Charlotte Bronte
Charlotte Bronte Biyografisi
Charlotte Brontë, 1816 doğumlu İngiliz yazar. İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasına sabit eserleriyle tanınan 3 kardeşin (Charlotte Brontë, Emily Brontë, Anne Brontë) en büyüğü. En ünlü eseri “Jane Eyre”, bir asırdan fazla geçmişiyle halen büyük alaka görüyor. Keza ailenin kısa ve acıklı hayat hikayesi de birçok esere konu oluyor.
Charlotte Brontë, 21 Nisan 1816’da Yorkshire, İngiltere’de doğdu. Annesi Maria Branwell idi. Babası Partick Brontë, İrlandalı bir rahipti. Charlotte Brontë, çiftin 6 çocuğundan 3. olanıydı. Nisan 1820’de aile Haworth’a taşındı. Anneleri Maria, 15 Eylül 1821’de kanserden ölünce, 5 kız ve bir erkek çocuğuna bakma görevi teyzeleri Elizabeth Branwell’e düştü. 1824 yılında 3 kız kardeşiyle birlikte Clergy Daughters’ adlı okula başlayan Brontë, buradaki sağlıksız şartlar dolayısıyla okuldan hiç hoşlanmadı. Yazarın sağlığı bozuldu, hatta kardeşleri 1814 doğumlu Maria’yı ve 1815 doğumlu Elizabeth’i de okuldaki şartlar yüzünden 1825’te tüberküloza kurban van ayrıldı.
Gençlik yıllarında, sağ kalan 4 kardeş; Charlotte, Branwell, Emily ve Anne, babalarının kütüphanesinde bolca vakit geçirmeye başladılar. Gerçek Dışı krallıklar kuruyorlar ve bu krallıklarla ilgili hikayeler ve şiirler yazıyorlardı. Edebiyata karşısında ilgileri de bu yıllarda başlamış, düş güçleri kardeşlerin tümüne ileride geliştirecekleri araçlar sunmuştu.
Brontë, eğitimine Mirfield’daki Roe Head adlı okulda devam etti. 1831 ve 1832 yıllarında burada okudu ve bu okul, en iyi arkadaşları Ellen Nussey ve Mary Taylor ile tanıştığı yer oldu. Eğitimini tamamladıktan sonra bu okula hoca olarak döndü ve 1835 – 1838 yılları arasında burada öğretmenlik yaptı.
1839’da Yorkshire’daki çoğu ailenin evinde mürebbiyeliğe başladı ve 1841’e değin bu işle uğraştı. 1842’de kardeşi Emily’yle Brüksel’e, Constantin Heger ve karısı göre işletilen okulda Almanca ve işletme dersleri almaya ve çalışmaya gitti. Önceleri öğrenci olarak katıldıkları okulda sonradan bir arz para ve kalacak yer karşılığında Brontë İngilizce, Emily de müzik öğretmenliği yapmaya başladı. Oysa Brüksel’de yeni kurdukları bu yaşam, teyzelerinin ölümüyle yarıda kesildi. 1842’de bu yüzden İngiltere’ye döndüler ancak Brontë, 1943’te her tarafta Brüksel’e gitmeye karar verdi. Brüksel’deki serüveninin 2. yarısı yazar için o kadar de iyi geçmedi. Yalnız kalmıştı, evine ve kardeşlerine aleyhinde büyük bir arzu duyuyordu ve okulun sahibi Constantin Heger’e aşık olmuştu. Burada geçirdiği günleri, kitapları “The Professor” ve “Villette”ye ilham kaynağı oldu. Yazan, Ocak 1944’te İngiltere’ye geri döndü.
1846’da 3 kız kardeş Charlotte, Emily ve Anne, “Currer Bell”, “Elise Bell” ve “Acton Bell” isimlerini kullanarak ortaklaşa “Poems by Currer, Elise and Acton Bell” isimli bir şiir kitabı çıkarttı. Kitap sadece 2 adet satarak büyük bir hayal kırıklığı yaratsa da kardeşler yılmadı ve birincil romanlarını kâğıda dökmek için kolları sıvadı. Charlotte Brontë, ilk iki romanında “Currer Bell” ismini kullanmaya devam etti.
Brontë’nin yayınlanan romanları şöyleydi; “Jane Eyre” (1847), “Shirley” (1849), “Villette” (1853) ve “The Professor” (1857). “The Professor” kitabı, “Jane Eyre”den daha önce yazılı oysa hiçbir yayınevi tarafından basılmak istenmemişti. Fakat Brontë’nin ölümünden daha sonra, 1857’de basıldı.
Ailenin tek oğlu olan Branwell, 1848’de bronşit yüzünden öldü. Aynı yıl Emily Brontë ve 1849’da Anne Brontë tüberkülozdan hayatını kaybetti. Charlotte Brontë, babasıyla kalmıştı. “Jane Eyre”in gördüğü büyük ilgi üzerine bir yayıncı, yazarı sık sık Londra’ya ağırlama ediyordu. Bu ziyaretler esnasında Brontë geniş bir sosyal çevre edinmiş, Harriet Martineau, Elizabeth Gaskell gibi isimlerle tanışmıştı. Ama durmadan ihtiyar babasının yanında elde etmek istediğinden Londra seyahatlerini birkaç haftadan daha uzun tutmadı.
Haziran 1954’te Charlotte Brontë, babasının yardımcısı Arthur Bell Nichollsla evlendi. Hamileliğinin dokuzuncu ayında, 31 Mart 1855’te öldü. Vefat nedeni bütünüyle bilinmese de verem, tifüs ya da hamileliğin ilk safhalarındaki bir rahatsızlıktan dolayı öldüğü sanılıyor. Brontë’nin eserleri halen büyük alaka görüyor ve İngiliz Edebiyatı’nın klasikleri arasında sayılıyor. bununla birlikte “On the Death of Anne” ve “Brontë” isimli iki şiir kitabı bulunuyor.