A

Antisthenes

Antisthenes Biyografisi

MÖ 445 – MÖ 365 yılları aralarında yaşamış Yunan düşünürü. Kinikler okulunu kurmuştur.

Antisthenes, MÖ 445 yılında doğmuştur. Önce sofist filozof Gorgias‘ın ve peşinde da Sokrates‘in öğrencisi olmuştur. M.Ö. 426 yılında Tanagra savaşında çarpışmıştır.

Sokrates’in ölümünden daha sonra kendi okulunu kurmuş ve felsefesinin örnek kişisi olarak Sokrates’i referans almıştır. Köpeksi anlamında olduğu belirtilmiş Kyon sözünden türetilmiş Kinik okulunun kurucusudur ve bu akımın kayda değer açılımlarını yapmıştır. Sokrates’in en çok kanaatkârlık öğretisinden etkilenmiştir. Özellikle dilekçe yönü ağır basan bir etik anlayışını benimseyerek, gerçek erdemin kişinin kendine dominant olmasına, tutkularından ve öbür insanlara bağımlılıktan kurtulmasına dayandığını savunmuştur.

Antisthenes‘e tarafından kayda değer olan erdemdir ve erdemde bilgelikle elde edilebilen kendine tatminkarlık durumudur. İnsan her tür gereksinimden kendini kurtararak, yalnızca kendi kendine dayanarak var olabilmelidir, bağımsızlık bu anlamda gereksinimlerden kurtulmak, toplumsal bağları aşabilmektir. Antistenes’in felsefi düşünceleri bu anlamda uygarlık değerlerinin eleştirisini ve yadsınmasını içerir.

Kinikler gerçek mutluluğun somut olanaklar, politik zor ya da sağlıklılık gibi dış özelliklerden oluşmadığını vurgularlar. Onlara kadar gerçek sevinç bu alıcı rastlantısal ve geçici şeylere bağımlılıktan kurtulmakla edinilir. Mutluluk bütün da bunlara dayanmadığı için herkes göre elde edilebilir. Bir defa ele geçirilince de elden gitmez. Kinikler insanın sağlıklı olmaya kafa yormalarının gerekmediğini söylüyorlardı. Acı ve ölümü de dert etmeye lüzum yoktu. Aynı şekilde başkalarının acılarıyla da ilgilenmiyorlardı.

Doğal bir yaşam sürme düşüncesinde de Georgia’dan etkilenmiştir. Antisthenes’e tarafından insanın amacı mutluluktur, sevinç ise içsel bir özgürlükle gerçekleşir. İnsanlar tevazu olarak, doğal bir sadelikle, hatta ilkel bir şekilde yaşayarak öz varlıklarına etken olabilirler, iç özgür ve özgürlüklerini sağlayabilirler. İnsan tutkularından kurtulduğu oranda özgürleşir ve tanrıya yaklaşır. Antisthenes, felsefesinde sofizmin etkilerini taşır. Varlığın birliği ve tanımlarımızın yetersizliği konularında kayda değer ölçüde Gorgias’ın yaklaşımına yakındır. Data, nesnelerin adlandırılması için ortaya konulan sözlerdir ve yargılarımız da bu sözlerin bir araya getirilmesinden başka bir şey değildir. Platon’un kavramları hakiki sayan yaklaşımından bambaşka olarak, bir cins nominalist düşüncesi laf konusudur burada. Ona göre, sosyal sınıfların hiçbir anlamı yoktur, onun için köle ile serbest bir insan arasında da bir fark olmaması gerekir.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Abdülfettah el Sisi

Bu layık eleştirisinde Antisthenes hazcı bir eğilime sahip değildir, aksine hazcılığa sert bir tepki gösterir. Zevk, insanın köleleşmesinin sebebidir çünkü. Mutluluk amacı için, erdemin kendi başına fazlasıyla yeterli olduğunu ve başka hiçbir şeye gerek bulunmadığını savunan Antisthenes’e göre, erdem arzunun yokluğu, isteklerden bağımsızlıktır. doğrudan doğruya yaşamın korunmasına ve sürdürülmesine yaramayan her şeyi kinik filozoflar reddederler, daha açıkçası bunlaı medenilik karşıtlığına götürmüştür. Bilinen ahlaka, toplumsal değerlere, dine, aileye ve devlete aleyhinde ilgisiz kalırlar ya da bunları yadsırlar. Antisthenes, devletin kendisiyle hiç ilişkisi olsun istemez.

Antisthenes’in öğrencilerinden Diyojen onun fikirlerine yürekten bağlanmış ve görüşlerinin yayılmasını sağlamıştır.

Çok sayıda eser yazdığı bilinen Antisthenes’in hiçbir yapıtı günümüze kadar gelememiştir.

Antisthenes, MÖ 365 yılında 80 yaşında ölmüştür.

Sokrates’in öğrencisi Atina’lı Antisthenes, bir hayli yaşlandığı sırada, bütün dünya zevklerine ve özentili felsefelere sırt çevirmişti. Elit Tabaka arasında ve zevkli bir ömür sürerek yaşlandığı halde aniden doğaya dönmüş, doğaya uygun yaşamayı yeğlemişti. Köleler gibi giyiniyor ve hoşgörü almaktansa ölmeyi yeğlerim diyordu. Öğretmeninden öğrendiği erdem anlayışını herkesin anlayabileceği bir dille anlatmaya başlamıştı. Her türlü mülk ve mal edinmeye, kölelik ve aile kurumlarına, din inançlarına karşı çıkıyor ve çevresindekilere iyilik öğütleri veriyordu.

Tutuklanmış bir kalpazanın oğlu olan Sinop’lu bir genç, Diyojen, ona yanaştığı vakit kendisinden hiç hoşlanmamış ve sopayla döverek onu kovmuştu. Diyojen direndi ve Antisthenes’in mesihvari sözlerine uyarak her şeyden el etek çekip bir köpek gibi yaşamaya başladı.

Öğretiye köpeksi adı verilmişse illaki Diyojen yüzündendir. Ölüleri gömmek için kullanılan toprak bir kap içinde yaşıyor ve felsefesini eylemiyle geliştiriyordu. Diogenes, Antisthenes’in aklından bile geçirmediği bir biçimde tüm geleneği yadsıyarak her türlü ruhsal ve somut isteklere sırt çevirmiş, kendisini doğanın içinde doğal bir varlık gibi özgürlük kılmıştı. Hakiki erdeme böylesine bir özgürlükle varılabileceği kanısındaydı. Antisthenes’in erdem öğütlerinden çok Diogenes’in bu eylemsel felsefesi insanlar aralarında tutunmuş ve Krates, Kseniades, Oneskrites vb. gibi köpeksi düşünürler yetişmiştir.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Aylin Şallı

Antisthenes’in sözleri :
Antisthenes, Platon‘un kendisi hakkında öyle de iyi şeyler söylemediğini duymuştu. Şöyle dedi: ‘İyi şeyler gerçekleştirmek ve iftiraya uğramak krallara özgüdür.’

İnsanların az daha hepsinin aklı başından gitmiş gibi geliyor bana. Kimse yapması gereken şeyi yapmıyor, manalı, daha iyi bir yaşama açtırmak için kimse işlediği hatalardan, bilgisizliğinden, manevi şaşkınlığından kurtulmaya çalışmıyor. Herkes büyük bir rahatsızlık içinde uygun sayarak, hiç ilerlemeden ayak sürüyor ve söz konusu olan defalarca benzer şey: Para, saygınlık şımartma. Kimse bunlardan ayrılamıyor ve ruhunu kurtaramıyor. İnsanlar da girdaba kapılmış nesneler gibi. Girdabın içinde savruluyor ve artık açık havada çıkamıyor.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı