Kamil Yazıcı
Kamil Yazıcı Biyografisi
Anadolu Grubu ve Yazıcılar Holding’in kurucusu ve Onursal Başkanı
Kamil Printer, 1 Temmuz 1929 tarihinde Aksaray’da doğmuştur. Bütün adı Süleyman Kamil Printer’dır. Kamil Yazıcı Aksaray’da birincil ve ortaokulu okuduktan sonra iki ağabeyiyle birlikte babasının toptancı bakkaliyesinde çalışmaya başladı. Askere gidinceye dek babasıyla birlikte çalıştı, burada ticareti öğrendi.
Kamil Yazıcı, Suzan Printer ile evli idi, 16 Tem 2015 tarihinde eşi ölüm etmiştir. Osman Turgut Yazıcı, Hülya Elmalıoğlu, Gülten Printer, Gülşen Printer, Fazilet Printer, Nilgün Yazıcı adlarında çocukları vardır.
Askerlik görevini istanbul’da Merkez Komutanlığı’nda yaptıktan sonra İstanbul’da kaldı. 1950 yılında Mısır Çarşısı’nın arkasından Tahtakale’deki bir hırdavatçılık dükkanında İzzet Özilhan ile müşterek işletmeciliğe başladı. İşte ortak olduktan daha sonra Mısır Çarşısı’nda iğneden ipliğe hemencecik her şeyi imalatçıdan alıp Anadolu’ya sattıkları küçük dükkândan dünyaya yayılmış Anadolu Grubu’na uzanan bir başarı öyküsü. Ortaklığın başarılı olmasıyla 1960‘lı yılların sonunda Anadolu Grubu kuruldu. Anadolu Grubu, ağırlıklı olarak bira ve içecek, otomotiv, finans, kalem ve kırtasiye sektörlerinde etkinlik göstermektedir. Grubun amiral gemisi içecek grubu olurken, birincil göz ağrısı otomotiv şirketleri oldu.
1979 yılında, ortağı İzzet Özilhan ile birlikte kurdukları Anadolu eğitim ve Sosyal Destek Vakfı, ülkemize 50’nin üzerinde daimi eser kazandırdı. İzzet Özilhan 2014 yılında ölümüne kadar Anadolu Holding Onursal Başkanlığı görevini birlikte sürdürdü.
Anadolu Grubunun kuruluş macerası:
İzzet Özilhan babasının yanında uzayan demiryollarını peşine düşüp takip ederken, Kamil Yazıcı ise Aksaray’da ilk ve ortaokulu okuduktan sonradan iki ağabeyiyle birlikte babasının toptancı bakkaliyesinde çalışmaya başlar. Askere gidinceye değin babasıyla birlikte çalışır Kamil, burada ticareti öğrenir.
İkilinin buluşmasına ön bacak olan ise, İzzet’in tanıdıkları vasıtasıyla İstanbul’da askerlik yapan Kamil Yazıcı’nın, Merkez Komutanlığı’na alınmasını sağlamakla başlar. Hemşerisi olan Merkez Komutanı’ndan, Kamil’in Merkez’e alınmasını isteyen İzzet, bu vesile ile yarım asrı aşan bir yola çıkacağı yol arkadaşını da bulmuş olur. Kamil’in Merkez Komutanlığı’na alınması Kamil için oldukça iyi olmuştur. Zira Kamil Yazıcı, bu sayede ayrıca İstanbul’dan kopmamış oluyor keza de babasının Aksaray’da işlettiği dükkâna mal gönderebiliyor.
Kamil Printer askerliğini bittirdikten sonra İzzet Özilhan ile müşterek almak istediğini söyler. İzzet Özilhan ile karşılıklı çalışmaya başlayan Kamil Printer, diğer ağabeyi Nuri Printer’yı da İstanbul’a getirtir ve yanlarında çalışmasını sağlar.
İki yol arkadaşının ilk işi, Mısır Çarşısı’nın yukarısında daha alçak katı oyuncakçı, üstteki katında ise nalburluk ve kırtasiye ile iğneden ipliğe hemencecik her şeyi imalatçıdan alıp Anadolu’ya sattıkları bir dükkân olur. İkilinin bu birincil işinde iki ortakları daha vardır. İlk ortaklığa başladıkların bu dükkanı bir vakit sonradan diğer iki ortaklarına bırakan ikili, ithala başlar. “Yeni Sivas Güvenlik Komandit Şirketi’’ni satın alıp, ithalata başlıyan ikili bu sayede dışarı açılım imkanı buluyor. Önce Çekoslovakya‘dan boncuk, Polonya‘dan porselen getiriyorlar.
