Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu Biyografisi
Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1913 doğumlu, Çağdaş Türk Resim Sanatı’nın öncülerinden, sanatkâr, şair, yazar.
1913’de , Görele, Giresun’da dünyaya gelen Eyüboğlu, ailesinin beş çocuğundan ikincisiydi. Trabzon Lisesi‘nde okurken, 1927‘de, bu okula resim öğretmeni olarak atanan, Zeki Kocamemi‘nin öğrencisi olan Eyüboğlu, Kocamemi’nin derslerinin etkisi ve mektep müdürünün cesaretlendirmesiyle, 1929‘da, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi‘ne (Mimar Sinan Üniversitesi) girdi.
Yüksekokul’de, Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı gibi meşhur ressamların öğrencisi olan Eyüboğlu, 1930‘da eğitimini bitirmeden, ağabeyi, Sabahattin Eyüboğlu‘nun yanında, Paris‘e gitti. André Lhote‘un yanına farklı alanlara yönlendirilmiş resimler yapan Eyübüoğlu, Akademi’deki ilk yıllarından sonra, esas bilgilerini, Lhote’un akademisinde edinmesine karşın, onun kübist ve konstrüktif yaklaşımını benimsemeyerek, Dufy ve Matisse‘i kendine daha yakın buldu. 16 nisan 1936 tarihinde, Paris’de tanıştığı, Rumen asıllı eşi, Eren Eyüboğlu ile evlendi.
İlk kişisel sergisini 1934‘de, Bükreş‘te açan ve benzer yıl katıldığı, Yüksekokul’nin diploma yarışmasında üçüncü olan Eyüboğlu, bu derece ile mezun almak istemediği için, diploma yarışmasına her tarafta hazırlanmaya başladı. Bu süre kapsamında, Çerkeş demiryolu yapımında tercümanlık yapıyor, Tekel Genel Müdürlüğü‘nde çalışıyordu.
1936’da, Hamam adlı kompozisyonuyla, diploma projesinde istediği başarıyı elde ederek birinci oldu. Aynı yıl, Moskova‘da düzenlenen, Çağdaş Türk Sanatı Sergisi’ne katılan Eyüboğlu, peşine düşüp takip eden sene, Cemal Tollu’yla beraber, Yüksekokul’nin Resim Bölümü Şefi Léopold Lévy‘nin asistanı oldu.
Eyüboğlu, CHP‘nin kültür programı çerçevesinde resim yerine getirmek için, 1938‘de Edirne‘ye, 1941‘de de, Çorum‘a gitti. Bu dönem boyunca, resimlerine, köy manzaraları, köy kahveleri, faytonlu yollar, gibi Anadolu motifleri baskın olmuştur. Bu yılların ardından Eyüboğlu, ahali sanatını sağlam bir kaynak olarak görmeye başladı. Minyatürlerden de esinlenen Eyüboğlu, Anadolu kilimlerinin geometrik, soyut biçimlerini, çini, cicim, heybe, yazma ve çorapların bezeme düzenini ve renk uyumlarını kaynak olarak kullanarak, motifin tartı kazandığı, süslemeci bir tutumla resimler yaptı. Sadece motifleri resme uygulamakla yetinmeyen Eyüboğlu, renk ve malzeme araştırmalarına da girdi.
1940‘lardan sonradan duvar resimlerine yöneldi. İlk duvar resmini 1943‘te istanbul’da, Ortaköy‘deki, Lido Yüzme Havuzu için yapan Eyüboğlu, 1947‘de, Asmalımescit, İstanbul’da, atölye ve galerisini açtı.
1950‘de, Ankara‘da, Eyüboğlu’nun o zamana kadar yaptığı işlerini kapsayan bir sergi düzenlendi. O yıl, ikinci kere Paris’e giden ve İnsan Müzesi‘nde (Musée de I’homme) ilkel kavimlerin sanatını inceleyen Eyüboğlu’nun, bu gezisi esnasında edindiği düşünceler, stilini iyice etkiledi ve yönlendirdi. Benzer sene mozaik çalışmalarına başlayan Bedri Rahmi’nin, 272 m²’lik mozaik panosu, 1958‘de, Milletlerarası Brüksel Sergisi’nde, serginin büyük ödülü olan altın madalyayı kazandı. 1959’da, Paris’teki NATO yapısı için, şimdi Brüksel‘de bulunan, 50 m²’lik bir mozaik pano daha hazırlayan Eyüboğlu, 1960 ve 1961‘de iki kez, birçok geziye katılıp, konferanslarda bulunduğu ve resim çalışmaları yaptığı, ABD’ye gitti.
1969‘da, Sao Paulo Bienali‘nde onur madalyası şampiyon Bedri Rahmi, hem, 1940’ta Devlet Fotoğraf ve Heykel Sergisi‘nde fotoğraf dalında üçüncülük, 1943’te dördüncüsü düzenlenen aynı sergide, ikincilik ve 1972‘de de, 33. sergide birincilik ödülünü aldı.
Ölümünden sonradan, 1976‘da, Ankara’da, “Yaşamış Bedri Rahmi” adıyla bir sergisi düzenlenen Eyüboğlu, benzer sene, İstanbul’da da, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde adına düzenlenen bir sergiyle anıldı.
1984‘te, İstanbul’da, “Bedri Rahmi – Her Dönemden” adlı bir toplu sergi açıldı.
Sanat hayatı baştan başa, çeşitli teknikleri deneyerek, gravür, mozaik, heykel ve seramik alanlarında çoğu esere imzasını atan Eyüboğlu, yazmacılığa da yöneldi, bez üstüne baskılar yaptı.
1927’de başladığı fotoğraf öğretmenliğini ölümüne kadar sürdüren Eyüboğlu, Akademi’deki atölyesinin gelişimine katkıda bulundu.
1928‘de, daha lise öğrencisiyken yazmaya başladığı şiirlerine, 1933‘ten sonradan Yeditepe, Ses, Güney, İnsan, İnkılapçı Gençlik ve Varlık dergilerinde yer verildi.
1941’den başlayarak çeşitli şiir kitapları basılan Eyüboğlu’nun, masal, şiir, anlatım tarzı gibi türlere aleyhinde duyduğu alaka, şiirlerine de yansıdı. Eyüboğlu, akan bir uslupla kaleme aldığı, gezi ve deneme yazılarında ise, sürekli gündeminde olan insanlar kültürü, ahali sanatı konularına bakışını sergiledi.
Ahali dilinden ve şiirinden aldığı öğeleri, kendine özgü bir biçimde harmanlayarak, halk diline teşebbüs çabasını sonuna değin götüren Eyüboğlu’nun, şiirleri, bu nitelikleriyle, resimleriyle büyük bir benzerlik gösterir.
Bedri Rahmi Eyüboğlu, 21 Eylül 1975‘de, vefat etti.