Betul Mardin
Betul Mardin Biyografisi
Halkla ilişkiler uzmanı
Türkiye’de ‘Halkla İlişkiler’ denince akla gelen birincil isimdir.
Betul Mardin, 1927 yılında içlerinde diplomatların ve devlet adamlarının da bulunduğu saygın bir ailenin kızı olarak istanbul, Şişli’de dünyaya geldi. Babası Muhiddin Arif Mardin İş Bankası’nın İskenderiye Genel Müdürlüğü görevinden emekli ve Türk Petrol’ün de kurucularındandır. Annesi ise Adliye Nazırı Necmettin Kocataş’ın kızı Fatma Fahire’dir. Müzik yapımcısı, prodüktör Arif Mardin (d.1932) kardeşidir. Gazeteci yazan Ayşe Arman’ın kayınvalidesidir. Arnavutköy Kız Kolejinden 1946 yılında mezun oldu. Babası üniversiteye gitmesine müsade vermedi.
1950 yılında evlendi eşi çalışmasını istemediği için bir işe girmedi. Evdsi Amerikalılara ise Türkçe dersi verdi. Yemek ve dikiş kursuna gitti. Evliliği 1957 yılında bitti. 1952 yılında Çevirmen gazetesinin magazin bölümünde mesleğe adım atan Mardin, üç sene sonradan Hakkı Devrim yönetimindeki Yeni Sabahleyin‘a geçti. ABD Konsolosluğundaki Amerikan Haberler Merkezi’nde çalıştı. 1959 yılında tiyatrocu Haldun Dormen ile evlendi. Bir kaç yıl sonradan yakın dostlarından Turgut Özakman’ın TRT‘de Merkez Program Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı yaptığı yıllarda istanbul TRT’de 1964 yılında çalışmaya başladı. 1967 yılında Uğur Dündar ile birlikte İngiltere’ye BBC‘ye eğitim için gönderildi.
İngiltere’de BBC Televizyon Kursundan mezun oldu. Döndüğünde Ankara televizyon bölümüne ders verdi ve oyun bölümünün başkanı oldu. İstanbul’da olan eşi ve çocuğu için 1968 yılında görevinden istifa edip İstanbul’a gitti.
TRT’den ayrıldığı yıllarda gazetecilikten radyoculuğa, televizyondan tiyatroya, hatta Haldun Dormen‘le birlikte olduğu için sinemaya kadar bu konularda data sahibidir. Kuvvetli bir irtibat ağına sahip olduğunu düşünür. Bu yüzden arkadaşları ‘Ahtapot Betül’ adını yakıştırır ona. Bu durumu değerlendireceği yeni bir meslek alanı arar kendine. Ve babasının kapısını çalar. “Bana para ver, sonra sana veririm.” Babası, çalışmasına olumlu bakar bundan böyle. Sonra, Akbank Genel Müdürü Ahmet Dallı’ya gider. Sene 1968… Tanıtım programları yapmaktan bahseder ona ama, Dallı daha öbür bir meslek önerir Betül Hanım’a: “Benim emrimde 3 bin 500 birey çalışıyor. Ben birşey söylüyorum, onlar ağlamaya başlıyorlar. Halbuki ben ‘Aferin fazla güzel yaptınız’ diyeceğim. Anlamıyorlar. Benim söylediklerimi onlara, onların söylediklerini bana getir.” Halkla ilişkilerde beşeri münasebetler adı altında bir iştir bu. Haftada üç gün gelip bin 900 lira maaş alması önerilir. O zamanlar bu alanda Türkiye’de çalışan bir-iki erkek var öyle. Onlar da tanıdık olmayan büyük petrol şirketlerinde çalışmaktadır.
10 Haziran 1968 tarihinde Türkiye’de ilk kere olan bir iş olan Galata’daki binada Akbank’a Halkla İlişkiler uzmanı olarak işe başladı. Sonradan Disko-Türk Plak Şirketi’nden bir önerge alır. Şirketin basın ve reklam işlerini yürütmesi istenir kendisinden. Ardından Kervansaray abir öneri daha alır.
1971 yılında ise Türkiye’de yapmaya çalıştığı bu işin dıştan nasıl olduğunu anlayışlı olmak için İngiltere’ye, Kemal Has‘ın İmsa firmasında çalışmaya gider. 1974 yılında Türkiye’ye bitmiş döndüğünde aynı yıl İstanbul Festivali’nin birinci yılı hazırlıkları yapılmaktadır. Festivalin tanıtım işlerine asistan olur. Peşinde Alaaddin Asna ile birlikte A&B’yi kurar. 1984’te bu ortaklık sona erer ve 1987 yılında, Canan Bengiselp, Nilgün Pirinççioğlu ve Cemal Noyan’la, bugün Türkiye’nin önde gelen halkla ilişkiler şirketlerinden olan İmage’ı kurar. bir zamanlar baba Muhiddin Arif’in çalışmaya müsade vermediği Betül Bayan, halkla ilişkiler dalında çoğu başarı ödülü alır, yılların ‘en başarılısı’ seçilir defalarca.
Betul Mardin, işini ilk önce dinleyene 6 kelimeyle “Sen beni kaşı, ben seni kaşıyayım” şeklinde betimleme etmektedir. Lakin akademik bir dil kullanmak gerektiğinde ‘Halka İlişkiler’i, “İtibar Mimarlığı” kategorisine sokmaktadır.
1969 yılında İstanbul Üniverstesi İletişim Fakültesi’nde Radyo ve Televizyon programcılığı dersi verdi. 1975 yılından itibaren Boğaziçi Üniverstesi Turizm Bölümü’nde ve İstanbul Üniverstesi İletişim Fakültesi’nde Halkla İlişkiler konusunda dersler verdi. 1997 yılından beri İstanbul Veri Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümü öğretim üyesi de olan Betül Mardin, 1995 yılında Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin (IPRA) başkanı oldu. İki sene daha sonra ‘üstat’ anlamına gelen ‘Member Emeritus’ ünvanını kazandı. IPRA Geçmiş Başkanlar Konseyi’ne başkan seçildi.
1998 yılında Anadolu Üniversitesi kadar irtibat konusunda fahri doktor ilan edildi.
Betul Mardin, ilk evliliğini, Robert Koleji’nin bir akarsu partisinde tanıdığı, sonrasında babasının yanına avukatlık yapacak olan Akgün Ustalar ile 1950 yılında yaptı.1957 yılında boşandı. Bu evliliğinden Şerife Leyla adında bir kızı vardır.
Betul Mardin, 1959 Temmuzunda, tiyatrocu Haldun Dormen ile evlendi. Sekiz sene süren bu evliliğinden, Ömer (d.1961) adında bir oğlu oldu. yeniden da evlenmedi.
Ödülleri :
1998 – Türk Kadınlar Birliği Şişli Şubesi göre Cumhuriyetin 75. Yılı ödülü.
1996 – 1997 – Kongre Gazetesikaynak belirtilmeli, IMAGE adına, “Yılın En Başarılı Tanıtım” Ödülü.
1996 – Kadınca Dergisi “En Başarılı Kadınlar” Ödülü.
1995 – 1999 – İletişim Fakültesi Başarılı İletişimcileri Ödülü.
1994 – IPRA “GOLDEN WORLD AWARDS”
1994 – Milli Prodüktivite Merkezi “Yılın Altı İşadamı” ödülü.
1984 – Sheraton Otelleri Halkla İlişkiler ve Pazarlama Galibiyet Belgesi.
1983 – Sheraton Otelleri (EAME-1) Halkla İlişkiler Ödülleri.
1982 – American Hotel Birliği Halkla İlişkiler Altın Anahtar 2.liği.
1979 – Halkla İlişkiler Dünya Kongresi Özel Olay Yarışması 3.lüğü.
Betül Mardin’den Kadınlara Öğütler.
1. Her sabah spor yapacaksın. Günaşırı filan değil evladım. Her sabah.
2. Daima çalışacaksın. Üreteceksin. Beynin meşgul olacak, daima koşturman gereken işler olacak.
3. Günceli takip edeceksin. Haber izle, dergi, kitap, gazete oku. Gündemi yakala. Her konuda kendini update et. Yeni meydana çıkan kitapları da bil, yeni açılan lokantaları da, bu sene moda olan renkleri de.
4. Evlilik ise şart yok, kafanı takma. Zorunlu de yok. Hatta şöyle söyleyeyim: One problem less! (Bir problem yetkisiz!)
5. Çocuk meselesine gelince… Ha işte, burada akan sular duruyor. Yapabiliyorsan yap. Birini bu dek çok sevmek, onun sorumluluğunu taşımak sadece onu yok, seni de mutlu eder. Doğurmayacaksan, evlat edin. O vakit da senin çocuğun değişen bir şey yok. Evlat edinmeyeceksen de, manevi çocuğun olsun, birini okut, geleceğini şekillendirmesine tezgâhtar ol.
6. Günde bir defa et ye. Mutlaka her öğün sebze ve meyve ye. Kusura bakma, ben tatlı severim. Tatlıdan uzak dur diyemeyeceğim!
7. Ölümden sonra yaşamak istiyorsan, jurnal tut. O ufak notlar, keza kendi hayatının tanıklığı, ayrıca de yarına kalan bir bilgi kaynağı. Mesela benim babam, hiç paldır küldür 60 sene baştan başa her gün Ece Ajanda’sına o gün olanları yazmış. Hâlâ açıp okuyorum ve fazla faydalanıyorum.
8. Olumlu olacaksın.
9. Bir Takım şeyleri kabul edeceksin. Tüm kadınların seni sevmesine imkân yok! Demek ama bazı kadınlara dikkat edeceksin.
10. Erkeklere gelince, benzer anda birkaçını sevmeyeceksin. Ama onların böyle bir yeteneği ve şerefsizliği olduğunu bileceksin!!