Çekoslovakya’ya gidip gelmiktar sermaye de oluşmuş durumda. Skoda’nın temsilciliğini alarak, otomotiv sektörüne ilk adımı atıyorlar. 1960’larda yıllık otomobil satışları bine ulaşıyor. Böylece ikinci anapara birikimini de Skoda ile elde ediyorlar.
O sıralar ilk önce montaj kararnamesi çıkıyor ve hafif sanayileşme dönemi başlıyor. O gün metrekaresi 25 kuruştan Kartal’da 170 dönümlük arazi satın alınıyor. Bu, 1993 itibariyle 5 trilyon liralık ciro gerçekleştiren sanayi grubunun temelini de oluşturuyor. AEH’in sanayi tecrübesi, Skoda ve Jawa motosiklet montajı ile burada başlıyor
Çekoslovakya, Yazıcı ve Özilhan ailelerinin ticari yaşamına damgasını vuran ülke oluyor. Bira yatırımına da, en çok bira tüketilen ülkelerden biri olan Çekoslovakya’da karar veriyorlar. Bu sırada İsmet İnönü‘nün girişimiyle bira üretimi, özel sektöre açılıyor. Benzer günlerde iki ortak, Koç Grubu’nun bira yatırımı için Çırpıcı Çayırı’nda aldığı ama daha sonra vazgeçtiği araziyi, bu yatırım için 3.5 milyon liraya satın alıyor. Efes Pilsen’in iki fabrikası ve Adel Kalem’in temeli, benzer gün zamanın başbakanı Süleyman Demirel kadar atılıyor. Efes Pilsen markalı birincil biralar da 1969 yılında piyasaya sunuluyor
sonradan bugün kalem ve kırtasiye sektörünün en aşina markası Adel faaliyete geçer. Aynı dönemde hafif alkollü içecek sektörüne de giren iki müşterek, Efes Pilsen’in birincil adımlarını önce istanbul ve İzmir arkasından Adana’da bira fabrikaları kurarak girer. bu vesileyle Afyon ve Konya’da malt fabrikaları kurulur. Yine bu dönemde grubun ilk göz ağrısın konumundaki Isuzu kamyonet imal ve pazarlama faaliyetleri başlar ve Lada otomobillerinin ithal edilip pazarlamasına başlar. İkili son dönemlerde ise, stratejik plan dönemtirme kararı aldır. The Coca-Cola Company ile Türki Cumhuriyetler’de şişeleme fabrikaları kurulur. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’da kurulu fabrikalar, imal ve pazarlama faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor.
Coca-Cola ile yurt dışında başlayan işbirliği sonunda Türkiye’de de Coca-Cola İçecek’in yüzde 40 hissesine sahip olmakla yurt içinde de gelişir.
Bu süreçte hafif alkollü içecek sektöründe Türkiye’de elde ettiği tecrübeyi Rusya ve Türki Cumhuriyetlerede taşıyan ikili Efes Pilsen ile 35 yılda bir dünya markası yaratmayı başarır.
Oysa işler elbetteki hemencecik tekrar tekrar yolunda da gitmedi; bu uzun yolculukta büyük sıkıntılar da yaşandı elbet… Bira ayrıca Grubun çıkışını, ayrıca de çöküşünü getirir. Zira Anadolu Grubu’nu en fazla yıpratan işlem, 1980’lerin sonlarında yaşanır. Turgut Özal, 1980’li yılların sonunda iktidara gelince bira satışlarına kısıtlama getirir. Bu karar, Anadolu Efes’in satışlarının yarı yarıya azalmasına sebep olur. Grubun o dönemde içine düştüğü baskı durumu Tuncay Özilhan şöyle anlatıyor: “Birada çabuk bir gelişme var ve her sene yüzde 20’ler civarında büyüyoruz. 80’li yıllarda 3 bira fabrikasına sahibiz. Biramız, Skoda’mız, Adel Kalem’imiz, bundan başka Nasaş’ımız var. Buraya dek çok sıhhatliydik. Ve bira satışının ruhsata bağlanması sonun başlangıcı oldu.
Evet, 1984’te bira ruhsata bağlanınca 200 milyon litre satışımız, 114 milyon litreye geriledi. 1985’te zarar ettik. Borç yükümüz 25 – 30 milyar civarında. Tüm dengemiz bozuldu. Konya’daki malt fabrikası yatırımımız tembel kaldı. aniden gelen bira kısıtlamasıyla kanadı indirimli kuş misali uçamaz hale geldik. Ama biz bu süreçte küçülme kararı aldık. Bankalara açık, içten bir şekilde durumumuz bu, mal varlığımız bu dedik. En büyük alacaklı İş Bankası’ydı. Şirket sayısını 30’dan 20’ye düşürdük. Maret’teki yüzde 50 hissemizi Koç’a, Nasaş’taki yüzde 34 hissemizi İş Bankası’na, BMC’deki yüzde 30’u da Inşa Kredi’ye verdik. Galleria’dan çekildik. Bazı bankalar gümrükteki mallarımıza bile haciz koydu. Bazıları fabrikadan biraları götürdü. Sonunda çekirdek işlerimize döndük.”
Grup yarım asrı deviren bir noktaya geldiğinde İzzet Özilhan Kamil Printer hala beraberlerdir ve hala her sabah işe ahenkli bir şekilde gelip giderler; fakat elbetteki daha rahatlar. Zira kurdukları uyum onlar olmasa da bundan böyle yüyür bir konuma gelmiştir.
İki çınarın, biri bakkal dükkanında, diğeri demiryollarının kenarındaki dükkanlarda başlayan meslek yaşamları, adeta 10 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan dev bir imparatorlukla sonlanıyor… Kamil Yazıcı ve İzzet Özilhan 30 Ocak 2008 itibareyle bayrağı çocuklarına bırktı. Ancak bu bayrak devretme farklı bir usul de izledi. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Kamil Printer görevini Tuncay Özilhan‘a, Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten İzzet Özilhan ise görevini İbrahim Yazıcı‘ya bıraktı. Yani görevlerini kendi çocuklarına değil, ortaklarının çocuklarına devrederek ayrılıyorlar…
Türkiye’de 50 yılı deviren ender aile şirketleri var; bunlardan biri de Anadolu Grubu. Tuncay Özilhan, Grubun başarısını şu sözlerle değerlendirdi: “Güven fazla manâlı. Her iki aile de çok şeffaf ve birbirlerine güvenen aileler. Bizde ‘Ya ikna ol, ya ikna et’ mantığı vardır.
Burada ikinci ve üçüncü nesiller çok kayda değer. Orda da bir anayasamız var. 12 tane üçüncü nesilden gençler var. Bunların hepsi eğitim olmak zorunda. Profesyonel hayata girmeye karar verdikleri takdirde daha aşağı kademelerden bilirkişi yardımcısı fonksiyonuyla girip ve öteki bilirkişi yardımcısı olarak girenlerden farkı olmadan çalışıyorlar. Aileler buna bu zamana kadar müdahale etmediler. Desteklediler. O gençler yetişiyor. Bunların içinde genel müdürlerimiz, müdürlerimiz var. İleride mülkiyet hakları da olacak. Idare kurulunda da oturacaklar. giderken amirleri göre değerlendiriliyorlar. İltimas katiyyen değil. Onun oğlu bunun torunu yok”.
Rakamlarla Anadolu Grubu
– 2007 cirosu 4.3 milyar dolar
– Yüzde 15 artma sağladı
– 2008 yükselme hedefi yüzde 10
– Grup istihdami 20 bin kisi
– Is hacminin yüzde 65’i içecekte
– 10 sektörde faaliyeti var:
– İçecek – Otomotiv – Finans
– Kırtasiye – Sağlık – Elektronik
– Yiyecek – Ambalaj – Bilişim – Enerji
Grubun gündeminde neler var?
– Heineken’le Özbekistan,Kazakistan, Sırbistan operasyonlarının tamamlanması
– Enerji özelleştirmeleri
– Sinop-Gerze’de termik santral
– Isuzu’yla beraber pikap üretimi
– Koreli LS traktör markasının distirübütörlüğü
– Erbil’de Coca Cola dolum tesisinin açılması
– Elazığ’da Coca Cola dolum tesisinin kurulması
– Birada yeni birkaç pazara giriş
– Finansta yabancı ortaklık
– McDonalds restoranlarının artırılması
– Samsung’la telefonda da işbirliği
– Ataşehir’de tıp merkezi kurulması
– Tıp ağırlıklı üniversite kurulması
– Holding merkezinde büyük bir gayrimenkul projesi
https://www biyografirehberi com/etiket/ragip-nebil-ilseven/
