Charles Darwin
Charles Darwin Biyografisi
Charles Robert Darwin, 12 Şubat 1809 – 19 Nisan 1882 tarihleri arasında yaşayan İngiliz doğabilimci. Doğal seleksiyon ve evrim teorileriyle biyoloji bilimine damgasını vuran bilim adamı.Günümüz biyoloji biliminin temellerini Darwin’ in fikirlerinden yola çıkılarak oluşturulan modern evrim teorisi oluşturmaktadır.
Charles Darwin 12 Şubat 1809 tarihinde Shrewsbury’de, Robert Darwin ve Susannah Darwin’in altı çocuğundan beşincisi çocuğu olarak doğdu. Baba göre Erasmus Darwin’in , anne göre da Josiah Wedgwoods’un torunuydu. Her iki aile de üniteryan inanışı tercih etmişlerdi ama Darwin agnostik denilen bilinmezci bir zihin yapısına sahipti.
15 Haziran 1817 annesini kaybetti. Bir sene sonra Shrewsbury okulunda eğitim görmeye başladı.
Darwin 1825 yılının yazını, Shropshire’ın fakir insanlarını tedavi etmeye çalışan babasına asistanlık yaparak geçirdi. Sonbaharda İskoçya’daki Edinburg Üniversitesi‘nde eğitim görmeye başladı. Amelyatları acımasız bulmasından dolayı tıpadı. Okulda çalışan ve azledilmiş bir esir olan John Edmonstone’ dan hayvan yükleme sanatını öğrendi. Edmonstone Darwin’e, Güney Amerika Yağmur Ormanları ile ilgili alımlı hikayeler anlattı. sonradan bu süreçteki deneyimlerinden, “İnsan Türeyişi ve Cinsiyete Kasten Seçme” kitabında, siyahların ve Avrupa’lıların öbür dış görünüşlere sahip olmalarına karşın, yakın ilişkili olduklarını söyleyerek yararlandı.
1822 yılında kardeşiyle birlikte bir kimya laboratuarı kurdu. Bu laboratuar sayesinde Darwin, bilimsel deneylerin prensiplerini öğrendi.
Okuldaki ikinci senesinde doğa tarihiyle ilgilenen bir topluluğa katıldı. Burada Jean-Babtiste Larnarck’ın evrim teorisini öğrendi ve öğretmeni Robert Edmund Grant’le beraber deniz canlılarını inceledi. Bu araştırmalar sırasında Darwin, “homoloji” yi, yani birbirnden en ince ayrıntısına kadar ayrı türlerin benzer esas yapıya sahip organlarının bulunduğunu keşfetti. Darwin ayrıca Robert Jameson’dan bitkilerin sınıflandırılmasıyla ilgili dersler aldı ve Avrupa’nın en büyük müzelerinden biri olan Edinburgh Kraliyet Müzesi’nin bitki koleksiyonunun düzenlenmesinde öğretmenine muavin oldu.
1827 yılında babası Darwin’i tıp okulundan alarak, teoloji eğitimi alması için Cambridge Üniversitesi’ne tabi Christ’s College’a kaydettirdi. Darwin burada tıp okulundan daha başarılı olsa da, biniciliği ve atıcılığı derslerine seçim etti. Bu dönemde kuzeni William Darwin Fox ile beraber böcek toplamaya başladı.
1828 yılında bitkibilimsel profesörü John Stevens Henslow ile tanıştı ve yakın arakadaş oldu. 1831 yılında Henslow’dan aldığı dersler doğru okulundan başarıyla mezun oldu. 21 Şubat 1829 tarihinde meşhur entomolojist Frederick Hope ile tanıştı. Böcekler hakkında konuştukları uzun günler geçirdiler. Hope, Darwin’e koleksiyonu için yüzden pozitif tür verdi.
İkametle ilgili mecburiyetlerden nedeniyle Darwin Haziran ayına kadar Cambridge’de kaldı. Öğretmeni Henslow’un nasihat ve örneklerini takibeden Darwin, din eğitimi konusunda aceleci davranmamaya karar verdi.
1831 yılında Henslow, Darwin’i İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri Gemisi olan HMS Beagle’ın kaptanı Robert FitzRoy ile tanıştırdı. Gemi, Aralık 1831’de iki senelik bir Güney Amerika yolculuğuna çıkacaktı ve kaptan FitzRoy, kendisiyle birlikte gelecek iyi bir doğabilimci istiyordu. Henslow’un tavsiyesiyle Darwin gemiye kabul edildi.
6 Ocak 1832 tarihinde gemi, Tenerife Adası‘ndaki Santa Cruz limanına ulaştı. Ancak İngiltere’deki kolera salgını yüzünden gemi mürettebatının karaya bacak basmasına izin verilmedi. 12 gün her tarafında gemide, karantina aşağı tutuldular.
Darwin’in iki sene sürmesi planlanan yolculuğu beş sene sürdü. Bu gezi sırasında çoğu canlı türü, jeolojik oluşum ve eski kalıntı keşfetti, bunlardan örnekler topladı. Bu bilgileri ve örnekleri ara sıra Cambridge’e gönderdi ve bu sayede kendisi orada olmamasına karşın ünü doğabilimciler arasında yayıldı. Seyahatiyle ilgili ailesine yazdığı yazılar sonra “The Voyage of The Beagle” adıyla yayınlandı.
Darwin’in bu yolculuğu onu epey zorladı. Yolculuk boyunca deniz tutması ve ateşli hastalıklarla uğraş etti. 1834 Temmuz aynında, And Dağları’ndan Valparaiso’ya dönerken yakalandığı hastalık yüzünden, bir avuç içi yakın süre yataktan çıkamadı.
Kaptan verdiği, Charles Lylell’ın “Principles of Geology” (Jeolojinin Prensipleri ) kitabında, jeolojik oluşumların bugünkü hallerine fazla uzun ve yavaş bir süreçten sonra geldiği yazmaktaydı. Darwin, yolculuğu boyunca yaptığı keşiflerde, bu bilgilerin doğruluğunu anladı. Şili’de yaptığı gözlemler sonucu, depremler ve volkanik faliyetlerle, birzamanlar deniz olan kıyının yükseldiğini gördü. Darwin, And Dağları’nın yamaçlarında da, kumlu sahillerde yetişen ağaçların ve bitkilerin fosillerini buldu.
2 Ekim 1836’ da HMS Beagle dört sene, dokuz ay ve beş jurnal yolculuğun arkasından İngiltere’ye ulaştı. 4 Ekim 1836’da Darwin yeniden evindeydi. 1836 kışını türlerle ilgili topladığı büyük koleksiyonunu düzenleyerek geçirdi.
4 Ocak 1837 Darwin için çok önemli bir gündü. Bu tarihte Darwin, Londra’daki “Royal Geological Society” önündeki ilk konuşmasını yaptı. Bütün manâlı yerbilim uzmanlarının yer aldığı bu buluşma, Darwin’in kendini kanıtlaması için çok büyük bir fırsat oldu. Konuşmasının konusu, Güney Amerika’nın tarihsel jeolojik oluşumuydu. Gemiyle yaptığı yolculuk esnasında elde ettiği bilgileri bu toplantıda katılımcılarla paylaştı. Bu hitabe toplantıya katılan tüm bilim adamlarından büyük alaka gördü.
6 Mart 1837’de Darwin, kardeşiyle beraber Londra’ya taşındı. Birkaç hafta boyunca kardeşi Darwin’i Londra’daki manâlı bilim adamlarıyla tanıştırdı. Bunlardan biri de ilk hesap makinesinin mucidi olan Charles Babbage’dı. Babbage Darwin’ i doğadaki her olayın belirlenmiş kurallara dayandığı fikriyle tanıştırdı. Bu hafıza Darwin’i türlerin geçirdikleri değişimlerle ilgili doğa kanunlarını öğrenmeye yöneltti. Bu sırada, Darwin’in Galapagos Adaları’ndan getirdiği kuşları inceleyen ornitolog John Gould, bu kuşların, Darwin’in düşündüğü gibi ispinoz ya da çalıkuşu olmadığını, hepsinin ispinozun farklı türleri olduğunu anladı. Darwin’in Beagle yolculuğu doğru keşfettiği hayvan fosilleri arasında, hareketsiz hayvan güya memeliler, hipopotam benzeri otçul bir memeli ve armadillo yarı zırhlı bir memeli de vardı. Darwin bu hayvanların düşündüğü gib anatomik olarak Afrika hayvanlarına değil, Güney Amerika hayvanlarına benzediğini anladı. Darwin’in bu çalışmaları esnasında Edinburgh Üniversitesi’nden hocası olan Robert Edmund ve Dr. James Gully gibi bir grup bilim adamı, toplum kadar sapkınlık ve dinsizlikle suçlanmalarına rağmen, türlerin birbirine dönüşebileceği fikri üzerinde çalışmaya başladılar.
Darwin 1837 yılının yaz aylarını türlerin başkalaşım geçirmeleri üstünde düşünerek geçirdi. Anakıtalarda yer alan bir takım bitki ve hayvan türlerine, okyanusun uzakta yerlerinde nasıl rastladığını anlamay çalıştı. Bu sürecin tamamını kardeşiyle türlerin dönüşümü üstüne yeni düşünceler üreterek geçirdi.
1837 Eylül ayında, gerginlik ve aşırı çalışma temposu yüzünden kalbiyle ilgili sorunlar yaşamaya başladı. Kısa bir süre için çalışmalarına ara verdi ve Shrewsbury’e gitti. Burada geçirdiği zamanının çoğunu kuzeni Emma Wedgewood’a ayırdı.
Şubat 1838’ de, H.M.S Beagle gemisinde yazmaya başladığı günlüklerinin birincil cildini yayınladı. Benzer ay içinde Entomoloji Topluluğu’nun başkan yardımcısı oldu. 28 Mart 1838’de Londra Hayvanat Bahçesi’ne getirilen yeni bir canlı çok ilgisini çekti. Bu, Jenny adı bahşedilen bir orangutandı, saatlerini Janny’i izleyerek ve minik bir çocukla olan hissi tutum benzerliklerini inceleyerek geçirdi.
1838’in yaz aylarında, Darwin evliliği düşünmeye başladı, ama onun için izdivaç oluşturacağı çalışmalar için büyük bir süre kaybı olacaktı, diğer taraftan ona bakacak ve sohbet edebileceği biri fikri cazip geliyordu. Kuzeni Emma’ya olan ilgisinden babasına bahsetti, babasından onay aldı. 29 Ocak 1839’da evlendi.
1838 Haziran’ında Darwin’in sıhhat problemleri arttı. Kalbi ve midesi daha sık ve ağır rahatsızlıklar geçiriyordu. Bunun üzerine İskoçya’ya tatile gitmeye karar verdi. Burada ünlü “Paralel Yollar” üstünde çalıştı.
27 Aralık 1839 tarihinde ilk çocukları olan William Erasmus Darwin dünyaya geldi.
1940 yılının büyük bir kısmını hastalıkları yüzünden yatakta geçirdi. Bu süreç içinde çok eksik çalışabildi.
2 Mart 1841 tarihinde ikinci çocukları Anne Elizabeth Darwin dünyaya geldi.
Mayıs 1842’de, araştırma serilerinden “The Structure and Distribution of Coral Reefs” yayınlandı. Benzer sene darwin türlerin değişimi ve doğal seleksiyon ile ilgili yazılar yazdı. Bu yazılarında Darwin, doğa kanunlarının oluşumunu dinle temellendirdi.
23 Eylül 1842 tarihinde, Mary Eleanor Darwin doğdu oysa 18 Ekim’de öldü. 25 Eylül 1843 tarihinde Henrietta Darwin dünyaya geldi. Benzer yıl Beagle yolculuğunu anlatan serisini tamamladı. Bu seri; “Fosiller”, “Memeliler”, “Kuşlar”, “Balıklar” ve “Sürüngenler” olarak beş bölüme ayrılıyordu.
1844 sonbaharında, “Geological Observations on South America” yı yazmaya başladı. Bu kitap And Dağları’nın oluşumuyla ilgili incelemelerini anlatıyordu. Eylül 1846’da kitabı tamamladı.
9 Temmuz 1845 tarihinde öteki oğlu George Darwin, 8 Temmuz 1847’de Elizabeth Darwin, 16 Ağustos 1848’de Francis Darwin dünyaya geldi.
13 Kasım 1848’de, babası Dr. Robert Darwin öldü. Darwin bu sırada geçirdiği ağır hastalık yüzünden babasının cenazesine katılamadı. Gördüğü tedavilerden sonra toparlandı ve araştırmalarına geri döndü. Ocak 1850’de sekizinci çocukları olan Leonard Darwin doğdu.
Darwin türlerin bukadar geniş bir coğrafyaya nasıl yayıldığını merakediyordu. Bu konuyla ilgili yaptığı deneylerde, bir bitki tohumunu bir avuç içi yakın bir zaman suda bırakıp, sonra toprağa diktiğinde filizlendiği sonucuyla karşılaştı. Bu sonuca kadar türler buşekilde çok uzak bölgelere gidebilirdi.
13 Mayıs 1851’de Horace Darwin ve 6 Aralık 1856’da son olarak Charles Waring Darwin doğdu. Charles Waring 1858’de öldü.
1853’te deniz kabukluluarıyla ilgili yaptığı araştırmalarıyla, İngiliz “Royal Society” kadar madalya ile onurlandırıldı. Bu tarihe değin jeolog olarak tanıdık Darwin, bundan sonradan biyolog olarak anılmaya başlandı. Bu çalışmalarında Darwin, deniz kabuklularının değişen şartlara tarafından küçük değişimler geçirebileceğini gözlemledi.
22 Kasım 1859 tarihinde “Origin of Species” (Türlerin Kökenleri) yayınlandı. Büyük bölümü piyasaya çıktığı ilk gün satıldı. Bu büyük başarısının ardındaki Darwin, ikinci baskının hazırlıklarını yapmaya başladı. 1860 yılında Thomas Huxley isimli bir gazeteci, “Darwinizm” kelimesini ilk kere kullandığı bir yazı yazdı. 1867 yılında Darwin’in evrim teorisi Avrupa’da yayılmaya başladı.
Mart 1871’de “Descent of Man” yayınlandı. Bu kitabı da “Origin of Species” gibi büyük ilgi gördü. 1875 Temmuzunda da “Insectivorous Plants” yayınlandı.
1880 yılının başından itibaren rahatsızlıkları gitgide artarak büyüyen Darwin, geçirdiği yürek krizi sonucu, 19 Nisan 1882’ de Londra’da hayatını kaybetti.
Charles Robert Darwin yaşamı her tarafında bilime büyük katkılarda bulunmuştur. Evrim teorisiyle özdeşleştirilmesine karşın, birbiriyle ilişkili çoğu öbür bilim dalının gelişmesine ve temellerinin atılmasına önayak oluştur. Oluşturduğu evrim teorisi bugün, paleontoloji, genetik ve embriyoloji gibi bilimler tarafından geliştirilmektedir.