Herbert Spencer
Herbert Spencer Biyografisi
“Evrim” teorisinde Charles Darwin’in bir numaralı rakibi olmuştur.
Kırk yaşına dek sistemli bir eğitim almamasına, okumayı fazla sevmemesine rağmen çoğu bilim dalında binlerce hafıza ortaya atmış ve “evrim” teorisinde Charles Darwin’in bir numaralı rakibi olmuştur. Edindiği büyük başarıları gözlem yeteneğine borçludur, yaptığı gözlemlerle binlerce fikrini destekleyecek olguları bulmuştur.
Herbert Spencer, 27 Nisan 1820 tarihinde İngiltere’de doğmuştur. Annesi Harriet Spencer, babası William George Spencer’dir. Babası dahil ailede birçok öğretmen olmasına karşın kırk yaşına kadar hiçbir okula gitmemiştir. Evde babasından ve amcasından eğitim almıştır.
Bundan sonrasında da kendisinin çizip alt kaldığı bir yolla kendisini yetiştirdi. Önce matematik ve doğa bilimleri üzerinde durdu. Kısa bir zaman öğretmenlik yaptı. Matematik bilgileri bir uçtan bir uca Londra – Birmingham demiryolu yapımında mühendis olarak çalıştı. Economist adındaki ünlü maliye ve iktisat dergisine yazar oldu.
Edindiği büyük başarıları çok iyi gözlem yeteneğine borçludur, yaptığı gözlemlerle binlerce fikrini destekleyecek olguları bulmuştur. ‘Evrim’ (evolution) kavramının popüler bir kavram olmasını ilk olarak sağlayan kişidir.
Herbert Spencer geniş bir alana yayılmış bambaşka türdşekilde birleştirerek Viktorya çağına damgasını vuran kişilerden olmuştur. Evrim kuramının gelişiminde ve kabulünde en düşük Charles Darwin dek büyük bir rol oynamış, bugün evrim kuramını açıklarken kullanılan birçok terimi de öncelikle kullanan kişi o olmuştur.
Darwinci çizgide Evrim Teorisi’ni savunan birçok biyolog, Evrim Teorisi’nin, her bir sonraki formun mutlak surette bir önceki formdan daha gelişmiş olması gerektiğini ileri sürmediğini (veya sürmemesi gerektiğini) söylemelerine karşın; ‘evrim’ kavramı yaygın olarak, ‘aralıksız gelişmeyi açıklayan’ anlamında anlaşılmıştır.
Spencer’ın Evrim Teorisi; ‘evrim’in, Güneş Sistemi’nden Dünya’mıza, Dünya’mızdan tüm canlıların bedenlerine, canlıların bedenlerinden sosyolojik yapılarına değin gerçekleşen bir yasa olduğunu ileri sürer.
Spencer, her alana uyguladığı ‘evrim’ kavramını dillere bile uygular ve dillerin, ortak ilkel bir kökenden yavaş aşamalarla evrimleştiğini savunur. Farklı Alanlara Yönlendirilmiş kelimelerin ve tamlamaların kökenine inerek, genel ‘evrim yasası’nın dillerde nasıl rol oynadığını göstermeye çalışır.
Spencer, dinlerin, ilk ve temel kaynağını atalara tapınmada bulduğunu söyler ve bireysel tanrılara tapınmaya geçişi de dildeki değişimlere bağlar.
Spencer, kendi döneminde büyük etkisi olan Isaac Newton’un fizik sistemi ile Auguste Comte’un toplumlara evrimci yaklaşımının ve pozitivizminin etkisi altındadır. O, etkisi aşağıda olduğu fiziksel yaklaşımdan sosyolojik yaklaşıma kadar geniş bir alanı evrim ile birbirine bağlamıştır.
Georg Wilhelm Friedrich Hegel dahil hiçbir felsefeci, ‘evrim’ kavramına Spencer kadar felsefesinde merkezi bir rol vermemiştir.
O, Hegel’in ‘evrim’i Mutlak’ın gerçekleştirdiği tinsel bir işlem olarak açık açık tasvir etmesinden de, etkisinde olduğu Comte’unbir yükümlülük olduğunu ve Bilinemez’in, Kavranamaz Kudret’in kendisini belirli etmesine yarayan bir hakikat olduğunu söyler.
ayrı olarak olguların değerlendirilmesinde evrimin sentetik bir ahenk içinde anlaşılacağını ve tecrübelerimizi aşan gayesel bir reel olduğunu belirtir. Spencer’a göre, bedensel yorumlamaların hepsini birleştirip bütünleştiren tek hakiki; belirtileri daima değişen, ama geçmiş ve gelecek zamanda değişmeyen olan bir Zor’i tanıyıp kabul etmektir.
Bilimin de metafiziğin de teolojinin de kendisine gitmekte oldukları niyet böyle bir neticedir.
Spencer’ın biyoloji ile ilgili Evrim Teorisi evrensel bir ‘evrim’ yaklaşımının alt kümesidir. Bu yönüyle Lamarck’ın, Darwin’in ve Wallace’ın biyoloji merkezli Evrim Teorileri’nden ayrılmaktadır.
Spencer’ın genel ‘evrim’ yaklaşımında, kolay ve aynı yapılı olan bir halden karışık ve ayrı cinsten duruma geçiş esastır.
Spencer, her ne kadar ‘Sosyal Darwinizm’ ile özdeşleştirildiği için daha fazla Charles Darwin ile arasında tahvil kuruluyorsa da fiilen o, biyolojide Lamarck’ın takipçisidir.
1852 yılında, Darwin daha ‘Türlerin Kökeni’ kitabını yazmadan yedi yıl evvel, Lamarck’ın Evrim Teorisi’ni, embriyolojiden örneklerle birleştirip savundu. Spencer, Lamarck’ı peşine düşüp takip ederek sonradan kazanılan özelliklerin aktarılmasının biyoloji ile ilgili evrimin temel mekanizmasını oluşturduğunu söyledi. Kendisi, kalıtım ile ilgili genel bir kuram ortaya süren ilk birey olarak gösterilir. Bu yaklaşıma göre; türe özel, kendini yenileyen fizyolojik parçacıklar çevreye cevap verme ve böylece daha sonra kazanılan özellikleri transfer yeteneğine sahiptirler.
1870’lerde ve 1880’lerin başında özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve İngiltere‘de ünü yükseklik noktasına vardı. 1902’de Edebiyat dalında Nobel Ödülüne aday gösterildi. Birçok ödülü ve övgüyü birçok zaman reddetti.
Herbert Spencer, 8 Aralık 1903 tarihinde Brighton, İngiltere’de 83 yaşında ölmüştür.
Kitapları :
System of Synthetic Philosophy (Durağan Felsefe )( 10 cilt)(1862-1893)
Social Statics (Toplumsal Statik) (1851)
Education (1861)
The Man Versus the State (1884)