Tarkan Tevetoğlu
Tarkan Tevetoğlu Biyografisi
1992 yılında Kıl Oldum Abi adlı parçasıyla büyük bir çıkış yakalayan Tarkan, Şımarık ve Şıkıdım gibi parçalarıyla Avrupa‘da müzik listelerine girmeyi başarmış, arkasından çıkardığı İngilizce albüm Come Closer’ın başarısı ile etkisinin Türkiye ile sınırlı kalmayacağını göstermiştir. Son albümü Adını Kalbime Yaz’ı 29 Temmuz 2010 tarihinde piyasaya çıkartan başarılı ressam, albümün çıkış haftasında yakaladığı 250.000 adetlik satış miktarıyla halen Türk Pop Müziği’nin kralı olduğunu göstermiştir. 15 milyonun üzerinde albüm satışı yer alan Tarkan, Dünya Müzik Ödülü sahibidir.
Tarkan Tevetoğlu, 17 Ekim 1972‘de aslen Rize’li olan bir aileden Almanya‘nın Frankfurt yakınlarından bulunan Alzey kasabasında doğdu. İlköğretimi Almanya’da tamamladıktan sonradan 15 yaşında ike ilesi ile birlikte Türkiye’ye döndü. Babası Ali Tevetoğlu‘nun oğlunda gördüğü müzik yeteneği ile 13 yaşındayken Herzamanki Türk Müziği eğitimi almaya başladı. Eğitimini Karamürsel‘de sürekli usta 1990 yılında Karamürsel Lisesi‘nden mezun oldu.
Müzik eğitimi için İstanbul’a gittikten daha sonra 1990 ile 1992 yılları aralarında Üsküdar Musiki Cemiyeti‘ne devam etti. 1993 yılında prodüktör Mehmet Söğütoğlu ile tanışmasının ardındaki İstanbul Plak ile uzlaşma yaptı. İlk albümü “Tekrar Sensiz” 1992 yılında piyasaya çıktı. Albümün çıkış şarkısı “Kıl Oldum Abi” ile kısa sürede büyük bir çıkış yakaladı. Albüm 900 bin adet satıldı ve Tarkan bir anda tüm deri kilit noktası haline geldi.
Arkasından 1994 yılında çıkardığı “Aa Acayipsin” adlı albümde Sezen Aksu ile çalışan Tarkan, daha ikinci albümü ile Türk Pop Müzik camiasının en kayda değer isimlerinden biri haline geldi. Bu albümden daha sonra Türkiye ve dünya turuna çıkan usta, Türkiye ve Avrupa’da 34 konser verdi. Bu konserlerin 25’i, ulusal çapta gerçekleştirilen en büyük sponsorlu turne zarfında, Tarkan’ı Türkiye’nin bambaşka illerinde takriben 10 bin seyirci ile buluşturan stadyum konserleriydi. Sanatçının kariyerindeki en büyük dönüm noktalarından olan albüm 2,5 milyona yakın satıldı. Avrupa’da da 950 bin rakamına ulaştı.
1995 yılında Ahmet Ertegün ve Atlantic Records ile anlaşma imzaladı. Türkiye’de medyanın yoğun takibi ve baskılarının artması üzerine New York’a giden sanatçı burada bir yanlamasına albüm çalışmalarına devam ederken bir yandan da New York Baruch Üniversitesi‘nde dil eğitimi aldı.
O dönemin en kayda değer yıldızları icra eden menajeri Ahmet San ile 1995‘te sözleşme imzaladıktan sonradan 1994–1997 yılları aralarında İsviçre, Hollanda, İngiltere ve Almanya’da toplam 12 şehri kapsayan 3 büyük Avrupa turnesine çıktı. 1995 yılında New York Palladium’da verdiği konser, Türkiye’de canlı yayınlandı. Tarkan, 1997 Temmuz’de üçüncü albümü “Ölürüm Sana” rekor satışlarını kırıp Türkiye’de 2,5 milyon sattı. Benzer sene kendi müzik şirketi HITT Prodüksiyon’u kurdu, 1998 yılında Walt Disney’in 35. uzun metrajlı çizgi film’i olan Herkül’ün baş karakterini Türkçe olarak seslendirdi. Filmin müziklerinden “Yolumdayım”ı seslendirdi.
