J

Joseph Goebbels

Joseph Goebbels Biyografisi

Nazi Almanyası’nda Adolf Hitler‘in en yakın arkadaşlarından biri olan Joseph Goebbels, 1933 ilâ 1945 yılları arasında Halkı Işıklandırma ve Propaganda Bakanlığı yapmıştır.

Joseph Goebbels, 29 Ekim 1897 tarihinde Rheydt, Mönchengladbach, Almanya‘da bir muhasebecinin oğlu olarak doğmuştur. Bütün adı Paul Joseph Goebbels’dir. 1916 yılında liseden mezun oldu. Liseden mezun olduktan sonra I. Dünya Savaşı‘na gönüllü asker olarak gitmek istedi, oysa sağ ayağındaki bozulma nedeniyle maddesel engelli sayılmasıyla savaş hizmetine yerinde bulunmadı ve kısa süreliğine Haziran 1916’dan Ocak 1917’ye kadar Vaterlandisches Hilfswerk’te büro askeri oldu. Beş sene boyunca Heidelberg Üniversitesinde lisans eğitimini tamamladı. Burada bilhassa tarih olmak üzere Alman filolojisi ve antik dilbilim dersleri de almıştır. 1921’de Heidelberg Üniversitesi’nde 19. asır romantik draması üstüne yazdığı tezle “Alman Felsefesi” alanındaki doktorasını tamamlamış ve 1922’de Dr. Phil. ünvanını almıştır.

Joseph Goebbels, eğitim hayatını tamamladıktan daha sonra Westdeutsche Landeszeutung gazetesinde kısa bir süreliğine gönüllü olarak çalışmıştır. Goebbels’in yazar olma tutkusu vardı. Hatta sanki otobiyografi kitabı olan “Michael”ı yazdı. Bu kitapta Goebbels’in maddesel engelinden, kısa boyundan, koyu cilt rengi ve saçlarından nedeniyle ne dek psikolojik bir bunalımda olduğu açık açık anlaşılmıştır. Goebbels roman açık havada oyun da yazmış fakat bu tutkusunu ileri taşıyamamıştır. 1929 yılına dek kitabını yayınlayacak birisini bulamamış oyunları ise hiç sahneye koyulmamıştır.

meteliksiz Goebbels, banka memurluğu ve bir borsa şirketinde brokerlık da yapmıştır. Bu dönemde Friedrich Nietzsche, Oswald Spengler ve en önemlisi antisemitist, Houston Stewart Chamberlain‘dan oldukça etkilenen Goebbels’in politik görüşleri tamamen oturmuştur. Antisemitist (Yahudi Karşıtı) düşüncelere iyice etken olmaya başlamıştır.

Joseph Goebbels Nazi Partisi’yle ilk kez 1923 yılında tanıştı. Nazilerin milliyetçilikleri ve komünistleri alaşağı etmeleri Goebbels’de hayranlık uyandırmıştır. 1923 yılındaki meyhane darbesini nedeni ile Adolf Hitler‘in tutuklanması partiyi lidersiz bırakmıştır. 1924 yılının sonlarına doğru partiye aza olan Goebbels’in politik gelişimi Gregor Strasser bir uçtan bir uca olmuştur. Gregor Strasser Mart 1924’te Kuzey Almanya’nın Nazi organizatörü olmuştur.

1924 yılında Rheinland’da Nasyonal Sosyalist Özgürlük Partisi’nin kurucularından olarak Völkische Freiheit gazetesinin yayınlama yönetmeni oldu. 1925 yılında partinin basın organlarından National-sozialistische Briefe (Nasyonel Sosyalist Mektuplar Gazetesi)’nde editörlük yapmıştır.

Adolf Hitler 20 aralık 1924’de hapisten çıktıktan sonra Goebbels, Hitler’in liderliğini tanıyıp ona sadık kalacağına dair laf vermiştir. Goebbels’in yeteneklerinin farkına varan Adolf Hitler, Goebbels’i Berlin Alan Yönetici’liğine terfi ederek ödüllendirmiştir.

