P

I. Petro

I. Petro Biyografisi

7 Mayıs 1682 – 8 Şubat 1725 tarihleri aralarında Rusya‘nın Çarı olarak hüküm sürmüştür. ”Büyük Petro” olarak bilinen Rus çarı Rönesans ve Reform döneminde yaptığı çalışmalar tamamen Rusya‘nın Avrupa‘nın peşinde kalmasını önlemiştir.

I. Petro, 9 Haziran 1672 tarihinde Moskova, Rusya’da doğmuştur. Babası Çar Aleksey Mihayloviç’dir. Annesi babasının ikinci eşi Natalya Narışkina’dır.

29 Ocak 1676 tarihinde babası Çar Aleksey Mihayloviç öldüğünde taht’a üvey abisi III. Fyodor (Teodor) Alekseyeviç Romanov geçti. O da 7 Mayıs 1682 tarihinde öldüğünde Fyodor’un çocuğu olmaması nedeniyle tahta kimin geçeceği anlaşmazlıkları çıktı. Sonunda zayıf ve hastalıklı üvey kardeşi V. İvan ile birlikte I. Petro müşterek olarak tahta geçtiler. Fyodor’un ölümünün ardındaki 1682 ve 1989 yılları aralarında üvey ablası Sofia Alekseyevna naiplik görevini üstlendi. Sofia’nın aşığı başdanışman Vasili Vasilyeviç Golitsın’in ülkenin yönetiminde etkindi.

I. Petro, bu dönemde annesiyle birlikte Moskova’nın dışındaki “Alman mahallesinde” yaşadı. Rusya’ya gelen Avrupalılarla yakın olma kurarak uygarlıkları hakkında bilgi sahibi oldu. Burada Avrupalı askerlerden topçuluk ve istihkam eğitimi aldı. 14 yaşından itibaren gemilere büyük alaka duydu. 1689’da annesinin zoruyla Eudoxia Lapoukine ile evlendi; ertesi yıl Alexis adında bir oğlu oldu. Son derece muhafazakar bir aileden gelen eşi ile hiç uyuşamadı.

I. Petro, 17 yaşında bir saray darbesiyle yönetimi ablasının ve Golitsın’in elinden aldı. 1694’te annesinin ölümü ile ülke yönetiminin tek hakimi oldu. Tahtı Ivan’la paylaşmayı sürdürüyordu fakat devlet işlerinde Ivan’ın hiçbir rolü yoktu. 1696’da Ivan’ın ölümü ile tahtın tek sahibi oldu. Rus Çarı I. Petro, 1682 yılında tahta geçtiğinde Rusya uluslararası sahada etkinliği olmayan, basmakalıp bir devletti. Onun zamanında Rusya’da isabetli reformlar yapıldı ve Rusya büyük bir devlet olma özelliği kazandı.

Büyük Petro‘ olarak tanıdık Rus hükümdar, Rönesans ve Reform döneminde yaptığı çalışmalar ve deneyler baştan sona Rusya‘nın Avrupa‘nın peşinde kalmasını önledi. Daha çok sıcak denizlere inme planlarından dolayı denizcilik ve gemicilikle ilgili araştırmalar yapan Petro, şanından öte bir gemide en alt rütbede çalışarak garip kişiliğini ön plana çıkarmıştır. Osmanlılar bu yüzden Petroya ‘Deli Petro‘ lakabını takmıştır lakin söz konusu Prut Savaşı‘nda Osmanlı’nın karşısına büyük ve dayanıklı gemilerle gelince Deli Petro’nun adı Büyük Petro olarak anılmaya başlanmıştır.