Bu albümde bulunan ve bir Sezen Aksu parçası olan “Şımarık“, kısa sürede dünya çapında tanındı ve sonra diğer yabancı sanatçılar tarafından da çeşitli dillerde yorumlandı. Ahmet Ertegün ile olan anlaşmazlıklarından dolayı Atlantic Records‘tan ayrıldıktan sonra Türkiye’ye dönerek askerlik görevini yerine getirdi. Tarkan, 2001 yılında “Kuzu Kuzu” isimli single çalışmasını piyasaya sürdü. Aynı sene “Karma” adlı albümünü yayınladı. Albümde yer alan “Kuzu Kuzu” ve “Hüp” gibi çalışmalar ile iyi bir dönüş yaptı. Washington Post Tarkan ile ilgili yaptığı bir haberde, Tarkan’nın Fransa’dan Danimarka’ya müzik listelerine girebilmeyi başarmış, Rusya’da en çok satan Rus olmayan usta ünvanını almaya değer görülmüştü.
2003 yılına gelindiğinde Tarkan yeni albümü “Dudu” adlı albümünün çalışmalarını tamamladı. Nazan Öncel ile çalıştığı bu albüm ile Rusya’da 1 milyon satış rakamına ulaştı, benzer ülkeden en iyi tanıdık olmayan şarkı ödülünü aldı.
Bir yana reklam filmlerinde oynayan artist 2001 yılında Pepsi ile gerçekleştirilen sponsorluğun arkasında, çekimleri Kapadokya’da yapılan Turkcell’in Hazırlanmış Kart reklamlarında yer aldı. “Hür İçimizde” adlı bestesini de seslendirdiği aynı proje zarfında Tarkan-Bağımsızlık Yolcusu takvimi piyasaya sunuldu. 2004’te petrol şirketi OPET’in reklamlarında yer aldı. 2006 Yılında da Avea sponsorluğunda bir dizi konser verdi.
Dünyadan müziği ile olumlu eleştirilen almasından haraketle İngilizce albüm yapma kararı alan sanatçı, 2005‘in Ekim ayından beklenen single “Bounce“u piyasaya sürdü. Derhal peşinde ilk İngilizce albümü olan “Come Closer” benzer anda bütün Avrupa ve Türkiye’de satışa sunuldu. Kısa bir süre sonra albümde bulunan “Start The Fire” adlı ikinci single çalışmasını yaptı. Come Closer albümü Almanya dışındaki Avrulpa ülkelerinde yeterli tanıtımın olmaması ve de Avrulpa ülkelerinde dönemin müzik trendinin ağırlıklı olarak elektronik-dans çizgisinde ilerlemesi nedeniyle istenilen yurtdışı başarısını yakalayamadı.
Müziğe kısa bir süre ara verdikten sonra 2007 yılının Aralık ayında altıncı albümü “Değişim” ile her yerde sevenleriyle kavuştu. Albüm olağan bir Tarkan albümü olmamasından ötürü negatif eleştrilere maruz kalsa da sevenleri Tarkan’ı yanlız bırakmadı. Albüm bütün bu olumsuz eleştirilere karşın 2 ayda 500 bin satış rakamına ulaştı. Albümün asıl başarısı ise cd formatının fazla haricen, dijital ortamda gerçekleşti. Başkalaşım albümü 1.5 milyona yakın bir internet satışı ile Türkiye’de kendi alanında bir ilki gerçekleştirdi. Metamorfoz albümündeki şarkılara alternatif bir görüş açısıyla yaklaşan remix albümü ise Tiesto gibi dünyaca meşhur DJ’lerin Tarkan’a eşlik etmesi ile 2008 yazsında piyasaya sunuldu.
Tarkan’ın ilgiyle beklenen son albümü Adımı Kalbine Yaz, 29 Temmuz 2010 tarihinde, Hitit Müzik etiketiyle piyasaya çıktı. Başarılı sanatçının 8. stüdyo albümü olan Adımı Kalbüne Yaz’daki şarkıların söz ve müziklerinde Tarkan’a Aysel Gürel, Sezen Aksu, Mithat Can Özer ve Yıldız Tilbe eşlik etti. İçerisinde 8 şarkı ve 5 de remix çalışması barındıran albümün düzenlemesi Ozan Çolakoğlu kadar yapıldı. Albümden çıkan single çalışmaları ise Sevdanın Son Vuruşu ve Adını Kalbine Yaz (Ozinga Club Mix) oldu. Adını Kalbine Yaz albümü piyasaya çıktığı hafta 250.000 satma başarısı gösterdi.
Müzik çalışmalarının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de vakit ayıran Tarkan, 2008 yılında Orhan Gencebay ile beraber çevre sorunlarına dikkat sürüklemek için yaptığı Uyan adlı şarkısı ile çevrecilerin taktirini topladı. Doğa Derneği ve PETA (Uluslararası Hayvan Koruma Derneği) ile beraber faal projelere imza atan Tarkan, sokak hayvanlarının korunması projelerinde PETA’nın tanıtım yüzü oldu.
15 milyonun üstünde albüm satışıyla çağımızın en dinç Türk Pop müzisyenlerinden birisi olan Tarkan, Avrulpa, Rusya ve Türki Cumhuriyetler’deki başarılı satmak grafikleriyle yurt dıştan azami albüm satmış sanatçılarımızdan birisi olmuştur ve de Dünya Müzik Ödülü sahibidir.
11 Mart 2016 tarihinde Tarkan’ın dokuzuncu stüdyo albümü olan “Ahde Vefa” çıktı.
29 Nisan 2016 tarihinde Tarkan’ın Tarabya’daki lüks villasının bahçesinde gerçekleşen törenle 5 yıldır birlikte olduğu Pınar Istek ile evlendi.
Albüm ve Single Çalışmaları
1992: Tekrar Sensiz Çıkış Tarihi: 19 Aralık 1992 Plak Şirketi: İstanbul Plak
1993: Tekrar Sensiz (Extended) Çıkış Tarihi: 1 Temmuz 1993 Plak Şirketi: İstanbul Plak
1994: A Acayipsin Çıkış Tarihi: 12 Mayıs 1994 Plak Şirketi: İstanbul Plak
1997: Ölürüm Sana Çıkış Tarihi: 14 Temmuz 1997 Plak Şirketi: İstanbul Plak
1998: Şımarık (Single) Çıkış Tarihi: 1 Mart 1998 Plak Şirketi: Üniversal Müzik
1999: Şıkıdım (Single) Çıkış Tarihi: 1 Mart 1999 Plak Şirketi: Üniversal Müzik
1999: Tarkan Çıkış Tarihi: 1 Haziran 1999 Plak Şirketi: Üniversal Müzik
2000: Bu Gece (Single) Çıkış Tarihi: 1 Mart 2000 Plak Şirketi: Üniversal Müzik
2001: Kuzu Kuzu (Single) Çıkış Tarihi: 10 Mayıs 2001 Plak Şirketi: İstanbul Plak
2001: Karma Çıkış Tarihi: 23 Temmuz 2001 Plak Şirketi: İstanbul Plak
2002: Hüp (Single) Çıkış Tarihi: 1 Ocak 2002 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2002: Hür İçimizde (Single)Çıkış Tarihi: 5 Mart 2002 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2002: Bir Oluruz Yolunda (Single) Çıkış Tarihi: 25 Nisan 2002 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2003: Dudu Çıkış Tarihi: 20 Haziran 2003 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2005: Ayrılık Zor (Single) Çıkış Tarihi: 17 Mayıs 2005 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2005: Bounce (Single) Çıkış Tarihi: 20 Ekim 2005 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2006: Bounce (Single) Çıkış Tarihi: 1 Nisan 2006 Plak Şirketi: Universal Music