1926 Nisan ayında Hitler ile baş başa görüşmesinden sonra Hitler’e tüm sadakatiyle bağlandı. Hitler, benzer yılın sonbaharında Goebbels’i terfi ettirdi ve ondan ‘kızıl’ Berlin’e artan bir şekilde orada Nazi teşkilatını kurmasını istedi. Solcuların kalesi olan Berlin’de, propaganda yeteneğini birincil kere sergileme imkânı buldu. Berlin bununla beraber ‘şiddeti’ keşfettiği ve ondan hoşgörü aldığını fark ettiği yer oldu. Tabi Nazi SA üyesi gençleri sosyal demokratların üzerine salıyor, sokaklardan, barlardan, sosyal mekânlardan sosyalistleri ‘püskürtüyordu’. ‘Tarih sokaklarda yapılmıştır’ diyordu. Eski solcu arkadaşlarına ise, ‘Köpeklerinizi bağlayın, içimdeki şeytanı sokağa salarsam hiçbiriniz durduramazsınız’ tehdidinde bulunuyordu.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Joseph Haydn

1927 yılında Goebbels, Hücum (Der Angriff) adlı haftalık Nasyonel Sosyalist gazetesini (Nazi propaganda bülteninin) çıkartmaya başladı. bununla birlikte gazetenin yayınlama yönetmenliğini de yaptı. Bu hareketi Goebbels’i progpaganda bakanlığına götürmüştür.

Joseph Goebbels, kitleleri bir cezbe haline sokup saatlerce ayakta kendisini dinleyebilir yapıyor, onlara marşlar söyletip, kollarını kaldırtıp kitlesel yeminler yaptırıyordu. Ve bütün bunları o anın coşkusuyla yok, kitle psikolojisi hesabıyla epeyce planlı yapıyordu. İnsanların eğitilmesi fikrine sıcak bakmıyordu. İnsanları, kesin politik amaçlar için sürekli psikolojik olarak hazırlanmış tutulması gereken araçlar olarak görüyordu. ‘Nasyonal sosyalizm benim dinimdir. Partim benim mabedimdir’ diye konuşacaktı.

1930, 1932 ve 1933 seçimleri ile Adolf Hitler’in 1932 devlet başkanlığı seçiminin kampanyasını o yönetti. Bu seçimlerde bir propaganda ve organizasyon dehasını sergiledi. Meşaleli yürüyüşler, bando takımları, kitlesel korolar gibi yeni teknikler bilhassa, heyecan ve gurura aç Alman gençlerinin ilgisini partiye çekmekte manâlı rol oynadı. Sürekli yeni sloganlar üretiliyor, sinema ve radyo etkin şekilde kullanılıyordu.

Nazi Almanyası’nda Adolf Hitler‘in en yakın arkadaşlarından biri olan Joseph Goebbels, 1933 ilâ 1945 yılları aralarında Halkı Yakma ve Propaganda Bakanlığı yapmıştır. Adolf Hitler‘in n sadık yandaşıydı. Kendisi coşkulu ve enerjik hitabet yeteneği, sert anti-semitik görüşleri ve kitlesel propagandanın Büyük Yalan olarak aşina tekniğini kullanmadaki ustalığıyla bilinirdi.

1927 yılındaki girişiminden sonradan Adolf Hitler, Goebbels’i partinin propaganda yöneticisi olarak atamıştır. Bu dönemde Goebbels fazla etkin çalışmış Adolf Hitler‘i Führer olarak sunmaya başlamıştır. Halka naziliği, antisemitistliği radyoyu, gazeteleri, filmleri, tiyatroları, kitapları kısacası medyanın her alanını kullanarak aşılamıştır. Jurnal propagandalar yapan Goebbels Nazi Partisi’nin en etkin isimlerinden birisi olmuştur. 1932 yılında Adolf Hitler‘in emri üstüne Yahudi boykotunu başlatmış ve halkı bu boykotta peşinden sürüklemeyi başarmıştır. Bir sene daha sonra Yahudi kitaplarını yaktırmış bunu yaparken: ” Yeterince Almanca kitap değil, yahudi entellektüelliği sona yaklaşmıştır!” demiştir.

1933’te partinin iktidara gelmesiyle birlikte Goebbels de partinin propaganda bakanı olmuştur. II. Dünya Savaşı esnasında Goebbels’in propaganda yeteneği en üstteki seviyelerdedir. Kaybedilmiş savaşları kazanılmış gibi halka aktarıyor bu nedenle halk desteğini sağlıyordur.

Joseph Goebbels, Yeni Almanya’yı sembolize eden oldukça etkili bir eylemi organize etti. 10 Mayıs 1933’te, organize ettiği Nazi gençlerine, Alman halkının okumaması gerektiğine karar verdikleri 20 binden pozitif kitabı, kütüphanelerden toplatarak Berlin’de Bebelplatz meydanında görkemli bir törenle yaktırdı. Goebbels kitap yakma töreninde, ‘solcular, liberaller, Alman olmayanlar ve Yahudiler kadar yazılan bütün kitapları lanetlediğini söyledi ve ‘Almanların ruhunu temizliyoruz’ diye konuştu.

