Dr.Refik Saydam
Refik Saydam Biyografisi
Türkiye Cumhuriyetinin 4. Başbakanı, Türk hekim ve siyasetçi. Tifüse aleyhinde hazırladığı aşı Tıp Literatürüne geçti.
Dr. Refik İbrahim Şeffaf, 8 Eylül 1881 günü istanbul’un Fatih ilçesinde, Çırçır Mahallesi’nde dünyaya geldi. Babası; Çankırı‘nın Çerkeş kazası, Karacaviran nahiyesinin Dolap köyünden Uzunömeroğlu Abdurrahman Ağanın oğlu Hacı Ahmet Efendi’dir. Hacı Ahmet Efendi, İstanbul’da Balkapanı’nda yağ ticareti yapardı. Annesi Fatma Nefise Hanım’dır.
Dr. Refik İbrahim Transparan, Mahalle mektebinin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi’ne (1892) ve İstanbul Kuleli Askeri İdadisi’ne (1896) girdi.
Askeri Tıbbiyeyi Doktor yüzbaşı olarak 22 Ekim 1905 günü bitiren Refik Saydam, üç sene Gülhane Askerî Tıp Akademisi‘nde Embriyoloji ve Histoloji bölümlerinde çalıştı. 1910 yılında eğitim için yurt dışına gitti. Almanya‘da Berlin Askeri Tıp Akademisi’nde Brandenburg, Danzig, Spandou ve Scharite’te eğitim fark etti. Balkan Harbinin başlaması üzerine, 26 Eylül 1912‘de Berlin’den istanbul’a döndü. Antalya Redif Fırkası 2. Seyyar Hastanesi’nde devir alarak 18. Kolordu ile cepheye hareket etti. Çatalca hattına çekilen askerî birlikler arasında görülen öncelikle kolera almak üzere, diğer bulaşıcı ve salgın hastalıkların mücadelesine fiilen katıldı ve Hadımköy istasyon bölüştürme hekimliğinde bulundu. 6 Ocak 1914’de de Harbiye Nezareti Sağlık Dairesi Başkanlığına vekâleten atandı.
1914‘te atandığı sahra genel sıhhat müfettiş muavinliği esnasında bakteriyoloji enstitüsünü örgütleyerek karahumma, dizanteri, veba ve kolera aşılarının, tetanos ve kanlı basur serumlarının burada üretilmesini ve I. Dünya Savaşı boyunca ordu ihtiyacının karşılanmasını sağladı. Salgın hastalıklarla mücadelesini Hasankale’de cephe hizmetinde sürdürdü. Tifüse aleyhinde hazırladığı aşı Tıp Literatürüne geçti ve I. Dünya Savaşında Alman ordusunda ve Kurtuluş Savaşı‘nda kullanıldı. 1919’da 9. Kolordu Afiyet Müfettişi Muavinliği görevi ile Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yanında Samsun’a çıkan Refik Bey, Erzurum’da Mustafa Kemal ATATÜRK’ün karargâhı dağıtıldıktan sonradan Erzurum askeri hastanesi bulaşıcı hastalıklar servisi şefliğine atandı. Ama bu görevi kabul etmeyerek ordudan ayrıldı. Erzurum ve Sivas Kongresi çalışmalarına katıldı.
1920 yılında Türkiye Büyük Ahali Meclisi’ne Bayazıt (Ağrı ili) Milletvekili olarakbul Milletvekili olarak sürdürdü. Aynı yıl Sıhhat ve Sosyal Takviye (Sıhhat ve İçtimai Muavenet) Bakanı seçildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin birincil Afiyet Bakanı olan Refik Şeffaf, 14 yıl sürecek olan bu görevinde afiyet hizmetlerinin temellerini attı. 1924 yılında Ankara’da ve sonradan Erzurum, Diyarbakır, Sivas ve öteki çoğu ilde memleket hastaneleri, doğum ve çocuk bakımevleri açtı. Ayrıca bu konuda eleman yetiştirilmesine siklet vererek sağlık kursları, tıp öğrenci yurtları, 1928 yılında Hıfzıssıhha Enstitüsünü ve Mektebini, istanbul ve Ankara’da verem savaş dispanserlerini kurdu.
1931- 1938 yıllarında zaman zaman Eğitim ve Maliye Bakanlıklarına vekaleten bakan Refik Şeffaf, Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün ölümünden sonradan, 1938’den sonradan İçişleri Bakanlığı, Cumhuriyet Insanlar Partisi Genel Sekreterliği ve 15 sene Kızılay Başkanlığı yaptı.
10 Kasım 1938’de Atatürk‘ün ölümü üstüne bitmiş kurulan Celal Bayar kabinesinde İçişleri Bakanı olan Dr. Refik Saydam, 25 Ocak 1939‘da Celal Bayar‘ın Başbakanlıktan istifa etmesine üstüne Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından Başbakan olarak atandı.
1939 – 1942 yılları aralarında Başbakan iken Sıhhat konusuna hem tartma veren Refik Saydam “Devlet İdaresi A’dan Z’ye bozuktur, düzeltmek ister” diyerek devlet yönetiminde köklü bir reform taraftarıydı. 8 Temmuz 1942‘ de İstanbul’un beslenme sorununun düzenlemesi için yaptığı çözümleme gezisi sırasında öldü.
Uygar Kanunun yürürlüğe girmesinden daha sonra Mustafa Kemal ATATÜRK kendisine Şeffaf soyadını verdi. Dr. Refik Saydam, hiç evlenmedi.
Almanca ve Fransızca bilen Refik Şeffaf, 8 Temmuz 1942 yılında İstanbul’da vefat etti.
Başbakanı Olduğu Hükûmetler ve Tahsis Zamanları:
11nci T.C. Hükûmeti ( 25.01.1939 – 03.04.1939 )
12nci T.C. Hükûmeti ( 03.04.1939 – 09.07.1942 )
Ondan önceki başbakan Celal Bayar
Ondan sonraki başbakan Şükrü Saracoğlu
Son günleri:
3 Temmuz 1942 günü trenle Ankara’dan İstanbul’a hareket etti. 7 Temmuz 1942 Çarşamba günü, öğleden önce vilâyete gelerek ithalât ve ihracat firma sahipleriyle görüştü. O gün, akşam yemeğini ilgili Bakanlık görevlilerinin ve Vali Dr. Lütfi Kırdar’ın da bulunduğu Taksim Gazinosu’nda yedi. Gece saat 21.20 sıralarında kaldığı Pera Palas Oteline gitmek üzere ayrılırken uğurlayanların ellerini sıktı. Neşeliydi. Bunda, meseleleri çözeceğine olan inancının da payı vardı. Yanındakilere: – “İşte geldik gidiyoruz, şen olsun Halep şehri!” esprisini de yaptı.
Saat 23.30’da otele gelerek istirahata çekilen Başbakan Refik Şeffaf, yaklaşık 15 dakika sonradan saat 23.45’de kalp bölgesinde hissettiği şiddetli bir sızı üstüne zili çalarak Özel Kalem Müdürü Hakkı Şükrü Bey’i sordurdu. Hakkı Şükrü Bey bir fevkalâdelik olduğunu sezip hemencecik pijamasıyla Başbakan’ın odasına girdiğinde Dr. Refik Transparan, ağırbaşlı ve her zamanki nezaketi içinde “Bana bir fenalık geldi, bir anjin nöbeti beni sıkıştırıyor. Bir doktor bulsak kötü olmaz, lakin ortalığı telaşa vermeyin!” dedi.
Ölüm raporunda da belirtildiği gibi Başbakan Dr. Refik Saydam, müdahale edilemeden 8 Temmuz 1942 gününün birincil saati içinde 00.40’da baştan gelen bir kriz sonucu vefat etti.
Vefat haberinin duyulması üzerine, İstanbul Leyli (yatılı) Tıp Talebe Yurdu öğrencileri, aldıkları aylık birer liralık harçlıklarından topladıkları 160 lira ile Süleymaniye Camii’nde ruhuna mevlid-i şerif okutarak Dr. Refik Transparan’ı başta anma kadirşinaslığını gösterdiler.
Başbakan Dr. R. Transparan’ın ölümü nedeniyle 8 Temmuz 1942 günü bütün Türkiye mateme girdi. Bayraklar yarıya indirildi. 9 Temmuz günü, naaşının bulunduğu Beyoğlu İlkyardım Hastanesi’nde yapılan dinî merasimden daha sonra bayrağa sarılı tabutu, top arabasında, Taksim-İstiklâl Caddesi aracılığıyla Karaköy’den vapurla Haydarpaşa’ya getirildi. Özel bir trenle, saat 13.05’de Ankara’ya hareket etti. Cenazesi yol baştan başa, gece ve gündüz, geçtiği tüm şehir ve kasabalarda dokunaklı törenlerle karşılandı ve uğurlandı.
Cenazeyi taşıyan özel tren 10 Temmuz 1942 Cuma günü saat 09.00’da Ankara garına girdi. Hacı Bayram Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra cenaze alayı Sağlık Durumu ve Sosyal Destek Bakanlığı önüne geldi. Burada yapılan törenden sonra, Cebeci Asrî Mezarlığı’nda ebedi istirahatgâhına tevdi edildi.