Devletini genişletmeyi, dünya hakimiyetini ele geçirmeyi düşleyen I. Petro, bu amaçlarına gelmek için ticareti geliştirmenin önemini kavramıştı. Fakat Rusya kuzeyinde buzlarla astarlı denizler, güneyinde Osmanlı Devleti denetimi altındaki Karadeniz aralarında sıkışmış bir ülke konumunda idi, ticarete uygun limanları yoktu. Petro, ticaret için sıcak denizlere inme gereğini ayrım eden birincil birey oldu.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Pınar Kür

Petro’nun sıcak denizlere inme planını yapmak için birincil girişimi Azak Kalesi’nin kuşatılması idi. 1695 yılında ani bir baskınla Azak Kalesi’ni almayı denedi oysa deniz kuvvetlerinden yoksun Rus ordusu 96 jurnal bir kuşatmadan sonra çekilmek zorunda kaldı. Bu başarısızlık üstüne Petro 1695-1696 kışında Don nehri kıyısındaki Voronej’de bir dere donanması oluşturdu; kaleyi karadan ve denizden 31.000 asker ve 170 topla kuşatarak 6 Ağustos 1696 tarihinde teslim aldı. Asıl amacı Karadeniz’e ve gerisinde Boğazlara dek gidebilmekti. Bu amacından hiç vazgeçmemiş ve bu politika kendisinden daha sonra da sürdürülmüştür. azak-1.jpg

Azak Kalesi kuşatması, Çar I. Petro’ya donanmaya ve düzenli bir orduya sahip olmanın önemini göstermişti. Bu amaçla ülkeye tanıdık olmayan uzmanlar ağırlama etmek yerine soylu ailelerden seçilen gençlerin eğitim için İngiltere, İtalya ve Hollanda’ya gönderilmesini emretti. Avrupa’nın başarısının hangi koşullar aşağı geliştiği ve muhtemel ayla geldiğini öğrenmek; Avrupa’daki ilerlemeyi Rusya’ya taşımak istiyordu. Kendisi de denizcilik eğitimi için 1697 yılında bir Rus diplomat kılığında, kimliğini gizleyerek Avrupa’yı dolaşmıştır. Sırasıyla Almanya, Hollanda ve İngiltere’ye gitti. Marangozluk, tıp, gemi yapımcılığı üzerinde çalıştı. Bir yandan da Osmanlılar’a aleyhinde Avrupa’daki müttefik arayışı içindeydi oysa bu arayışı sonuçsuz kaldı.

Venedik’e gitmeyi planlarken Moskova’da 1698 yılında meydana çıkan Streltsy (Rus Tüfekçiler) ayaklanması nedeniyle Rusya’ya döndü. Kendisini devirerek Sofiya’yı her yerde naibeliğe getirmek isteyen streltsıy’ı dağıttı. Yüzlerce askeri idam ya da sürgün ettirdi.

Avrupa seyahatinin sonunda kimi Avrupa adetlerinin Rus adetlerinden üstün olduğuna kanaat getiren Petro, bütün saraylıların ve memurların sakallarını kesmesini; batılı giysiler giymelerini istedi. Bu koşul sakalını kesmeyen Rus aristokrasisi içinde büyük can sıkıntısı doğurunca boyarlara takvim 100 ruble sakal vergisi karşılığında müsamaha gösterildi. Böylece sakal tıraşı Rus modernleşmesinin simgelerinden biri haline geldi.

yeni yıl kutlamalarını 1 Eylül’den 1 Ocak’a aldı. Geleneksel Rus takvimi yerine Protestan takvimini kabul etti.

Petro hiç anlaşamadığı eşi Eudoxia Lapoukine’den bu Avrupa seyahatinden döndükten daha sonra 1698’de boşandı ve onu bir manastıra kapanmaya zorladı.

Avrupa Devletleri ile 16 yıldır savaşmakta olan Osmanlı Devleti’nin lüzum Azak Kalesi’ni kaybetmesi gerekse Venedik ve Avusturya karşısında aldığı yenilgiler nedeniyle barışma istemesi üzerine savaşan taraflar aralarında müzakereler başladığında Çar Petro ısrarla Kerç Kalesi’ni istedi. Bu istek kabul olmadığı için Karlofça’da Karlofça Antlaşması‘nı Rusya, Osmanlı Devleti ile uzlaşma imzalamadı; iki yıllık bir ateşkes imzalandı. Uzlaştırma Anlaşması 1700’de imzalandı. Ruslar, İstanbul’da sürekli elçiliğe sahip oldu. Azak Rus hakimiyetine girdi, Ortodoksların Kudüs haccı özgür bırakıldı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Penelope Cruz

Petro, Osmanlı İmparatorluğu ile mütareke imzaladıktan daha sonra Baltık Denizi kıyılarına gelmek hedefine yöneldi. 1701’in şubat ayının sonuna içten Biržai’de II. Augustus ile tanıştı. Prusya, DanimarkaNorveç ve Lehistan bir araya gelip Kuzey İttifakı’nı kurarak İsveç’e savaş açtı.