Batı kamuoyunun Nazi partisinin tehdidini gerçek manasıyla hissetmeye başladığı tarih bu oldu. Fakat işaretleri aslında birkaç yıldır geliyordu. Mesela 5 Aralık 1930’da Goebbels Nazi gençleriyle beraber, ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’ filminin Berlin’deki açılış galasını basarak filmin gösterimini engellemişti. Kendilerine itiraz eden seyircileri de dövmüşlerdi. ise Nazilerin bu filmi ‘Almanlara uygun’ bulmamasıydı. Nazi iktidarında ise tamamen yasaklanacak filmler arasında yer aldı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   John Berger

Propaganda Bakanlığı’nın her geçen gün artan ağır baskıları karşısında çoğu sosyalist, liberal veya Yahudi kökenli, sanatçı, müzisyen, yazar ülkeden göç etmeye başladı. Yahudi olmayan ve dünyaca ünlü bazı sanatçılar, aydınlar 1930’ların ortalarına kadar pozisyonlarını koruyabildiler ama ardından onlar da yerlerinden oldu. Nazi iktidarının birincil günlerinde Nazi olmayan okumuş ve sanatçılara yönelik baskılar ‘bireysel’ sebeplerle yapılıyor görülse de Propaganda Bakanlığı’nın konuya hiç de bireysel bakmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Bundan Böyle Almanya’da yayımlanan bütün milli ve yerel gazeteler, yayınevleri, tiyatrolar, yazılan romanlar, sahnelenen tiyatro oyunları, konserler, Propaganda Bakanlığı’nın bütün denetimine bağlandı.

Nazi partisinin iktidarı güçlendikçe, partinin ilgili birimlerine alt olmayan hiçbir yazan kitap yazamaz, hiçbir sanatçı sergi açamaz, hiçbir şarkıcı radyoya çıkamaz oldu. O birimlere bağlanmak da kolay değildi. Bağlılığını sergileme ve ‘iyi davranışlar’da bulunmak şartı vardı. Bu da Goebbels’e ülkedeki aydınlardan rüşvet toplama imkânı verdi. Keza, bakanlığına koskocoman bir bütçe görev edildi. Bu Nedenle, Nazilerden yanlamasına saf tutan açık fikirli ve sanatçılara epeyce cazip maaşlar bağlanarak sadakatleri satın alındı. Nazilere vefalı olmayı kabul eden sinema filmlerine, tiyatro oyunlarına, orkestralara önemli kaynak aktarımı yapıldı.

Ona göre, sanatın ve propagandanın amacı tek ve ortaktı: Alman halkını harekete vermek. aynı zamanda Goebbels, opera ve senfoniler gibi bir takım üstteki kültür faaliyetlerinin devamına müsade vermenin de, keza Nazilerin milletlerarası prestiji hem de orta ve üstteki kentli sınıfın partiye desteğini temin etmek için önemli olduğunu düşünüyordu. Partisini de buna ikna etti. Adolf Hitler’in Vilhelm Richard Wagner ve Alman klasik sanatına düşkünlüğü de bu konuda Goebbels’e destek vermesine yetti.

Joseph Goebbels, Magda Goebbels ile 1931 yılında evlendi. Helga Susanne, Hedwig Johanna, Helmut Christian ,Holdine Kathrin, Heidrun Elisabeth, Hildegard Traudel adlarında çocukları vardı.

Joseph Goebbels, hevesli ve dinamik hitabet yeteneği, sert anti-semitik görüşleri ve kitlesel propagandanın Büyük Yalan olarak aşina tekniğini kullanmadaki ustalığıyla bilinirdi.

1944 yılında Goebbels, topyekün savaş projesini geliştirip önermiştir. Bu proje Alman ekonomisinin ve Alman halkının eforunun tamamının savaş için harcanmasını öngörüyordur. Proje kabul edilmiş ve Goebbels projenin başına bütün yetkili komutan olarak atanmıştır. Fakat bu da Almanya‘ya savaşı kazandıramamıştır. Savaş kaybedildiğinde Hitler son arzusu olarak Goebbels’i şansölye gerçekleştirmek istemiştir. Adolf Hitler’in intihar etmesinin arkasından 1 günlüğüne Üçüncü Reich’ın Şansölyeliğini yaptı. Son saatlerinde karısı Magda Goebbels önce altı çocuğunu zehirleyerek öldürdü. Kısa vakit daha sonra Goebbels önce karısını daha sonra da kendisini vurdu. Karısının ve kendisinin cesetleri vasiyeti üzerine yakıldı.

Joseph goebbels, 1 Mayıs 1945 tarihinde Berlin, Almanya‘da ölmüştür.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Jean Sibelius

Joseph Goebbels Sözleri :
Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün.
Galibiyet kayda değer bir şeydir. Propaganda ortalama zekalıların konusu değildir, daha fazla uygulayıcılarının konusudur. Sevimli ya da teorik olarak içten olması beklenmez. Inanılmaz, estetik olarak şık ya da kadınları ağlatan konuşmalar yapmayı önemsemem. Politik konuşmanın amacı, insanları düşündüğümüzün içten olduğuna ikna etmektir. Taşrada Berlin’den diğer konuşurum ve Bayreuth’ta konuştuğumda, Pharus Hall’da söylediğimden öbür şeyler söylerim. Bu pratik meselesidir, kuram yok. Birkaç saman kafalının hareketi olmak istemeyiz, fakat daha fazla, geniş kitleleri fetheden bir hareket almak isteriz. Propaganda popüler olmalıdır, entelektüel olarak hoşa dışarı giden yok. Entelektüel gerçeği ortaya içeri almamak propagandanın görevi değildir.
Ben büyük olmak için yeterince basit ve kolay olabilecek dek büyük olan öğretmeni arıyorum.
Bir çocuk eğlendiğinde güler ve canı acıdığında ağlar. Her ikisini de, gülmeyi ve ağlamayı bütün kalbiyle yapar. Hepimiz upuzun ve fazla akıllı ırk olduk. Fazla şey biliyoruz, fazla okuduk. Fakat unuttuğumuz bir şey var, o da çocuklar gibi gülümsemek ve ağlamak.
Bizler iyiliksever bir kuruluş değiliz, bizler devrimci sosyalistlerin partisiyiz.
Bizi öldürmeyen şey, güçlendirir.
Doğu Cephesi’ndeki askerlerimiz, çok yakın bir zamanda büyük bir saldırıya geçecek, durumu denetimleri altına alarak, acınacak şey beklemeyecekleri gibi, merhamet de göstermeyeceklerdir. Birliklerimiz, birkaç hafta sonra başlayacak olan büyük taarruza hazırlanmak nedeniyle operasyonlarını azalttı ve eksikliklerini tamamladı. İlerleyen haftalarda büyük taarruz başlar. Onlar, dini görevini ifa eden bir cemaat gibi büyük bir özveri ile savaşa gidecekler. Askerlerimiz, silahlarını ellerine aldıklarında ve tanklarına bindiklerinde, gözlerinin önüne tecavüze uğramış kadınları ve onların barbarca katledilmiş çocukları gelecek. İşte o zaman “İntikam” diye haykırarak düşmanı korku içerisinde bırakacaklardır. Führer, geçmiş krizlerin üstesinden nasıl geldiyse, bu krizin de üstesinden gelecektir. Geçen gün bana şöyle demişti: “Bu krizi atlatacağımıza dair inancım tamdır. Düşmana koskocoman bir hamle düzenleyeceğiz ve üzerlerine mermi yağdıracağız. Onları yeneceğiz ve değil edeceğiz. Ve bir gün mutlaka bayrağımız muzaffer olacak. İşte bu benim sarsılmaz inancımdır.” (Hitler’in emriyle Goebbels Doğu Cephesi’nde Görlitz halkına seslenirken, 1945.)
Düşmanlarımıza bakarken, bir Yahudi ardından derhal başka bir Yahudi görüyoruz. Yahudiler Roosevelt’in arkasından! Onun şahsen danışmanları Yahudilerden oluşuyor. Yahudiler, Churchill’in peşinde ve onu daima denetim ediyorlar. Yahudiler, İngiliz-Amerikan-Sovyet basının arkasındaki kışkırtıcılardır. Yahudiler, Kremlin’in karanlık düşüncelerine saklanmış olan Bolşevizm’in hakiki sahipleridir.
Güce dayalı bir kuvvete sahip almak güzeldir. Fakat halkın güvenini kazanıp, koruyabilmek fazla daha güzeldir.
Hayat yaşamaya bedel.
İkiyüzlülük ölen burjuva döneminin karakteristik özelliğidir.
İnanç dağları yerinden oynatır, fakat sadece bilgi içten yere oturtabilir.
İstediğimizi biliyoruz ve bildiğimizi de istiyoruz.
Yalnız savaşmayı değil, ölmesini de biliyoruz!
(İntiharına yakın bir zamanda söylediği söz.)
Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır.
Yahudileri savunan kendi milletine hasar verir.
Yalan atın, mutlaka inanan çıkacaktır.

Etiketler
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı