H

Hazreti Ali

Hazreti Ali Biyografisi

İslam Devleti’ni 656-661 yılları arasında yöneten dördüncü İslam halifesidir.

Hazreti Ali, hicretten 23 yıl önce Receb ayının onüçüncü gününde Mekke´de Kabe´nin içinde doğmuştur. Tam adı Ali bin Ebu Talib Merkedî’dir. Babası yerel bir kabilenin şefi olan Ebu Talib, annesi Fatıma bint Esed’dir. İslam peygamberi Hz Muhammed‘in amcasının oğludur.

6 yaşında iken Peygamberimiz onu kendi evimayesini bana kalırsa kendisi üstlendi. Hz. Ali Peygambere; Peygamberin eşi Hz. Hatice’den sonra birincil iman getiren ikinci kimsedir.

Sünni Müslümanlara tarafından Cennetle Müjdelenen On Sahabe’den (Aşere-i Mübeşşere) biri, Dört Büyük Halife‘den (Hulefa-i Raşidin) dördüncü ve sonuncusu, Şii Müslümanlara göre ise Ondört Masum’dan biri, Oniki İmam’ın ilki ve Hz Muhammed‘in adalet halefidir.

İslam’daki Şii-Sünni ayrımı Ali’nin halifeliği mevzuuna dayanır. Sünniler Hz Muhammed‘in bir halef bırakmadığını (dolayısıyla müslümanların seçimi ile halifenin tahsis olunduğunu söylerlerken), Şiiler ise Ali’yi halef bıraktığını söylerler ve birincil üç halifeyi kabul etmezler.

Hz Muhammed, Medine‘ye hicret ettiğinde Hz. Ali’yi Mekke‘lilerin emanetlerini dağıtması ve yatağına yatarak Müşrik’leri kandırması için Mekke’de bıraktı. Hz. Ali görevini tamamladıktan sonradan kısa bir sürede Medine’ye ulaştı. Medine’de Hz Muhammed, Kızı Fatıma’yı zevce olarak ona münasip gördüğünü bildirdi ve ikisini evlendirdi. Bir yıl sonradan da birincil çocuğu olan Hasan dünyaya geldi.

Ali eşlerinden ve cariyelerinden olma 14 oğlan, 18 kız çocuk sahibiydi. Lakin nesli, Hasan, Hüseyin, Muhammed (İbn-i Hanefiyye), Abbas ve Ömer adındaki oğullarından türemiştir. Oğullarından çoğu Hicretin 60. Yılında Kerbela Savaşı‘nda hayatını kaybetmiştir.

Ali’nin ilk eşi İslam peygamberi Hz Muhammed‘in kızı Fatıma’dır. Ali Fatıma ölüm edene değin başkasıyla evlenmemiştir. Fatıma’dan 5 çocuğu olmuştur; isimleri şunlardır: Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Muhsin. Muhsin, demin Fatıma’ın karnındayken, vefat etmiştir. Daha Sonra Âmir b. Kilâb Kabilesinden Ümmü’l-Benin bint-i Hizam ile evlenmiştir. Bu hanımından Abbas, Cafer, Abuddullah ve Osman adlarında dört çocuğu olmuştur. Temim Kabilesinden Leyla bint-i Mes’ud ile evlenmiştir. Bu hanımından iki çocuğu olmuştur: Abdullah ve Ebû Bekir. Has’amî Kabilesinden Esma bint-i Umeys. Bu hanımından, Yahya ve Muhammedul-Asgar (Ufak Muhammed) dünyaya gelmiştir. İslam peygamberinin damadı Ebû’1-As b. Rebi’nin kızı Ümâme de, Ali’nin hanımlarından birisidir. Mu-hammedu’l-Evsat da (Ortanca Muhammed) bu hanımdan olmuştur. Havle bint-i Cafer el-Hanefiyye isimli eşinden “İbn-i Hanefiyye” diye tanıdık Muhammed isimli oğlu dünyaya gelmiştir. Urve b. Mes’ud es-Sekafi’nin kızı Ümmü Said. Ali’nin bu hanımından ÜmmüT-Hüseyin ve Büyük Remle adlı kızları olmuştur. Sahba bint-i Rabia uştur.

Hazreti Ali, İslam Devleti’nde son derece aktif roller aldı; Hz. Ali, Hz Muhammed‘in katıldığı tüm savaşlarda sancaktar olarak bulundu. Yalnızca Tebük seferi’ne Hz Muhammed‘in emri ile Medine‘de kaldığı için katılmamıştır. Ordu komutanlığı, beyanname elçiliği gibi görevleri icra etti. İslam Devleti’nin üçüncü halifesi Hz. Osman‘ın bir suikast sonucu ölmesiyle, halife seçilerek İslam Devleti’nin başına geçti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Hikmet Tuğsuz

Hazreti Ali’nin yönetimi sırasında Müslümanlar arasındaki birincil savaşlar (İlk Fitne) patlak verdi. Kufe’de bir camide ibadet ederken Hariciler’den Abdurrahman Mülcem göre saldırıya uğradı ve bir kaç gün daha sonra öldü. Kufe yakınlarında toprağa verildi.

Hazreti Ali, 28 Ocak 661 tarihinde Kûfe’de 62 yaşında ölmüştür. Kabri Irak’ın Necef şehrindedir.

Bedir Savaşı
Ali, Bedir savaşında aleyhinde tarafının ordusundan yirmi bir kişiyi öldürdü. Öldürdüğü kişiler arasında Muaviye’nin dedesi Utbe, dayısı Velid ve kardeşi Hanzele de vardı. Uhud savaşında ise Kureyş’in meşhur savaşçılarından dokuz kişiyle çarpıştı ve muvaffak oldu. Bu savaşta bedeninden yetmiş yara almasına karşın son ana dek peygamberin yanına savaştığı ve Cebrail’in, Ali’nin bu fedakarlığını görünce birkaç kez: Zülfikar’dan başka kılıç, Ali’den diğer da yiğit yoktur. (‘la feta illa ali, la seyfe illa zülfikar’), dediği söylenti edilir.

UHUD
Uhud savaşında ise Kureyş’in meşhur savaşçılarından dokuz kişiyle çarpıştı ve muvaffak oldu.

Hendek Savaşı
Hendek Savaşı’nda, Araplar’ın meşhur savaş kahramanı Amr bin Abduved’in hendeği atıyla aşması üzerine çarpıştılar. Amr’a göre daha çelimsiz görünümlü olmasına ve Amr’ın küçümsemesine ragmen Ali şampiyon geldi. Amr’ın, Ali kadar yenilmesi Medine’yi kuşatan ve bu kuşatmayı destekleyenler arasında üzüntü ve ümitsizlik meydana getirdi. Hendek Savaşı’nın sonucunda Ali’nin bu başarısının manâlı bir yeri olduğuna inanılır.

Hayber Savaşı
Hayber Savaşı’nda, ilk iki taarruzu yönetenler (Hz. Ebu Bekir ve Hz Ömer) bir galibiyet sağlayamayınca peygamberin sancağı Ali’ye verdiği, Ali bin Ebu Talib’in de o gün karşısında tarafı savunmasına şampiyon gelinmesinde büyük rol oynadığı rivayet edilir. Bu savaşta Ali Hayber kalesinin kapısını eli ile yıktığı ve bu kapıyı kendisi için kalkan olarak kullandığı söylenir. Hayber kalesinin alınmasıyla Şam Suriye ticaret yolunun güvenliği sağlanmış oldu.

Hz. Muhammed’in vefatı
Hz. Ali, İslâm peygamberi 632 yılında vefat ettiğinde 33 yaşındaydı. Peygamberin damadı ve amcaoğlu olması hasebiyle en yakın akrabası konumunda olduğundan defin hazırlıklarıyla ilgilendi. Bu sırada Hz. Ebu Bekir ve Hz.Ömer Devlet işleriyle ilgileniyordu. İslam kurallarına kadar naaşın defin öncesi yıkanması ve kefenlenmesi işlemlerini bizzat kendisi yaptı.

Devletin başına seçilmesi
Muhammet’in 632 yılında ölmesinden sonradan Müslüman toplumunun başına kimin geçeceği kaygısı baş gösterdi. Müslümanların bir kısmı başlangıçta Ebu Bekir’in halifeliğini kabul ettiler. Ebu Bekir’den sonra sırasıyla Ömer bin El-Hattab, Osman bin Affan ve Ali bin Ebu Talib’in halifeliğini kabul ettiler. Aynı Zamanda bir kısım müslümanlar peygamberin amcaoğlu ve damadı olan, çocukluğundan itibaren peygamberin evinde büyümüş ve onu gözetmek için kendi hayatını tehlikeye atmış olan Ali’nin ilk halifelik için daha dürüst bir seçim olduğunu düşünüyorlardı. Rasulullah, Gadir Hum denilen yerde kendisinden sonradan Ali’nin başa geçmesi gerektiğini kanımca söylemiştir . İslâm peygamberi Ali’ye hitaben şöyle demiştir:
“Sen bana oranla Harun’un Musa’ya oranla sahip olduğu mevkiye sahipsin; fakat benden daha sonra peygamber gelmeyecektir.” Harun, Musa peygamberin kardeşidir ve kendisine vahiy gelmeyen peygamberlerdendir. Musa ibadet için 40 günlüğüne Sina Dağı’na çekildiğinde, kardeşi Harun’u İsrailoğulları’nın başında bırakmıştır (Araf Suresi, 142. ayet). Bu Nedenle İslam peygamberinin bu sözü de Şiilerce Ali’nin hilafet için en uygun ve hak sahibi kişi olduğuna yorulur.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Hugo Boss

Servet sorunu
Hz Muhammed‘in dul eşlerinin yanı sıra Ali ve Fatıma’nın da, Hz. Ebu Bekir‘in hilafetinden hoşnutsuz olmalarının bir başka nedeni daha vardı.

Hz Muhammed vefat ettiğinde geride kayda değer miktarda arazi ve mal varlığı bıraktı. Bunların en meşhuru tartışmaların da odağında olan Fedek Arazisi’dir. Ebu Bekir’e kadar bu mal ve araziler peygamber kadar halkın yararına idare ediliyordu ve dolayısıyla devlete aitti. Ali ise “Muhammed’e gelen veraset ile ilgili vahiylerin peygamberin mirasını da kapsadığını” iddia ederek bu duruma karşı çıkıyordu. Zira Kur’an’da vefat eden bir kişinin mirasının nasıl pay edileceği izah edilmektedir.

Eşi Fatıma’nın ölümünden sonra Ali Fatıma’nın peygamberin mirasından payını almak için bitmiş başvurdu ama başvurusu benzer nedenlerle bir defa daha reddedildi. bununla birlikte Ebu Bekir’den halifeliği devralan Ömer, Medine’deki arazileri Muhammed’in kabilesi Haşimoğulları namına Ali ve Abbas’a verdi; Hayber Fedek Arazisi’ni ise devlet malı saydı. Şii kaynaklarına tarafından bu durum, Hz Muhammed‘in soyundan olanlara (Ehl-i Beyt), baskıcı halifeler tarafından yapılan haksızlıkların bir başka örneğidir.

Hilafeti
Müslümanların bir kısmı Ali’nin, kendinden önceki halifeleri kabul ettiğine inanırlar. Bununla Beraber kendi halifeliğine değin hiçbir savaşa katılmayışı diğerlerini halife olarak kabul ettiğine yorulur. Üçüncü Halife Osman asiler göre öldürülünce insanlar Ali’ye biat ederek onu hilafete seçti. Osman taraftarlarının bir kısmı onun katilini bulana kadar Ali’yi halife olarak kabul etmeyeceklerini söylediler ve Müslüman toplumu başta iç savaşa sürüklendi. İslam Devleti Ali önderliğinde ikiye bölündü. Müslüman toplumunu öncelikle iç savaşa sürükleyen bu duruma İslam literatüründe “Muaviyeİlk Fitne” denir.
Ali, 4 sene 9 ay süren hilafet’i müddetinde peygamberin siretine uyup, hilafet’e inkılap ve kıyam ruhu verdi. Toplumda çeşitli ıslahlara baş vurdu.

Cemel Vakası
Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti’nde çıkan karışıklıkları yatıştırmak için Basra yakınlarında ittifak kuran peygamberin dul eşi Ayşe, Talha ve Zübeyr gibi İslamiyetin meşhur simaları ile savaştı. Ali’nin zaferi ile sonuçlanan savaşta Talha ve Zübeyr öldürüldü. Bu durum Ayşe’nin devesinin etrafında gerçekleştiği için Arapça cemel (deve) kelimesine atfen Cemel Vakası adıyla bilinmektedir.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Hasan Saka

Sıffın Savaşı
Irak ve Şam sınırlarında Muaviye ile savaştı. Sıffin Savaşı olarak aşina bu savaş bir buçuk yıl devam etti. Bu şavaşta Ali tarafları öne geçtiği vakit muaviye Kur’an yapraklarını yırtarak kendi askerlerinin mızraklarının ucuna taktırmıştır. Daha fazla kayıp vermemek ve Ali’nin iyi bir müslüman olmasından faydalanarak savaştan kaçmaya çalışmıştır. Bu Nedenle hakem olayı vuku bulur.

Nahrevan Savaşı
Nehrevan adıyla aşina muharebede Haricilerle savaştı.

Vefatı
Nehrevan Savaşı’nda rakiplerini ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu savaştan daha sonra, Hariciler’den üç birey Mekke’de Müslümanların siyasi durumları hakkında bir takım müzakereler yaptıktan daha sonra Ali’yi öldürmeyi kararlaştırdılar. Bu üç kişiden Abdurrahman bin Mulcem, Ali’yi öldürmeyi üstlendi ve Kufe’ye hareket etti. Kufe’de bir camiide ibadet ederken Haricilerden Abdurrahman bin Mulcem’in zehirli bir kılıç darbesi ile yaralandı. Bu saldırının amacı Nahrevan yenilgisinin intikamını almaktı.

Halife Ali bin Ebu Talib, Abdurrahman bin Mulcem’in kılıç darbesinden sonra şöyle dedi: “Fuztu ve Rabb’il Ka’be!” (Kabe’nin Rabbine andolsun ki, kurtuluşa erdim!). İki gün evinde yattıktan sonra, hicretin 40. yılı Ramazan ayının 21. günü öldü (M.S. 661). Defnefildiği yeri uzun bir vakit yalnızca en yakınları ukala, yaklaşık bir asır sonra Cafer-i Vefalı mezarının Necef’te olduğunu bildirmiştir.

Ali ölünce İslam Devleti ve hilafet, 20 yıllığına, uzun yıllar savaştığı I. Muaviye’nin eline geçti.

İlmi
Gerek Sünni gerekse Şii kaynaklarında Ali bin Ebu Talib’in ilmi üstünlüğünden sıkça bahsedilir. Muhammet onu ilim şehrinin kapısı; insanların en bilgini; ahkam ilminin en alimi ve ümmete Ehli Beyt’i ifade eden kimse olarak nitelemiştir. Ali Kuran’ın bütün ayetlerini,ne vakit indirildiklerini ve hangi olayla bağdaştırıldığını ezbere bilmekteydi. Bunda çocukluğunun Muhammet’in yanına geçmesinin büyük rölü vardır. İslam peygamberi bir hadisinde şöyle demiştir:

tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gif“ Ben hikmetin şehriyim, Ali ise kapısıdır. ” Kendisi ise şöyle demiştir:
tirnak-sol.gifspacer.giftirnak-sag.gif“ Bana bir harf öğretenin kırk sene kölesi olurum. ”

Lakapları
Şir-i Yezdan
Kur’an-ı Natık (konuşan Kuran)
Haydar
Haydar-ı Kerrar
Aliyyel Murtaza
Şah-ı Velayet
Esed
Esedullah (Allah’ın Arslanı)
Şah-ı Merdan
Seyfullah

Alevîlik ile Şiîlik’te manâlı bir yere sahip olan kılıcının adı Zülfikar idi.

Hazreti Ali’nin eşlerinin adları :
• Fatıma Zehra
• Havlet bint Câ’fer
• Ûmmâmeh bint Zeynep
• Ûmm’ûl-Benin
• Leylâ bint Mes’ûd
• El-Sehba bint Rabi’ah
Çocuklarının Adları :
Oğulları:
• Mûhsin ibn Ali
• Hasan el-Mûctebâ
• Hüseyin Seyyîd’ûs-Şuhedâ
• Muhammed ibn Ali
• Hilâl ibn Ali
• El-Abbâs ibn Ali
• Abdullah ibn Ali
• Câfer ibn Ali
• Ubeydullah bin Ali
• Ebâ Bekr ibn Ali
• Ömer ibn Ali
• Osman ibn Ali

Evlâtlığı:
Muhammed ibn Ebâ Bekr

Kızları:
Zeyneb bint Ali
Ümmü Gülsüm bint Ali

Etiketler
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı