Cemal Nadir Güler
Cemal Nadir Güler Biyografisi
Modern Türk karikatürünün kurucularından olan Cemal Nadir Güler, “Amcabey”, “Efruz Bey”, “Dalkavuk”, “Akla Kara”, “Büyükbaba ile Torun”, “Salamon”, “Yeni Zengin” gibi karikatür tiplerinin yaratıcısı. Karikatürlerinde toplumsal olaylara yer vermesi, yerli özelliklere ağırlık vererek çizmesi, karikatür sanatının yaygınlaşmasında kayda değer bir etmen oldu.
Cemal Nadir Güler; 13 Tgaristan göçmeni annesi Bursanın yerlisi bir ailenin çocuğu olarak Bursa’da doğdu. Babası Şevket bey mahkemede hattat memuruy¬du. İlkokulu doğduğu yer olan Bursa’da tamamladıktan daha sonra ortaokulu Bilecik’te okudu. Ancak, maddî olanaksızlıklar nedeniyle, ortaokuldan sonra eğitim hayatını sürdüremedi. Devlet sınavına girerek Almanya’da mühendislik eğiti¬mi yapma hakkını kazanmıştı. Ama bu hakkını kullanmadı. bununla birlikte, Bursa Sahaflar Çarşı’sının içindeki dükkanında hattatlık (eski yazı sanatçısı) yapan babasının da etkisi aşağı usta olmaya karar verdi. ‘İkinci İstanbul Seferi’nde o zamanki adı ‘Sanayi-i Nefise Mektebi’ olan Güzel Sanatlar Akademisi’ne (Mimar Sinan Üniversitesi) girmeyi deniyor lakin sınavları kazanamadığından çabaları boş yere çıkmış ve buraya öğrenci olarak girememiştir.
Sıcacık gelirli ailesinin geçimini sağlama yükünü rahatlatmak için önce bir kasnakçının ve sonra bir cihaz tamircisinin yanına çırak olarak çalıştı. Bir süre sonra tabela atölyesi açarak tabela ressama paralel olarak ilkokullarda fotoğraf öğretmeni olarak da çalıştı. İlk karikatürü, 18 yaşındayken 1920 yılında Sedat Simavi‘nin yayınladığı “Diken” dergisinde yayımlandı.
sırası gelmişken 1923 yılında Melahat Bayan ile evlenmiştir.
“Ayine” ve “Zümrüdüanka” dergilerindeki deneyimlerinden sonra, 1924’de “Akbaba’da”, 1926 yılında “Resimli Dünya” dergisine de çizimler yapmaya başlamış ve bunlardan cesurca; 1926 yılında geçimini karikatürcülükle sağlamaya karar veren Cemal Nadir’in bu uğurda çıktığı ilk İstanbul yolculuğu hüsranla sonuçlanacaktır. Babıali’deki ‘Papağan’ gazetesine bir vakit çizen Nadir, aldığı parayla geçinemez ve gerisin geri Bursa’ya döner. Bursa’ya döndüğünde bir tabelacı dükkanı açan Cemal Nadir‘in imdadına ‘harf inkılabı’ yetişir. Bursa’daki tüm dükkanların, devlete ait dairelerin vs. tabelaları yeni alfabeyle yazılacaktır ve Nadir de gece gündüz çalışmaya başlar. Cemal Nadir Bursa’da Sahaflar Çarşısı’nda açtığı hattat dükkanına astığı tabela da ‘espri’ yeteneğini yansıtır: “Hattatların meraklısı, meraklıların hattatı…” bu vesileyle karikatürü de dikkatsizlik etmez ve ‘Sinema Mecmuası’na reklam karikatürleri; atasözlerini tersyüz ederek oluşturduğu ‘yazı ile karikatürler’ çizer.