Rusya‘nın birincil saldırısı 1700 yılında Narva Savaşı’nda eğitimsiz askerler dolayısıyla felaketle sonuçlandı. Savaş sırasında XII. Karl‘ın orduları sisli kar fırtınasını kendi avantajlarına kullandılar.

Petro, Narva’daki yenilgiden sonra ordusunu baştan organize etmekle ve Avrupa şehirlerine aynı yeni bir şehir halkı (Sankt Petersburg) kurmakla uğraştı. İsveç ile savaşı Polonya ve Litvanyalılar sürdürüyordu.

1708 yılında İsveç her tarafta Rusya’ya saldırıya geçti. 28 Eylül 1708 tarihinde gerçekleşen Lesnaya Savaşı, Büyük Kuzey Savaşı’nın kaderini belirledi. Yenilen İsveç Kralı Demirbaş Karl, Moskova’ya saldırıdan vazgeçip güneye hareket etti; Ukrayna’da iaşe sorununu giderdikten daha sonra baştan Moskova’ya yürüdü ve büyük stratejik öneme sahip Poltova Kalesi’ni 1709 Mayıs’ında kuşattı. I. Petro, İsveç kralını Poltova Muharebesi’nde yendi. İsveç kralı zarar görmüş olarak maiyetiyle birlikte Osmanlı toprakları yakınındaki Bender Kalesi’ne sığındı.

İsveç Kralı’nı takip eden Rus ordusunun Osmanlı sınırını geçerek tahribatta bulunması ile başlayan gelişmeler, İsveç Kralı Demirbaş Şarl‘ın Bender Kalesi’nden İstanbul’a gönderdiği yardım dileyen mektuplarının da etkisi ile Osmanlılar’ın Rusya’ya savaş ilanına değin vardı. Vezîriâzam Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, I. Petro’nun ordusunu 19 Temmuz 1711 tarihinde Prut Nehri kıyısında kuşattı. Rus ordugâhında büyük bir ümitsizlik hüküm sürmeye başladı. Teslim olunması fikrini onaylayan Petro, esir düşmesi halinde kendisini hükümdar olarak tanımamalarına dair senatoya hitaben bir emirnâme hazırladı.

Ruslar’ın görüşme talebi, hücum hazırlığındaki Baltacı Mehmet Paşa’nın yeniçerilere güvenmemesi nedeniyle kabul edildi ve görüşmeler umulmadık bir seyir peşine düşüp takip ederek 24 saat içinde sonuçlandı. 21 Temmuz’da imzalanan Prut Antlaşması’nı Petro 22 Temmuz’da tasdik etti. Rus ordusu özgür bırakıldı. Uzlaşma sonucunda Azak her yerde Osmanlılara geçmiş ve Çar Çılgın Petro’nun Karadeniz’e açılma emelleri bir zaman ertelenmiştir. Baltacı Mehmet Paşa‘nın I. Katerina‘dan etkilenerek sulh gerçekleştirmek gerektiği fikrini savunduğu söylenmektedir.

Petro, 1712’de Ekaterina Aleksiyevna (I. Katerina) ile evlendi. Başlıca adı Marta Elena Skavronska olan yeni eşi, 1703’te Çardan bir çocuk dünyaya getirdikten daha sonra Ortodoks olup adını değiştirmişti. Petro’nun bu evlilikten on bir çocuğu dünyaya geldi fakat içlerinden sadece Anna ve Yelizaveta adlı iki kızı yaşadı.

Çar Çılgın Petro, Avrupa şehirlerine eş yeni bir şehri sıfırdan başlayarak yapı etme çabasını 1703 yılından beri sürdürüyordu. St. Petersburg şehrini, 1703 yılında Büyük Kuzey Savaşı esnasında İsveç’cilt aldığı Neva Nehri deltasında kurmaya karar vererek Aziz Petro ve Pavel Kalesi’nin temelini 16 Mayıs 1703 günü atmıştı. 10 yıl boyunca Neva Nehri deltasında büyük bir bataklık alan ıslah edildi. Yeni şehrin ilk yapısı olan Aziz Petro ve Pavel Kilisesi’nden sonradan çoğu bina Amsterdam‘da olduğu gibi çamura gömülmüş direkler ve tahtalar ile kuvvetlendirilmiş temeller üzerine yapıldı. Rusya’nın ağaç mimarisinden öbür olarak Avrupa’dan getirttiği mimarlara şehrin planlarını, kanalizasyonunu ve binaların dağılımını çizdirdi. Fransa‘daki Versailles Sarayı ile doruk ölçüşecek derecede görkemli bir kışlık saray (bugünkü Hermitage Müzesi) ile çizimlerini bana kalırsa kendisinin yaptığı bir yazlık saray yapı ettirdi. Petersburg, 1712’de başkent duyuru edildi.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Perihan Mağden

Petro, Prut Antlaşması’nı imzaladıktan sonradan anlaşma hükümlerini yerine getirmemişti. Osmanlı Devleti, anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi için Rusya’ya iki kere daha savaş ilân etti. Osmanlı padişahı III. Ahmet’in sefer kararı alarak İstanbul’dan Edirne’ye hareket etmesi üzerine Petro kaygıya kapılarak bir özür mektubu gönderdi ve derhal görüşmelere başlanmasını diledi. Edirne’de yapılan görüşmelerin sonunda 24 Haziran 1713 tarihinde imzalanan Edirne Antlaşması ile iki taraf arasındaki anlaşmazlıklara geçici olarak ara verildi.

Petro, Edirne Antlaşması’ndan sonra her tarafta bütün çabasını Kuzey Savaşı üzerine yoğunlaştırdı. Türk topraklarında beş sene kalan İsveç kralı XII. Karl 1714 yılında memleketine dönmüştü. Petro, o sene denizlerdeki birincil büyük zaferini (Gangut Savaşı) kazandı. Sırası Gelmişken Avrupa’ya geziler yaparak dağıtılmış başarılar elde etti. Meşhur bilim adamı Herman Boerhaave‘yi görmek için 1716-1717 yıllarında Hollanda‘yı ziyaret etti. Sonra Fransa‘yı ziyaret etti. Prusya Krallığı ve Brunswick-Lüneburg Seçmenleri’nin desteğini aldı. Demirbaş Karl hala savaşı sürdürüyor, pes etmeyi reddediyordu. Fakat 1718’de gerçekleşen ölümünün ardında barış mümkün olabildi. Nystad Barışma Antlaşması imzalandı fakat halen süren gerginlik yüzünden oysa 1720’de imzalanabildi. Bu anlaşmadan nedeniyle senato Petro’ya “Büyük” ve “İmparator” sanlarını verdi.

Orta Asya, Hazar ve Sibirya bölgelerine araştırma grupları gönderen Petro, 1722 yılında İran’ın zayıflığından faydalanarak Hazar bölgesine işgale başladı. Hazar Denizi’nin batı ve güney kıyılarını askeri yardım karşılığı İran’dan aldı. Bu sefer sırasında sağlığı bozuldu.

Evlilikleri :
1.eşi: Eudoxia Lopukhina (e. 1689–1698). Aleksey Petroviç (d. 28 Şubat 1690) adında bir oğlu oldu.
2.eşi:I. Katerina (e. 1712–1725). Yelizaveta (d. 29 Aralık 1709) ve Anna Petrovna (d. 7 Şubat 1708) adlarında ve Peter Petrovich (d. 1719), Natalia Petrovna (d. 1718), Margarita Petrovna (d. 1714), Catherine Petrovna (d.1707), Pavel Petrovich (d.1717) adlı çocukları oldu.

I. Petro, 8 Şubat 1725 tarihinde St. Petersburg, Rusya’da 53 yaşında ölmüştür.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı