Pierre Loti
Pierre Loti Biyografisi
Fransız romancı
Pierre Loti, 14 Ocak 1850 tarihinde Fransa‘nın Rochefort kentinde Protestan bir ailenin üçüncü çocuğu olarak doğmuştur. Asıl adı Louis Marie Julien Viaud’dir. Denizci bir aileden gelen Pierre, çocukluğunda Latince, Yunanca ve İngilizce dillerini öğrenmiş
Pierre Loti isminin yazarayanusya seferi sırasında, Tahitili yerliler kadar “Pierre Loti” adı verilmiştir. Loti, egzotik iklimlerde yetişen egzotik bir çiçeğin ismidir.
1867 yılında 17 yaşında Fransız Deniz Kuvvetleri’ne girdi. Denizcilik eğitimini tamamladıktan sonra1873’de deniz subayı olur. 1881’de yüzbaşı oldu ve ilerleyen yıllarda da terfi ederek albaylığa dek yükseldi. Ortadoğu ve Uzakdoğu’da bulundu. Bir deniz subayı olarak romanlarında konu ettiği tanıdık olmayan kültürünü pek fazla yer gezerek tanıma fırsatını buldu. Bu yolculuklarında edindiği deneyimlerini ve gözlemlerini sonra kitaplarına yansıttı. Deniz subaylığı mesleğini 1910 yılına değin devam ettirip emekliye ayrıldı.
1879’da ilk romanı olan ve o dönemin Osmanlı Türkiye’sinden kesitler veren Aziyadé ‘nin (Aziyade) yayınlanmasının ardından Fransız edebiyatında 1881 yılından itibaren yazan Pierre Loti olarak tanınmaya başladı. 1886’da Pécheur d’Islande’la (İzlanda Balıkçısı) Loti, kendini edebiyat çevresine kabul ettirmiş bir yazar oldu.
Daha sonraki yıllarda her sene bir kitabı çıktı ve kitapları geniş kitlelerce okundu. 1891 yılında Fransız Akademisi’ne seçilen yazar 1910 yılında Légion d’Honneur nişanını aldı.
Eserlerinde aşkı, umutsuzluğu ve hayatın sonu ölümü anlatmıştır.
Çoğu kez istanbul’da bulunmuş olan Pierre Loti, İstanbul’a ilk önce 1876 yılında bir Fransız gemisiyle, görevli subay olarak geldi, 7,5 ay süreyle İstanbul’da kaldı. Loti, Osmanlı hayat biçiminden etkilendi ve böylece fazla eserinde bu etkiyi gösterdi. Aziyadé adlı romanına adını veren kadınla burada tanıştı. İstanbul’da bulunduğu zamanlarda Eyüp’te yaşadı. İstanbul’a hayran olan Pierre Loti, kendisini daima Türk dostu olarak nitelendirdi. 1913 yılına kadar bütün yedi kez daha İstanbul’a geldi. Toplamda 2,5 yıl Türkiye’de kalmıştır.
Kalbinin en derin köşelerinde alev ateş yanan yaşanmış aşk hikâyesini, ünlü eserine adını verdiği “Aziyade” romanının içinde bulabilirsiniz. O dönemdeki Osmanlı’yı anlatan ve eleştirmenlerin olumlu cevap verdiği bu romanda, Pierre Loti’nin ruh halini de bulmak mümkündür. Dünyanın dört bir köşesini görmüş olan Pierre Loti, yaşamının bundan sonraki diliminde Türkiye’yi yeni bir yurt olarak belirlemiş, Türkçe konuşup Türkçe şarkılar söylemiştir. Pierre Loti’nin kalbini kaptırdığı Çerkez kölesi Aziyade ise, Cihangir semtinde oturan Abidin Efendi’nin bir kölesiydi.
1887 yılında çok sevdiği Aziyade ‘nin mezarına İstanbul’a ziyarete gider. Bu ziyaret dönüsü sonrası doğduğu evin bir odasına Türk odası yapar ve odayı Türk mimari özelliğiyle yapı ettirir. 1903-1905 yılları aralarında Le Vautour adlı gemiye komuta eder. İstanbul’daki Fransız Konsolosluğunun polis merkezi gemisinde 1906’da Les Desenchantées adlı romanını yazan.
2 Ağustos 1906’da kaptan derecesine yükselir ve 1907’de Mısıra gezi yapar. 14 Ocak 1910’da deniz kuvvetleri kariyerine son vererek emekli olur. 42 yıllık etkin hizmet hayatında 29 gemiyle yolculuk yapmıştır.
1913 yılında yazdığı La Turquie Agonisante (Caneştiren Loti aynı sene devlet konuğu olarak Türkiye’ye geldiği vakit, Tophane Rıhtımı’nda büyük bir törenle karşılanarak Sultan Reşat göre sarayda ağırlandı.
Balkan Savaşları’da, I. Dünya Savaşı’nda ve sonrasında Anadolu işgalinde Avrupa’ya aleyhinde hep Türkler’i savundu. Millî Mücadele döneminde Anadolu’daki direnişe destek vermesi ve kendi ülkesi olan işgalci Fransa’yı ağır bir dille eleştirmesiyle Loti, Türk halkının da sempatisini kazandı. Böylece fakat, Türkiye Büyük Millet Meclisi 4 Ekim 1921′ de Pierre Loti’ ye şükranlarını sunan bir mektup yolladı.
Pierre Loti, 1920 yılında “İstanbul Şehri Fahri Hemşehrisi” olarak kabul edildi ve onun adını içeren bir de cemiyet kuruldu. Daha sonraları İstanbul’da Divanyolu’nda bir caddeye “Pierre Loti Caddesi” ve Eyüp’te bir kahvehaneye de “Pierre Loti kahvesi” adı verildi. Günümüzde bu kahvehanenin olduğu yokuş de Pierre Loti Tepesi olarak anılmaktadır.
Pierre Loti, 10 Haziran 1923 tarihinde Hendaye’deki evinde 73 yaşında öldü. Cenazesi Rochefort’a getirildi. Burada da askerler göre devlet töreni düzenlendi. Tabutuna Fransız bayrağı örtülür. Cenazesi daha sonra vasiyeti üzerine Oléron adasına götürülür.
Saint Pierre d’Oléron adasındaki ailesinin evinin bahçesine defnedilir. Sade bir kabir yaptırılmıştır. Mezarının üstünde adının yazdığı bir ufak taş vardır.
Fransa’da evli olan Pierre Loti’nin Samuel Loti adında bir oğlu vardır.
Bir Takım Eserleri :
1879 – Aziyadé (Aziyade)
1881 – Le Roman d’un Spahi ( Bir Sipahinin Romanı)
1886 – Pécheur d’Islande (İzlanda Balıkçısı)
1887 – Madame Chrysanthème (Madam Krizantem)
1890 – Le Roman d’un Enfant ( Bir Çocuğun Romanı)
1891 – Le Livre de la Pitié et de la Mort ( Acınacak Şey ve Ölümün Kitabı)
1897 – Ramuntcho
1899 – Reflets de la Sombre Route ( Karanlık Yol Üzerindeki Yansımalar)
1906 – Les Désenchantées ( Mutsuz Kadınlar)
1913 – La Turquie Agonisante ( Can Çekişen Türkiye)
1919 – Prime Jeunesse ( İlk Gençlik)
1923 – Un Jeune Officier Pauvre (Zavallı Genç Bir Subay)