2006: Come Closer Çıkış Tarihi: 7 Nisan 2006 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2006: Start The Fire (Single) Çıkış Tarihi: 18 Ağustos 2006 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2007: Başkalaşım Çıkış Tarihi: 17 Aralık 2007 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2008: Değişim Remixes Çıkış Tarihi: 28 Temmuz 2008 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2008: Uyan (Single) Çıkış Tarihi: 6 Ekim 2008 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2010: Adımı Kalbine Yaz Çıkış Tarihi: 29 Temmuz 2010 Plak Şirketi: Hitt Müzik
2016: “Ahde Vefa” Çıkış Tarihi:11 Mart 2016 Plak Şirketi:Hitt Müzik
Ayşe Arman‘nın Tarkan ile yaptığı mülâkat :
Sesiniz sedanız çıkmıyor. Kendinizi geri mi çektiniz Allah aşkına! – Ne alakası var, geri çekilme filan değil! Bütün tersine, yeni bir Türkçe pop albüm hazırlıyorum. İngilizce albüm çalışmalarım sürüyor. Daha Sonra birbiri ardına bir sürü konser var. Dubai’den sonra, Kopenhag, Hamburg, Los Angeles. Yoğunum yani, başımı kaşıyacak vaktim değil. Ama artık magazin programlarında ve dergilerinde yer almıyorum…
Yoksa, bilinçli bir tercih mi bu? – Fevkalade bilinçli.
Peki niçin? – Medyayla aramızda güven krizi var! Söylediklerimin çarpıtılmasından, zor kullanarak birtakım polemiklere sokulmaktan sıkıldım. Benim için artık bu cins şeylerin esprisi yok. Canım istemiyor. Eğlenceli gelmiyor. Hatta sıkıcı ve basmakalıp buluyorum. üstelik natürel itiraf etmem icabında, inciniyorum. Ilk Elden kafama alev ediyorlar.
– Hayır. Kaşarlaşamadım bir türlü. Derim hálá ince. Üzülüyorum. O yüzden röportajlara hayır diyorum.
Ama, sanatçılar magazinle beslenirler, diye biliriz. Bu bir iki taraflı ihtiyaçtır… – Benim böyle bir ihtiyacım değil. Lütfen ukalalık gibi değerlendirmeyin, o gürültüde, o kargaşada yer almak bana manasız geliyor. bundan başka bundan böyle beni haberdar olan biliyor ya. Konserlerim tıklım tıklım. Bana yetiyor. Daha ne isterim?
İyi de, ertesi gün gazeteye baktığımızda, sizden hiç söz edilmiyor ya da adınız eskiye oranla çok daha az geçiyor… Korkmuyor musunuz? – Hayır. Gazetelerin seni eskisi değin yazıp çizmemesi, popülariteni kaybettiğin anlamına gelmiyor. Tam tersine, birilerini her gün gazetede manşetlerde gördüğüm süre kuşku duyuyorum, bir reyting problemi varmış gibi geliyor bana. Bu mekanizmadan uzak durmak istiyorum. Ben magazin haberlerle yok, işimle anılmak istiyorum.
İnsan, belirli bir doygunluğa gelince mi böyle hissediyor? – Bilmem, olabilir. İnsan doyuyor galiba. Eskiden daha pozitif dışarı çıkıyordum. Haber olmak için mi çıkıyordum, dışarı çıktığım için mi haber oluyordum bilmiyorum. Fakat bundan böyle dışarı bile çıkmak istemiyorum. İçime kapandım biraz. Daha doğrusu, kendimi tanımaya çalışıyorum. Müzik yapıyorum, hobilerimle meşgulüm, çok sık gezi ediyorum. Uzaklaşınca, Türkiye’yi daha net görüyorum. Ne kadar minik bir dünyam olduğunu, ne salak şeylerle uğraştığımı fark ediyorum. Ama işte bir zaman sonra Türkiye’yi özlüyorum, geliyorum hooop tekrar kendimi o girdabın içinde buluyorum.
gerçi ben “Hakkımda yazılsın çizilsin istemiyorum” laflarına inanmıyorum… – Fakat dürüst söylüyorum. Konsere çıkıyorsam, yeni bir albüm yapıyorsam veya anlatmak istediğim yeni bir şey varsa, o süre mülâkat veriyorum. Bazen de “Hadi çıkayım ortalığa da, etrafı şöyle bir sallayayım” diyorum. Fakat işte tümü öyle. Yoksa o yaldızlı dünyanın bir yalancıktan ibaret olduğunu biliyorum. O yüzden de, epey bir zamandır diğer türlü yaşıyorum. Sevgilimle, köpeğimle, arkadaşlarımla mutluyum.
“Sevgilisi hakiki yok. Paravan. Onun fiilen erkek sevgilileri var!” laflarına ne diyorsunuz? – Gülüyorum. Bu ülke, beni illa gay yapacak, o vakit rahat edecekler! Altı senedir birlikteyiz Bilge’yle. Bir yalan, altı yıl nasıl sürdürülebilir?
Sevgiliniz de çok geride, kendi halinde biri. Fazla abartılı yok, fazla frapan yok, çok meme yok, çok popo değil. Rahatlıkla böylece birini de seçebilirdiniz. Siz Tarkan’sınız, sahnelerin seks tanrısı… – Yalnızca sahnede öyleyim. O sahneden indim mi, herhangi biri, banal biriyim. Bilge’yle birlikte mutluyuz. Zaten onun kendini olmadığı bir şey gibi göstermeyen halini seviyorum. Şiddet bir hayatımız var. tekrar tekrar didikleniyoruz. Sağa sola gizli gidemiyoruz.
Siz yurtdışındayken, o ne yapıyor? – Ara Sıra yanıma geliyor. Bazen de gelmiyor. Özlemek ikimize de iyi geliyor. İstanbul’da ikimizin öbür evi var. Lakin çoğunlukla birlikte geçiriyoruz zamanımızı.
O da röportaj vermiyor. Birkaç defa aradım. Kibarca savuşturdu beni. Onu nasıl tutabiliyorsunuz? İnsanlar şöhret için bu dek delirirken… – Bu tür şeyler onu hiç ilgilendirmiyor.
“Allah’ım ben Tarkan’la sevgiliyim. Seviştiğim adam Tarkan!” filan da yapmıyor mu bu bayan! – İlk zamanlar olur ya azıcık sarhoşluk yaşadı. Lakin medyanın üzerine gitmesinden daima rahatsız oldu. “Ben de çıkayım Tarkan’ın sevgilisi olmak nasıl bir şey anlatayım” heveslerine kapılmadı.
Kız kardeşi daha farklı lakin… – Hangisi Berna mı? Deli o. Lakin tatlı bir çılgın. Fazla severim. Üç kız kardeş onlar, üçü de çok ayrı. Bilge, ağırbaşlı. Zaten avukat. Mesleği de başka türlüsünü kaldırmaz. Göz önünde olamaz. Pek bir niyeti olmaması da çok hoşuma gidiyor.
Cilalı mülâkat vermemenizi anladım, ama sizi çılgınca seven hayranlarınıza ne olacak? Onlara adaletsizlik yok mi? – E adaletsizlik oluyor tabii. Onlar benim orada burada daha sık karşılarına çıkmamı istiyorlardır. Amerika’ya gittiğimde fazla kıskanıyorum, fazla hoş talk-show’lar görüyorum, alışılagelmiş kanallarda da, MTV’de de. Türkiye’de maalesef yok. Türkiye’de kiminle, hangi talk-show’da sohbet edeceğim? Mutlaka, abuk sabuk yerlere çekilecek, olmadığım biri gibi gösterileceğim. Konu dönüp dolaşıp her zaman benzer yere gelecek: “Gay misin, biseksüel mi?”
Aklıselim, utangaç ve mütevazısınız… Ama sahneye çıkınca “seks tanrısı” oluyorsunuz. Nasıl bu değin değişiyorsunuz? Orada ne oluyor? Hormonlarınızda değişen bir şeyler mi oluyor? – Kesinlikle oluyor! Orası, yani sahne başka bir şey. Her şey bir arada, halk, spotlar, müziğin yüksek volümü… İnsanlar ismini haykırıyor, tezahürat ediyor… Seni arzuluyorlar… Bunu hissediyorsun… Kaplana dönüyorsun… Ve ben sahneyi çok seviyorum. Onaylandığımı, takdir edildiğimi hissediyorum. Fakat sahneden inince, baştan basmakalıp adam oluyorum. Bunu da seviyorum…
Bunca vakit Tarkan imajı, Tarkan sesi, Tarkan stili, Tarkan müziği diye bir şey yarattınız. Şu Anda ne yapıyorsunuz? Bundan daha pozitif yapabileceğim bir şey yok, diyor musunuz? – Demez miyim? Kendime karşısında acımasız bir adamım, içimde kendimi yerden yere vuruyorum. Ve eksik buluyorum. “Daha iyi olabilirdin” diyorum. “Daha iyi söyleyebilirdin, daha iyi söz yazabilirdin, daha iyi dans edebilirdin…” Hayatım kendimi nasıl geliştirebileceğimi düşünmekle geçiyor. Fakat içten almak gerekirse, bazen de “Aman be!” diyorum, “Ne uğraşacaksın bunlarla. Şöhreti batsın!” Her şeyi bırakıp, bir kenara çekileyim istiyorum.
Amerika’da tanıyorlar mı sizi sokakta yürürken filan? – Los Angeles’ta tanıyorlar. Orada Latin fazla, Meksikalılar filan. Miami’de de tanıyorlar. Venezüellalılar, Brezilyalılar var. Fakat Amerikalılar tanımıyor. Hoşuma da gidiyor. ,
New York’ta da ordu halinde mi yaşıyorsunuz? – Hayır. Tekim. Güvenlik de yok. İlk zamanlar böylece değildi tabii, Michael Jackson gibi beş korumayla dolaşıyordum. Limuzinler filan. Özenmişim çağrıda bulunmak oysa. Acilen komik geliyor.
Peki korktuğunuz şeyler değişti mi? – Sağlıksal paranoyalarım olmaya başladı…
Nasıl yani? Ölüm korkusu mu? -Değil ölmekten hiç korkmuyorum, hatta “İyi bile olur” diyorum. Erken gitmekte üstünlük var. Fazla yaşanılası bir dünya yok. Azıcık karamsarım son zamanlarda. Bir yanlamasına da kalıtımsal mirasımdan şüpheliyim. Babam genç yaşta kalpten gitti, kolesterolü yüksekti, benim de o kadar. Annemin de senelerdir problemleri var. Ara Sıra “Acaba şeker hastası mı olacağım, yürek hastası mı?” diye korkulara kapılıyorum. Check-up’lara gidiyorum, Allah’a şükür, dizim dışarıda her şey iyi. Bazen de, yapmak istediklerimi yapabilecek miyim, diye düşünüyorum. Zamanım yetecek mi, daha çoook şey var gerçekleştirmek istediğim…
Neler mesela? – Kendim dıştan birilerine yardımsever olayım istiyorum. Örnek aldığım isimler: Bono ve Angelina Jolie. Angelina Jolie bile Hollywood’un yalan olduğunun gördü.
Peki Angelina Jolie’ninki bir PR faaliyeti olamaz mı? – Olsa ne fark eder. Kadının, yardıma ihtiyacı olanlara faydası oluyor mu, oluyor. Keza, samimi olduğuna inanıyorum.
Siz niye yapamıyorsunuz? – İstiyorum lakin olmuyor. Denedik. Takviye alamıyoruz.
Albümleri :
1992 – Yine Sensiz
1994 – Aacayipsin
1997 – Ölürüm Sana
2001 – Karma
2003 – Dudu
2006 – Come Closer
2007 – Değişim
2010 – Adımı Kalbine Yaz
2016 – Ahde Vefa