Hermann Hesse
Hermann Hesse Biyografisi
Alman yazan. 20. yüzyılın en kayda değer yazarlarından biridir. Yapıtlarında, kişinin uygarlığın yerleşik kalıplarından kurtularak özbenliğini bulmaya çalışmasını işleyen ve insanları kendi yaşamlarını kurtarmaya çağıran Hesse, Doğu gizemciliğini yüceltmiştir. Budizme olan ilgisi ve sevgisiyle belli yazan, 1960’larda Amerika’da canlanan Budizm ve Zen Budizmi akımları sırasında en fazla okunan yazarlar arasına girmiş, romanları, öyküleri, denemeleri, şiirleri, politik makaleleri ve kültür alanındaki eleştirel yazılarıyla tüm dünyada 100 milyonu aşkın okura ulaşmış ve 1946’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü almıştır. Savaşa karşı cephe alarak hümanizmi savunan Hesse’nin manâlı romanları aralarında Knulp, Demian, Siddhartha ve Steppenwolf vardır.
2 Temmuz 1877’de Calw, Württemberg, Almanya’da dünyaya geldi. Babası Johannes Hesse, 1847 Estonya doğumluydu. Annesi Marie Gundert ise 1842’de dünyaya gelmişti ve çift Basel Mission isimli Hıristiyan cemiyetinin üyesiydi. Büyükbabası Hermann Gundert’ın yönetimindeki Calw’daki evdelerinde misyonerlik faaliyetleri içindeydiler. Aile 1880’de altı yıllığına İsviçre’nin Basel şehrine taşınıp, ardından Calw’a geri döndü.
Göppingen’deki Latin School’a kaydolan Hesse, 1891’de Evangelical Theological Seminary’e katıldıktan bir sene sonradan isyankâr yanı ağır bastığı için okuldan kaçtı.
Bambaşka bir dönem geçiren, anne babasıyla o kadar fazla konuda anlaşmazlığa düşen yazan, intihar girişiminde bulunduktan daha sonra Christoph Friedrich Blumhardt kontrolünde bulundurulmanstitüye yatırıldı. Carl Jung’un öğrencisi Lang’ın tedavi ettiği Hesse’nin ruhbilime ve Jung’a duyduğu ilgi bu şart sonrasında körüklenerek iç dünyasının zenginleşmesine niçin oldu. 1892’nin sonunda eğitimine devam etmek üzere Cannstatt’taki Gymnasium’a başvurdu. Eğitim sistemindeki kısıtlamalar ve misyoner babasının dinsel baskıları Hesse’yi çok rahatsız ediyordu. Bu yüzden kendi yolunu bulmak için uzun zaman mücadele etmek zorunda kalan Hesse, bir kitapçıda çalışmaya başladı. 3 gün süren kısa kitapçılık işinden daha sonra 1894 yazında 14 ay çalışacağı bir fabrikada meslek buldu. Lehim yapan Hesse, işin mekanik yapısı sebebiyle bunalıyor, ruhunda çıkış noktaları arıyordu. Ekim 1895’te her yerde eski işine geri döndü ve Heckenhauer isimli kitapçıda çalışmaya başladı. Burada dilbilim, teoloji ve hukuk üzerine uzmanlaşmaya başlamıştı. 12 saatlik jurnal alıştırma temposu onu yıldırmıyor, işten daha sonra evde de çalışıyor, abes olan pazar günlerini arkadaşlarından çok kitaplarla geçirmeyi seçim ediyordu. Goethe, Lessing, Schiller gibi yazarlarla ilgileniyor ve Yunan mitolojisi üzerinde çalışıyordu. 1896’da Madonna isimli şiiri yayınlanmıştı.
1898’de kendi ayakları üstünde durmaya başlayan ve ailesinden maddesel yardım edinmek zorunda kalmayan Hesse Alman romantikleri Clemens Brentano, Joseph Freiherr von Eichendorff, Friedrich Holderlin ve Novalis’deri ilham alıyordu. Aynı sene şiirlerini bir araya getirdiği Romantic Songs isimli kitabını yayınlayan yazan, 1899’da da One Hour After Midnight’ı çıkardı. İki kitap da alaka görmemişti. Fakat Leipzig‘li yayıncı Eugen Diederichs, edebiyat dünyasının bu genç yazarı için epeyce olumlu şeyler düşünüyordu.
1899’un sonbaharında işini değiştiren ve Basel’de antik kitaplar satan bir kitapevinde çalışmaya başlayan Hesse, entelektüel bir ailenin yanına kalıyordu. Tanıştığı millet ondeki rahatsızlık yüzünden askerlik görevinden muaf tutulan Hesse’nin, bitmek bilmeyen ve hayatı boyunca da yakasını bırakmayacak olan baş ağrıları o dönem başlamıştı. 1901’de görmeyi fazla istediği İtalya’ya dışarı giden Hesse’nin şiirleri ve yazıları gazetelerde yayınlanıyor ve büyük ilgi görüyordu. Sonunda yayıncı Samuel Fischer’nın Peter Camenzind isimli kitabını okuması Hesse’nin yazarlık kariyeri için dönüm noktası oldu. Zira artık sadece kitap yazmaya odaklanabilecek ve bağımsızlık bir yazan olacaktı.
1904’de Maria Bernoulli’le evlenen ve eşiyle birlikte Constance gölü yakınındaki Gaienhofen’da yaşamaya başlayan Hesse’nin ikinci romanı Beneath the Wheel, 1906’da kitap raflarındaki yerini aldı. Onu 1910’daki Gertrude takip etti. Kitap beklenen ilgiyi göremedi ve Hesse yazıyla başının dertte olduğunu açıklayıp bunu başarısızlık olarak nitelendirdi.
Yazar Budizm’le ilgileniyordu. O dönem Arthur Schopenhauer’la birlikte yapıtları en çok alaka çeken yazarlardan biriydi ve Teosofiyi keşfetmişti. Hindistan’a olan ilgisi Schopenhauer’un eserleriyle daha da canlanan Hesse bu dönemde eşiyle bağdaşmazlık yaşadığı için bir süreliğine yalnız başına Sri Lanka ve Endonezya’ya gitti. İki ülkenin yazar üzerindeki ruhsal ve dini etkileri eserlerine de yansıyacaktı. Hesse çifti, yazarın uzun seyahati bittikten sonradan 1912’de Bern’e taşındılar fakat evliliklerindeki sorunlar çözülmemişti. Yazar bu durumu 1914’te yayınlayacağı Rosshalde isimli romanında anlatacaktı.
Birinci Dünya Savaşı başladığında Alman Hükümeti’ne savaşmak için göneniyle savaşa katılmadı oysa savaş tutsaklarının bakımı için hizmet vermeye başladı.
Hesse’nin 3 Kasım 1914’de Neuen Züricher Zeitung gazetesinde O Friends, Not These Tones başlıklı yazısı yayınlandıktan sonradan arkadaşları ve Alman basını ona saldırmaya başladı. Yalnızca Theodor Heuss ve Fransız yazan Romain Rolland Hesse’yi desteklemişlerdi.
1916 yılı ünlü yazar için fazla daha zor bir sene olacaktı. Zira babasının kaybı, oğlunun hastalığı ve eşinde ortaya meydana çıkan şizofreni Hesse’yi çok zorlamıştı. Psikoterapi görmeye başlayan yazar, yeni romanı Demian’ı 1919’da ateşkes duyuru edilmesinden hemencecik sonradan Emil Sinclair adı aşağı yayınladı.
Aynı sene eşinin hastalığı daha da kötüleştiği ve araları da onarılmayacak biçimde açıldığı için çift boşandı. Hesse, tek başına Minusio bei Locarno yakınlarındaki Ticino’da küçük bir çiftlik evine yerleşti. Yazma faaliyetlerinin dışarıda resim de yapmaya başlayan Hesse, 1920’de Klingsor’s Last Summer’ı yayınladıktan daha sonra Hint ve Budist felsefeye duyduğu sevgiyi anlatan, Siddhartha raflardaki yerini aldı.
1924’te İsviçreli yazan Lisa Wenger‘ın şarkıcı kızı Ruth Wenger’le evlendi.
Kurgast (1925), The Nuremberg Trip (1927) ve Steppenwolf (1927)romanlarından daha sonra Hesse’nin biyografisi arkadaşı Hugo Ball göre yazıldı.
Wenger ‘dan ayrıldıktan sonra Ninon Dolbin Ausländer isimli Yahudi bir kadınla evlenen Hesse, Nazi oluşumunun aleyhinde olduğu için Alman basını kadar yazıları yayınlanmıyordu. 1931’de Narcissus and Goldmund isimli romanını yayınlayan yazan, 1932’de The Glass Bead Game’i çıkardı.
1933’te Nazi karşıtı düşüncelerinden dolayı sürgüne gönderilen Hesse’yi Bertolt Brecht ve Thomas Mann yalnız bırakmadılar. Savaşa karşı olan tutumu ve insancıl tavrı sebebiyle Almanlar göre daima dışlanan Hesse, The Glass Bead Game isimli romanıyla 1946’da Nobel ödülünün sahibi olacaktı.
9 Ağustos 1962’de öldüğünde biyografisini yazar arkadaşı Hugo Ball’un da gömüldüğü Montagnola’daki San Abbondio mezarlığına defnedildi.
Kitapları :
1904 – Peter Camenzind
1906 – Çarklar Aralarında
1910 – Gertrud
1912 – 1913 – Rosshalde
1915 – Knulp
1919 – Demian
1922 – Siddharta
1927 – Bozkırkurdu
1930 – Narziss und Goldmund
1932 – Doğu Yolculuğu
1943 – Boncuk Oyunu
İlk Gençlik Yıllarım
Klingsor’un Son Yazı
Öldürmeyeceksin!
Şeftali Ağacı
Kaplıcada Bir Konuk Nürnberg Yolculuğu
İnanç Da Sevgi De Aklın Yolunu İzlemez
Gençlik Güzel Şey
Bir Büyücünün Çocukluğu
Küçük Dünyalar
Hermann Lauscher
Masallar
Seçilmiş Şiirler 1896-1962