giderken “Akbaba” dergisine yolladığı karikatürleri alaka çekmeye başlar. 1928 yılında günlük karikatür çizmek üzere Akşam gazetesinin başyazarı Necmettin Sadak, Cemal Nadir Güler’i eğlence eder. Ve kısa bir tereddütten sonradan 15 yıl boyunca çalışacağı Akşam gazetesi için ikinci İstanbul yolculuğuna çıkar. Yeni yazının kabul edildiği dönemde yenilik olarak birinci sayfadan jurnal karikatürler çizmeye başlar. sonra meşhur Akbaba adlı espri dergisinde ahenkli karikatürleri yayınlandı. Cemal Nadir’in bugün bile belli en manâlı tipi Amcabey, 1929 yılında Akşam gazetesinin idarehanesinde doğar. 1930 yılında “Son Posta” gazetesinin yayınlama hayatına atılmasıyla birlikte, Amcaeğeni kazanan Amcabey, Son Posta gazetesinde jurnal bant karikatür olarak uzun vakit devam etti. 1943’e kadar Akşam gazetede çalıştı. Amcabey haftalık dergisi son sayısını 25 Mart 1944’de çıkararak veda eder yayın hayatına. Cemal Nadir bir yana Akşam’da çalışırken bir yana da “resimli dünya”, “karikatür”, “yücel” dergilerinde de karikatürleri yayımlandı. 1943 yılında Akşam’dan ayrılır ve hayatını kaybedene dek çalışacağı Cumhuriyet’e geçer. İkinci Dünya Savaşı esnasında da Hitler faşizmine çizgileriyle aleyhinde duran karikatürleri Cumhuriyet gazetesinde yayınlattı.
Cemal Nadir’e değin Türk karikatüründe fotoğraf çizgisi kullanılıyor, resim özelliği taşıyan ve bol daha alçak yazılı karikatürler çizilmekteydi. Tiplemelerde ve mizah anlayışında Fransız etkisi göze çarpıyordu. Onunla birlikte çizgilerde sadelik başlamıştır.Türk karikatürünün resmin etkisinden uzaklaşmasına katkıda bulunması, yazı azalmış ve çizgiyle anlatım ön plâna çıkmıştır, karikatürde yerli tipler yaratması ve halka özgü mizah anlayışını karikatüre yansıtmasıyla, çağdaş Türk karikatürünün öncüsü kabul edilir.
1941 yılında Vedat Günyol‘la birlikte çocuklara karşın “Arkadaş” isimli bir dergi yayınladı. 17 haftalık bir ömrü oldu bu derginin. Değişik dergilerde yayınlanan karikatürlerinin yanı sıra, 1942-1944 yılları aralarında Amcabey adlı mizah dergisini yayınladı. Sadece çizerlikle yetinmedi, bununla birlikte Ankara ve İstanbul radyoları için skeçler ve “Yüzkarası” adlı bundan başka tiyatro oyunu yazdı ve oyun İstanbul Şehir Tiyatroları göre sahnelendi. Karikatürlerini “Amcabey’e Kadar” (1932), “Karikatür Albümü” (1933), “Karikatür Albümü” (1939), “Akla Kara” (1940), “Dalkavuk Karikatür Albümü” (1943), Seçme Karikatürler Albümü (1944), Harp Zenginleri Karikatür Albümü (1945), Siyası Karikatürler Albümü (1946) ve “Amcabey Albümü” (1946) adlarıyla albümleştirdi. Ünü, ülke dışına taşan karirdır. 1932 yılında yayımlanan Amcabey albümü de Türk karikatür tarihinin birincil albümü olur.
1946 seçimleri için Irk Partililer ondan propaganda afişleri istediler. Siyasi inancı C.H.P.’den yanaydı. Gecesini verdi, gündüzünü verdi, zekâsını ve gönlünü verdi onun için. Birbirinden hoş beş fotoğraf yaptı. Yoldan geçenleri önünde durduracak beş resim! İki yüz elli lira yolladılar. Hiddet ile reddetti. 1946 seçimleri öncesinde kendisine CHP‘den Bursa milletvekilliği önerildiğinde ‘Partili olursam karikatür çizemem’ diyerek teklifi reddediyor.
Viyana Milletlerarası Karikatür Yarışması’nda birincilik bölge, karikatürleri o kadar çok yabancı dergide yayımlanan Cemal Nadir beş bireysel karikatür sergisi açtı, 10 karikatür albümü yayımlandı. Bilhassa ABD’ de açtığı sergi büyük ilgi uyandırdı. Karikatür konusunda birçok konferans verdi. bununla beraber ülkemizdeki birincil çizgi film çalışmalarını da o başlattı fakat bu denemesini tamamlayamadı.
Yarattığı tiplerle toplumsal bir eleştiri yapan Cemal Nadir, Dost dergisinde çizdiği Büyükbaba ile Torun karikatürlerinde veri ile cehaleti, yeni ile eskiyi aleyhinde karşıya getiriyordu. Amcabey tiplemesiyle toplumdaki çarpıklıkları, yararcı tipleri, ikiyüzlülükleri alaya alırken, Dalkavuk tiplemesiyle de dalkavukluk yaparak çıkarlarını koruyanları eleştiriyordu. Yeni Zengin tiplemesi toplumdaki sonra görmeliği, Akla Kara tiplemeleri de eğitimsizliği açıklayan karakterlerdi.
Ölümünden sonradan İstanbul Cağaloğlu’da yıllarca çalıştığı Akşam gazetesinin bulunduğu Acımusluk Sokağı’na ve Bursa’ da bir caddeye Cemal Nadir adı verildi ve yeniden Bursa’da Kültür Park’ta heykeli dikilmiş, bir galeriye de adı verilmiştir.
1992’den itibaren namına uluslararası cemal nadir karikatür yarışması düzenlenmeye başladı.
Cemal Nadir Güler, Eminönü Halkevi’nde verdiği bir konferanstan yorgun ve terli olarak evine döndükten daha sonra doktorlar göre ilk konulan tanı grip olmuştur. Ama daha ardından öyle çok hastalığın belirtisine rastlanmıştır. Maalesef en sonunda, “kan zehirlenmesinden öldü.” Denildiğinde, Şimdiki yeni antibiotiklerin zahmetsizce yenebileceği bir kalp iltihabından 27 Şubat 1947′de yağmurlu bir günde hemen şimdi 45 yaşındayken dünyaya veda etti.
Cemal Nadir karikatürü 15 Ekim 1942 de şöyle betimleme etmiştir:
Ben karikatürü bir güzel koku gibi insana bir lahza haz verdikten sonra elde bir manâsız şişe veya sarı bir leke bırakıp havaya karışan bir beceri olmaktan başka türlü anlıyorum. O ne palyaçoluktur, ne de göbek attıran, çeneleri ağrıtan kahkahadır. Bence karikatür , insan beyninin yoksul olduğu gülüş ve tefekkürü (düşünceyi) tedarik eden bir hoş sanat olmalıdır…
EVLİLİKLERİ :
1. Evliliği ; 1923 yılında Melahat Hanım ile evliliğinden Gönül Güler (Tunaman) adında bir kızı vardır.
2. Evliliği ; 1929 yılında Müzehher (NihaI) Karamağralı ile evlendi. 1934 de boşandı.1930 yılında Nihal adlı kızı doğdu.
3. Evliliği ; Ayşe hanım ile evlendi.
4. Evliliği ; Malike Bayan ile evlendi.
Cemal Nadir’in kendisine atfedilen pek fazla fıkra vardır. Bunların içinde en ünlüsü onun az gülmesiyle ilgilidir… Kederli bir gününde Cemal Nadir’e sorarlar:
– Bu ne somurtkanlık Allah aşkına üstad?.. Halbuki sen “Güler”sin!..
Cemal Nadir yanıt verir:
– Yanılıyorsun dostum… Ben “Nadir Güler”im!..