. Bugün tanıdık eserlerinin sayısı iki yüz elli civarında olduğu sanılıyor.
Yesari Asım Arsoy, çok düzgün bir sesi olmasına rağmen, kendisini hiçbir süre ses sanatçısı olarak kabul etmemiş, sanatındaki şerefli çizgiyi muhafaza namına prensiplerinden imtiyaz vermeyerek, yüksek ücretlerle sahnelerde okuma tekliflerini defalarca geri çevirmiştir.
Yesari Asım Arsoy, 18 ocak 1992 tarihinde 96 yaşında vefat etti.
Evlilikleri :
1.evliliği: 1949 yılında Zehra Altuğ ile evlendi. 1954 yılında boşandı.
2.evliliği: 1977 yılında Suzan (Arsoy)bayan ile evlendi.
Eserlerinden örnekler:
Hüzzam makamı:
Yar yolunu kolladım
Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır
Dün gece bir şuhun bezmine gittim
Zamanla ola ki geçer
Ümitlerim her zaman kırıldı
Yeniden kalbim coşar ağlar bu gece
Sen olmasaydın eğer
Kalbimi yıllardan beri sevdaya bağladım
Bu yaz sevdâyı tattım
Uşşak makamı:
Bir çapkın elinde oyuncak oldum
Bir ince fidansın
Bu yaz geçen günlerimiz hatırımdan çıkmasın
Menekşe gözler hülyalı
Türkü:
Yar saçların lüle lüle
Adalardan bir yar kazanç bizlere
Akasyalar açarken
Ada sahillerinde bekliyorum
Hicaz makamı:
Sazlar çalınır Çamlıca’nın bahçelerinde
Bursa’lının gözlerine hayran oldum ben
Suz’Nak makamı:
Ayrı düştüm sevgilimden
br> Nihavend makamı:
Sahilde o güzel buseleri
Daldan dala konarım
Rast makamı:
Perişah saçların
Sultaniyegah makamı:
Biz Heybeli’de her gece
Şedaraban makamı:
Bu yaz Hünkâr sularında yâr dizine yaslandım
Canım diyerek kokladığım tatlı kadınsın