M

Mustafa Fehmi Kubilay

Mustafa Fehmi Kubilay Biyografisi

Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında “Menemen Olayı” sırasında başı kesilerek öldürüldü.

Mustafa Fehmi Kubilay, 1906 yılında Adana ilinin Kozan ilçesinde Giritli bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Babasının adı Hüseyin, belli başlı adı Zeynep’tir. Kozan’da terzi çıraklığı yaparken Antalya Öğretmen Okulu’nun sınavlarını kazandı. Antalya Muallim Mektebi ve İzmir Muallim Mektebinde okuduktan sonra Bursa Hoca Okulu’nu 1926 yılında bitirdi.

Mustafa Fehmi Kubilay, 1930 yılında öğretmen olarak İzmir‘in Menemen İlçesi’nde 43.Piyade Alayında asteğmen rütbesiyle askerlik görevini yapmak üzere gönderildi.

Mustafa Fehmi Kubilay, 23 Aralık 1930 tarihinde asteğmen olarak tayin yaptığı İzmir’in Menemen ilçesinde Cumhuriyet karşıtı bir grup göre bekçi Hasan ve bekçi Şevki ile birlikte başı kesilerek 24 yaşında öldürüldü. Tarihe “Menemen Olayı” ve “Kubilay Olayı” olarak geçmiştir. Anısına Menemen’de bir anıt yapıldı. Bursa Öğretmen Okulu’na da bir büstü kondu.

Olayın ardındaki sıkıyönetim duyuru edildi. “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını zor kullanarak kaldırmaya girişim ve yardım” etmekten yargılanan bağnazlardan 32’si idama, 73’ü ise dağıtılmış hapis cezalarına çarptırıldı.

Menemen Olayı :

23 Aralık 1930 günü gerçekleşen, İzmir‘in Menemen ilçesinde, askerliğini yerine geçen kimse subay olarak yapmakta olan hoca Mustafa Fehmi Kubilay’ın ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki’nin şeriat isteyen bir grup tarafından öldürülmesiyle başlayan olaylar zinciri. Cumhuriyet tarihinin en kayda değer olaylarından biridir. Olayların ardındaki bölgede sıkıyönetim bildiri edilmiş, General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divanı Harp’te failler idam dahil çeşitli cezalara çarptırılmıştır.

Olayların gelişimi :
Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim kadar yönlendirilen, Manisa göre gelen çember sakallı, sarıklı ve cüppeli dördü silahlı 6 birey, 23 Aralık 1930’da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı Belediye Meydanına dikerek tabanca zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. “Din elden gidiyor, kâfirler şapka giymemizi zorlayarak bizi dinimizden ayırmaya çalışıyor.” diye bağırarak esnafı dükkânlarını kapatmaya ve kendilerine katılmaya zorladılar.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Max Kruse

Elebaşılar aralarında, Giritli Derviş Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Belirlenmiş, Nalıncı Hasan, Minik Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini “Mehdi” olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi. Derviş Mehmet, “kendisinin peygamber olduğunu, şeriatı yerine getireceğini, Menemen’in 70 000 Müslüman askeri kadar kuşatıldığını” tehditkâr bir şekilde ilan ederek halkı şeriat bayrağı altında toplanmaya çağırdı.

Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine değin şeriat bayrağı aşağı toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyledi. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen kent meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve “Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir.” diyerek bir ayaklanma hareketi açtırmak istediler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası halkı korkuttu.

Olaylar ilçedeki askeri birliğe duyuldu. 43.Piyade Alay komutanı, P.Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı durum yerine yolladı.

Mustafa Fehmi Kubilay Ayaklanan bu gerici topluluğun güvenli olmayan hareketlerini yoklama altına alabilmek amacıyla 26 karakter müfrezesiyle durum yerine geldi. Mustafa Fehmi Kubilay askerlerin yanından ayrılarak kimsesiz onların arasına girip teslim olmalarını istedi. Onlardan biri alev ederek Kubilay’ı yaraladı. Karşıdan bunu gören askerler ateş açtılar. Ama tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet “bana kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalıştı.

Kubilay zarar görmüş halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı senet bıçağını çıkardı ve zarar görmüş Asteğmen Kubilay’ın başını kesti.

Indirimli başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar fakat başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay’ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Durum yerine toplananlar ise bu olanlar aleyhinde donuk, çelik gibi ve seyirci kaldılar. Durum yerine yetişen Bekçi Hasan alev edip gruptan birini yaraladı. Oysa açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Mustafa Şentop

Bu aşamada alaydan askeri birlik yetişir. Komutan “Teslim olun!” diye bağırır. Fakat durum çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş eder. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları ölürken, bazıları kaçar. sonra tümü birdenbire yakalanır.

Olayların peşinde 31 Aralık 1930 tarihinde Menemen’de 1 Ocak 1931’den itibaren de Manisa ve Balıkesir’de Orgeneral Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim duyuru edildi. Arkasında 57. Tümen Komutanı olarak 1. Kolordu Komutan Vekili olan General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Divanı Harp kuruldu.

15 Ocak 1931 tarihinden itibaren Olaya aracısız olarak veya dolaylı katılan 105 davalı (anayasayı zor kullanarak tağyir, eyleme iştirak, azmettirme ya da Mehdi Mehmedin Mehdiliği için harekete geçtiğini bildikleri halde vaktinde Hükümete haber vermedikleri ve tekkelerin seddinden sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) Divanı Harp’te yargılanmaya başlandı.

29 Ocak 1931 günü sonuçlanan duruşma 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin idama mahkûm edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu sebebiyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye değişik hapis cezaları verilmesine karar verdi. Meclis’in onayına sunuldu. İdam hükümlülerinin 6’sının yaşı ufak olduğundan, onların vefat cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Hak Divanı hem iki idamlığın cezasını 2 yıl hapse çevirdi.

Diğer 28 sanık, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de idam edildi. Mahkumlardan biri idam sehpasının önünden kaçtı. İki hafta sonradan yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

Sıkıyönetim, 28 Şubat 1931’de Manisa ve Balıkesir’den, 8 Mart 1931’de de Menemen’den kaldırıldı.

Bu olaylar sonrasında Mustafa Kemal ATATÜRK, bir Ege gezisi esnasında şunları söylüyordu: “Halkın saflığından yararlanarak ulusun maneviyatına sataşan kimseler ve onların takipçi ve müritleri muhakkak birtakım cahillerden ibarettir. Ulusumuzun önünde açılan kurtuluş ufuklarında durmaksızın yol almasına engel olmaya çalışanlar, defalarca bu örgütler ve bu örgütlerin üyeleri olmuştur. Türk ulusunun bunlardan daha büyük düşmanı olmamıştır. Bunların varlığını hoşgörü ile kabul edenler, Menemen’ de Kubilay’ın başı kesilirken düşüncesiz, dikkatsiz izlemeye dayanan ve hatta alkışlamaya yiğitlik edenlerle birdir.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Melda Onur
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı