Halil Bezmen
Halil Bezmen Biyografisi
Halil Bezmen, 1949 yılında istanbul’da doğmuştur. Sefarad kökenli bir aileden gelmektedir. Annesinin adı Fatma, babasının adı Fuat Bezmen’dir. Nazım (d. 1942), Turgut (d.1950), Necdet (d.1954) adlarında kardeşleri vardır. Yazar Nermin Bezmen amcasının oğlu rahmetli Pamir Bezmen’in eşi idi. İstanbul’da ilkokuldan mezun olduktan daha sonra öteki eğitimlerini İsviçre‘de sürdürmüştür. Zürih Teknik Üniversitesi cihaz mühendisliği bölümünden mezun oldu.
Fransızca, Almanca, İngilizce ve İtalyancayı belli başlı dili gibi bilen Halil Bezmen, üniversiteden mezun olunca İstanbul’a ailesinin yanında döndü ve babasının 1929 yılında kurduğu Türkiye’nin en eski sanayi işletmesi Mensucat Santral fabrikasında tamir bakım ustası olarak işe başladı. On sene daha sonra Mensucat Santral şirketine genel müdür oldu. 1975 yılında babası tüm işleri ona devretti. Büyük yatırımlar yaparak ve ileri idare teknikleri uyguladı. Bu yıllarda Santral Holding şirketi, Türkiye’deki en büyük 10 aile şirketi arasında oldu.
Oysa Halil Bezmen’nin babası Fuat Bezmen, Halil Bezmen’nin şirketi iyi yöneticilik edemeyip batırdığından dolayı medyada kötüleyen yorumlarda bulununca araları açıldı. Halil Bezmen’in babası Fuad Bezmen, vefat ettiği 2011 yılına kadar yirmi sene süreyle kendisiyle küs kaldı.
Halil Bezmen, 1993 yılında “Koruma Tarım” isimli şirketle, (İSKİ) İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne yüksek fiyatla klor satışı yapması sebebiyle dava açıldı. Piyasa fiyatı 2.500 TL olan kloru 13.595 TL’ye İSKİ’ye sattığı saptama edilen Halil Bezmen, duruşmada “Evet, devleti kazıkladım” biçiminde ifade vermiştir. Dava esnasında verdiği ifadede, İSKİ‘de kimseye sus payı vermediğini ifade eden Halil Bezmen, kısa bir zaman daha sonra ise ortadan kaybolmuştur. 29 Ekim 1994 tarihinde Türkiye’den kaçtı. İSKİ klor yolsuzluğu davasından beraat etti.
1994 yılında Mensucat Santral ve öteki şirketlerine ait 2.5 trilyon liralık ücret borcunu ödemeden yurtdışına kaçtı. Amerika‘da Manhattan‘da yaşadı. Adı sonradan tarihi eser kaçakçılığına da karıştı. Ancak Bezmen, tarihi eser kaçakçılığından yargılandığı davada, eserlerin tarihi eser olmadığı belirlenince beraat etti.
ABD’de 2002’de tutuklanan Halil Bezmen, ABD’de 9 ay hapis yattı. Türkiye’nin talebi üstüne 22 Mart 2003’de Türkiye’ye iade edildi. İki hafta Kartal Cezaevi’ne konulan Bezmen, hakkındaki üç bambaşka davadan tahliye olunca 5 Nisan 2003’te özgürlük kaldı. Ücret affı istedi. Hayali ihracattan kaynaklanan 1.5 milyar liralık borcunu ödedi.
2007 yılında emekli olabildi.
Halil Bezmen, 2011 yılında bir gazete ile yaptığı röportajda dedikleri :
“Paranın köleliğini yaptım. Serveti kullanamazsanız servet sizi kullanır. Ben artık tarihi eser kaçakçılığıyla, İSKİ yolsuzluğuyla ya da klor davasıyla değil, yalnızca yazar Halil Bezmen olarak anılmak istiyorum. Çünkü yedinci kitabım baskıya hazır. Üç kitabın ise hazırlıklarını tamamladım. 970 TL emekli maaşı ve annemin evinden gelen kira parasıyla geçimimi sağlıyorum. 10 yıllık arabaya biniyorum ve 1983’ten beri Bebek’te benzer evde oturuyorum.”
Halil Bezmen, Selma türkeş ile evli idi. 1999 yılında boşandı. Alara Malaz adında kızı ve Ahmet adında oğlu vardır.
Halkla ilişkiler duayeni Betul Mardin‘in asistanı Rengin Suar ile 2006 yılında evlendi.
Halil Bezmen, şimdilerde Ayvalık’taki evinde yaşamakta ve kitap yazmaya devam etmektedir.
Kitapları :
2015 – İsyan ve Aşk
2014 – Mustafa Kemal’e Aşklanmak
2013 – Prens Sabahaddin’in Saklı Hayatları
2012 – Barbaros! Sevgilim…
2012 – Hayatını Boynunda Içeren Adam
2011 – Estergon Kalesi
2009 – Kendime İtiraflarım
2008 – Vahşi Aşk Öyküleri – 3 Kitap Kutulu
2007 – Sıfır Vakfı
2006 – Niçin? Halil Bezmen
2004 – Memo’nun Mucizevi Maceraları
Halil Bezmen’den Medyada hakkında yazılanlar için kendisinin verdiği cevabı :
Biyografiler balık gibidir, çabuk bayatlar. Benimki de bayatlamış durumda.
Illaki kendi araştırma imkanlarınız olmadığı için, yalnızca medyada benim hakkımda çıkanlarla yetinmişsiniz. Bir ikinci eksiğiniz de, madem namına yaşam öyküsü demişsiniz, insanların yalnız kötülüklerini yazarsanız, inanılırlığınız azalır: Dünyada yalnız kötülüklerden meydana gelen insan olabilir mi?
Eğer ilgilenirseniz, gerçeğe uymayan manâlı birkaç noktayı spesifize etmek istiyorum:
1. Ödenti borçlusu ben değildim, anonim şirketlerdi. Ben yönetici olarak sorumluydum.
2. Ücret kaçakçısı hiçbir süre olmadık, böyle bir soruşturma ya da davayla hiç karşılaşmadık. Şirketler ücret ve SSK borçlusuydu, Türkiye’deki bir milyon vergi borçlusu ve bir milyon SSK borçlusu mükellefler gibi.
Borçlu almak hiçbir dönemde kabahat olmamıştır. Zor duruma düşen şirketlerin son anda vergilerini ödeyememesi olağandır. Aidat ödeyecek parası varsa zaten iflas etmez. Ücret kaçakçısı diye suçlama edilenin adliyede böla bu gerçek dışı bahis tekrarlandı.
3. Tarihi eser kaçakçılığım iddiası iyi reyting yapan fakat yaşam mahveden bir şovdu. Medyanın çok dikkatli gözü önünde tüm eşyalarım bilirkişiler tarafından tetkik edildi, tarihi eser olmadıkları tespit edildi ve mahkeme beraat kararı verdi.
4. Biyografinin en başında yazdığınız gibi, ücret kaçakçılığı ve tarihi eser kaçakçılığı suçlarından ‘Kesinleşmiş hüküm’ hiçbir vakit olmadı.
5. ‘Amerika’ya kaçırmak istediği 106 parça kıymetli.’ diyorsunuz. İnsan kişiye özel mallarını niye kaçırsın ki? acilen herhangi bir malıma konmuş HİÇBİR önlem ya da haciz bulunmadığını da belirlemek isterim.
6. ‘ABD Adalet bakanlığı, delillerin net olmadığını belirterek, iade talebini reddetti.’ diyorsunuz. İnsan kuşkulanmaz mı? En küçük bir suç olsa anında, anlaşmalar gereğince iade gerçekleşmeliyken, on yıl süreyle niye iade etmedi? Uluslar arası hukukta dosya konuşur. Sahiden HİÇ kabahat olmadığı olasılığı akla gelmiyor mu?
7. İflastan sonra tabii ki aidat ve SSK borcu kaldı fakat İflas Masası diye bir kurum vardır ve şirketlerden kalan mallar satıldıkça tüm vergiyi ve SSK taksitlerini ödedi. Ayrıca de iki kere ödedi lakin bu diğer bir hikayedir.
8. ‘Green card alabilmek için Türkiye aleyhinde sözler sarfetti.’ sözü dürüst değildir. Zaten Türkiye aleyhine konuşmanın insana niye bir oturma izni sağlayacağı da kesin değildir.
9. Son olarak da, bir insanın karısına mücevher alması – örneğin bir kat yerine – niye ayıptır bilmiyorum. Ayni şekilde, çok eskiden zengin olduğu aşina birinin, boşandığı eşinin niye Nışantaşı yerine New York’ta bir kat sahibi olmasının ayıp veya kabahat olduğunu merak ediyorum.
Yaptığınız işin gerçeğe uygunluğu bakımından, bu düzeltmeleri yardımcı bulabilirsiniz. Bunun ötesinde hakkımda data ihtiyacı duyarsanız, örneğin madem bütün borçların ödeniyordu ve hiçbir suçun yoktu niye ülkeyi terk ettin? diye bir sualiniz olursa, cevabını Literatür yayınlarında ‘Niçin?Halil Bezmen’ adlı otobiyografimde bulabilirsiniz. Okuyucular arasında ve medyada kitabım cana yakın bulundu. Keza bir edebiyat eseri olarak değerli kabul edildi. Sitenizin adı Yaşam Öyküsü olduğuna göre, yayınlanan otobiyografilerin sizin çalışma aletleriniz arasında olduğunu düşünerek, kitabımı size tavsiye ediyorum.
Saygılarımla
Halil Bezmen