Kani Karaca
Kani Karaca Biyografisi
Hâfız ve mevlithan
Kani Karaca, 1930 yılında Adana’nın Adalı Köyün’nde doğmuştur. Dört kız sahibi babası, erkek evlat isteyince ikinci kez evlenir. İkinci hanımından dünyaya gelen çocuk erkektir. İsmini Kani koyarlar. Üç aylık iken annesinin tarlaya gittiği bir gün kıskanç üvey anne gözlerine kezzap döküp kör eder. Babası ölünce öz annesi her yerde evlenebilmek için 2 yaşındayken Kani Karaca’yı diri diri toprağa gömmeye kalkışmış. Fakat köylüler kurtarır Kani Karaca”yı. Küçük Kani, halasına teslim edilir.
Kani Karaca, 1930 yılında Adana’nın Adalı Köyün’nde doğmuştur.erkek evlat isteyince ikinci kez evlenir. İkinci hanımından dünyaya gelen çocuk erkektir. İsmini Kani koyarlar. Üç aylık iken annesinin tarlaya gittiği bir gün kıskanç üvey anne gözlerine kezzap döküp âmâ eder. Babası ölünce öz annesi her yerde evlenebilmek için 2 yaşındayken Kani Karaca’yı diri diri toprağa gömmeye kalkışmış. Ama köylüler kurtarır Kani Karaca”yı. Küçük Kani, halasına teslim edilir.
İlkokulda okurken, bununla beraber köyün imamı olan öğretmeninden ders alarak Kur’lahza’ı hıfz etti. 9 yaşında hafızlık icazetini Adana”da alır.
20 yaşındayken 1950’de İstanbul’a geldi. Bir zaman Sadettin Kaynak’la çalışarak dört yıl dek solfej, üslup ve söylev bilgileri öğrendi.
1953 yılında, bilhassa kudümle usul vurmayı öğrendiği, öncelikle Mevlevi ayinleri olmak üzere pek fazla eser meşk ettiği Saadettin Heper”le tanışır.
Kani Karaca, daha sonra üslup ve tavır yönünden fazla etkilendiği, Üsküdar tavrı denilen Kur”an okuma tarzının son temsilcisi Yeraltı Camii İmamı Hafız Ali Efendi”nin öğrencisi olur.
Konya”daki sema törenlerinde icra edilen Nat-ı Mevlânâ, Kani Karaca”nın sesiyle özdeşleşmişti. İlk yıllarından beri Konya ve İstanbul”da düzenlenen Hz. Mevlana“yı kutlama törenlerine naathan, ayinhan ve kudümzen olarak katılmaktaydı. Yurt içinde ve yurt haricen düzenlenen sayısız konsere ve mevlevi ayinine katıldı. Böylece fazla plak, CD ve kaset doldurdu.
TRT”de uzun yıllar görev yapmış, Türk Musikisi Devlet Konservatuarı”nda da usul ve repertuvar öğretmeni olarak çalışmıştır. Kani Karaca 1950’lerin sonları ile 1960’lı yıllarda İstanbul radyosundan yayımlanan programlarda olağan fasıllardan fazla seçkin eserler okudu.
Kani Karaca Türkiy’nin son kırk yılda tanıdığı en meşhur hafız ve mevlidhanlardan biridir. İrticâlî okuyuş yeteneği gerektiren hafızlık ve mevlidhanlık ile, besteli eserlerdeki icracılığı onun okuyuculuğunun iki yönüdür. Mevlid, ezan gibi bestesi olmayan, ama doğaçlama ezgilerle okunan dini mûsiki şekillerinden diğer, Kur’lahza okuyuşunda da büyük sanat gücü göstermiştir. Karaca, musiki eğitimi görmemiş din hocalarının yirminci yüzyılda artması sonucu hafızlığın Sanat yönü kademeli olarak kaybolurken, dini musikinin geçen yüzyılda yetişmiş üstadlarıyla zamanımıza kadar ulaşan seçkin gelenekleri izleyip geliştirenlerdendir.
Kani Karaca klâsik mûsikînin de günümüzdeki büyük icrâcılarındandır. Fazla geniş bir repertuarı vardır. İstanbul radyosundaki solo programlarında ve özel konserlerde okuduğu kâr, murabba beste, ağır ve yürük semâîler aralarında öncelikle seslendirilmiş eserlerin sayısı bir hayli kabarıktır. Karaca, Münir Nurettin Selçuk’tan sonradan yetişen kıymetli icrâcılar aralarında adı en ilk olarak anılan üstadlardandır.
Kani Karaca evliydi ve 3 çocuğu vardı.