Karl Landsteiner
Karl Landsteiner Biyografisi
Karl Landsteiner, kan grupları ve bağışıklık alanındaki öncü çalışmalarıyla tanındı.
Esas kan gruplarını bulması ve kan naklinin tıpta kolay bir işlem haline gelmesini karşılayan ABO kan grupları sistemini geliştirmesiyle 1930 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü almıştır.
Karl Landsteiner, 14 Haziran 1868 tarihinde Viyana‘da doğdu. Bir hukuk doktoru ve tanınmış bir gazeteci olan babası Leopold Landsteiner, Karl 6 yaşındayken vefat etti. Karl, annesi Fanny Hess tarafından yetiştirildi. Yaşıtlarına göre erken yaşlarda okul hayatına başlayan Karl, daima başarılı ve parlak bir öğrenci oldu.
1885 yılında Viyana Üniversitesinde tıp alanında eğitim almaya başladı. Demin öğrenciyken biyokimyasal araştırmalar yaparak kan bileşenlerine diyetlerin etkisi üzerine bir makale yazdı.
1891 yılında tıp fakültesinden mezun olduktan sonra 5 yıl Münih’te çeşitli laboratuarlarda araştırmalar yaptı. 1896 yılında Viyana’da Hijyen Enstitüsünde Max Von Gruber‘in asistanı oldu.
1898-1908 yılları aralarında Viyana Üniversitenin Patolojik Anatomik Yapı bölümünde tezgâhtar oldu. Burada morbid fizyolojisi ve anatomisi üstüne çalışmalara başladı. Menenjitin bakteriyel nedenini bulan profesör A. Weichselbaum ve pnömokokları keşfeden Fraenckel ile birlikte çalışmaları oldu.
Karl Landsteiner, kan grupları ve bağışıklık alanındaki öncü çalışmalarıyla tanındı. 17. yy’dan beri bilinen insandan insana kan nakli uygulaması, çoğu kez ölümle sonuçlandığından 19. yy sonlarında öyle fazla ülkede yasaklanmıştı. Kan naklindeki vefat nedenlerini araştırmaya başlayan Landsteiner, tüm ilgisini alyuvarlar ile kan serumu arasındaki antijen-antikor tepkimelerine yöneltti. Uzun laboratuar çalışmaları sonucunda 1901’de, alyuvarlarda A ve B adını verdiği iki tür antijen (aglütinojen) bulunduğunu gösterdi. Kan serumunda bulenlerin yalnızca birine özgü olan antikorları da (aglütinin) anti A ve anti B olarak adlandırdı. sonra, bu antijenlerin ve antikorların varlığına veya yokluğuna tarafından insanda minimum üç kan grubu olduğunu gösterdi; bu grupları A, B ve O olarak adlandırdı. Bir yıl daha sonra, A ve B antijenlerinin ikisini aniden içeren ve AB antikorları içermeyen AB grubunu buldu. Kan nakli esnasında ayrı kan gruplarının kullanılması ile ortaya çıkabilecek aglütinasyon reaksiyonlarına uyarı çekerek; kan naklini basmakalıp bir başvuru formu haline dönüştürmüş ve bağışıklık kimyasının doğuşunu da hazırlamıştır.
1908’de Viyana’daki Wilhelm Kraliyet Hastanesinde ödev aldı.
1908 yılından itibaren yaklaşık on yılını çocuk felci (Poliomyelit) çalışmalarına adadı. Bu hastalıktan ölmüş bir çocuğun beyin omurilik sıvısını maymunlara enjekte ederek hastalık yapıcı etkenin bir virüs olduğunu ilk olarak Landsteiner açıkladı. Bu Nedenle Poliomyelitin immünolojisi ve sebepleriyle ilgili bugünkü bilgilerimizin temelleri atıldı.
1911 yılında, Viyana Üniversitesinde Patolojik Anatomi Profesörü oldu. 1919 yılına değin burada morbid vücut yapısı ve immünoloji üzerine çeşitli çalışmalar yapıp makaleler yayınladı. Haptenleri keşfederek Wasserman reaksiyonuna yeni bilgiler ekledi ve frengi immünolojisi hakkında yeni bilgiler ortaya çıkardı. Paroksismal Hemoglobinüri ile ilgili bilgilere katkıda bulundu.
1916 yılında Helen Wlasto ile evlendi ve bu evlilikten bir oğlu oldu.
Birinci dünya savaşından sonra 1919 yılında ülkesinden ayrılıp Hollanda‘ya gitti. Üç yıl La Haye’deki bir hastanede çalışmalarını sürdürdü. Burada farklı hayvan türlerinin hemoglobinlerinin serolojik özgüllüğü, anafilaksiyi uyaran protein ile konjugatları ve yeni bulduğu haptenler ile ilgili 12 makale yayınladı.
1922 yılında, Newyork’taki Rockefeller Tıbbi Araştırma Enstitüsünde çalışmaya başladı. Landsteiner 1909-1919 arasında Viyana Üniversitesi’nde, 1922-1943 aralarında New York kentindeki Rockefeller Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nde patoloji dersleri verdi. Esas yapıtı, bağışıklık kimyasının kurulmasına katkı niteliğindeki The Specificity of Serological Reactions ‘dır. 1929 yılında bu ülkenin uyruğuna geçti. 1939’da emekliye ayrılmasına karşın ölene kadar bu enstitüde araştırmalarını sürdürdü.
1930 yılında, kan gruplarına ilişkin çalışmaları nedeniyle Nobel Fizyoloji ve Tıp ödülünü aldı.
1940’da Wiener ile birlikte adını deneylerde kullanılan rhesus maymunundan bölge Rh faktörünü buldu. Rh aglütinojeninin varlığına kadar pozitif ya da olumsuz olarak adlandırdı. Yeni doğanlarda ölümle sonuçlanan sarılıkların sebebininde anne ile bebeğin Rh uyuşmazlığı olduğunu gösterdi. Landsteiner’in çalışmaları adli tıbbın gelişmesine de katkıda bulundu. Babalık ve canice davalarında kan gruplarının birebir delil olmasını sağladı.
24 Haziran 1943 yılında laboratuarda kalp krizi geçirdiğinde elinde pipeti vardı. İki gün sonra vefat etti.
Landsteiner’in çalışmaları adli tıbbın gelişmesine önemli katkılarda bulundu; babalık ve ceza davalarında kan gruplarının güvenilir birer delil olarak kullanılmasını sağladı. Kan gruplarının belirli genler yoluyla kuşaktan kuşağa aktarıldığının kanıtlanması, kalıtım ve antropoloji araştırmaları için de etkin bir yöntem sağladı.