K

Konfüçyüs

Konfüçyüs Biyografisi

Doğumu : MÖ 27 Ağustos 551 Qufu şehri, Lu eyaleti, Çin
Ölümü : MÖ 479 Qufu şehri, Lu eyaleti, Çin
Filozof

Büyük Çin bilgesi, filozof, siyasal yönetici ve Çin tarihinde devlete ait din olarak kabul edilen öğretilerin kuramcısıdır.

Konfüçyüs, MÖ 27 Ağustos 551 tarihinde Lu eyaleti, Çin’de Qufu şehrinde Kong ailesinden Shu-Liang He’nin oğlu olarak doğmuştur. Küçük yaşta babasını kaybetmiş, yoksulluk içinde büyümüştür. Yoksul lakin saygıdeğer bir aristokrat aileden gelmekteydi. Babasını demin üç yaşında iken kaybetti. Yazı yazmayı annesinden öğrendi.

On üç yaşına geldiğinde dedesinin yanına gönderildi; altı yıl sürey alarak altı beceri (sanat-hüner) diye adlandırılan, töre (tarihî gelenek ve görenekler), müzik, ok ve yay faydalanma, araba sürme, yazı yazma ve hesap yapmayı öğrendi. Altı yılın sonunda dedesi, MÖ 529 yılında ise annesi vefat etti. Konfüçyüs, yaşadığı beyliğin kuralları gereği üç yıl annesinin yasını tuttu

MÖ 532–502 yılları aralarında emin aralıklarla Lu derebeyliğinde Ambar bekçiliği ve halk arazisi yöneticiliği gibi görevlerde bulundu. Ilk Olarak ufak memuriyetlerde bulundu. 19 yaşında iken Song beyliği seyahati esnasında tanıştığı Jī Guān Shì ile evlendi, bir yıl daha sonra bir oğlu dünyaya geldi. daha sonra iki kız çocuğu olmuş, birisi çok küçükken hayatını kaybetmiştir

Konfüçyüs, MÖ 522 yılında bir okul açtı. Toplumsal düzenin her tarafta sağlanması için siyasal ve sosyal anlamda reform gerçekleştirilmesi gerektiğini savunmaktaydı. Çocukluk çağlarından itibaren önceki dönem hanedanlık tarihi, yönetim şekli, sosyal ve kültürel hayat gibi konularda araştırma yapmış ve idealleı Zhou Hanedanlığı olarak belirlemişti.

MÖ 518’de günümüzde Henan eyaletinin Luo Yang kenti olan şehre gitti; tarih ve müzik üzerine çalıştı. Taoizmin kurucusu kabul edilen Laozi ile buluştu. Bu röportaj onun us dünyasına istikamet vermesi bakımından önemlidir. Laozi ile buluşmasından sonradan Lu Beyliği’ne geri dönerek araştırma yapmaya ve öğrenci yetiştirmeye devam etti. İki sene sonradan öğrencileri ile birlikte iç savaştan kaçarak komşu devlet Qi’ye sığındı. Qi halkı üzerinde etkili ve zinde izler bıraktı ama soylularla çatışma yaşadığı için iki yıl sonra doğduğu topraklar olan Lu Beyliği’ne döndü. On beş sene baştan başa öğrencileri ile zaman geçirmeye devam etti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Ken Norton

MÖ 500 yılında 51 yaşında iken Lu Beyliği’nin kuzeybatısında minik bir mesken yeri olan Zhōng Dū bölgesi temsilcisi olarak görevlendirildi. Bu görevindeki başarıları nedeniyle MÖ 500 yılında Lu Beyi tarafından “vezir vekili” görevine terfi ettirildi. Fikirlerini hayata devretmek üzere Lu Beyliği yönetimsel sistemi ve toplum yapısında manâlı şansın dönmesi yaptı. Cinsiyet ve derslik farkı gözetmeksizin herkesin eğitim almasının önünü açtı. Soyluların yetkilerini sınırladı. Lu beyinin zevke ve sefaya dalması üzerine MÖ 497’de görevinden ayrıldı. On dört sene her tarafında ülkeyi dolaşıp düşüncelerini anlattı.

Çin geleneklerini derleyip toparlayarak yeni kuşaklara adapte etmek isteyen Konfüçyüs, kendisine özgü yöntemleriyle öğretimi halka yaymış ve öğretmenliği bir uğraş haline getirmiş bir düşünürdür. Ama adı filozoflar, devlet adamları, büyük öğretmenler ve ahlakçılar aralarında yok, peygamberler arasında zikredilmektedir. Dinler Tarihi araştırmacıları da onun öğretisini bir din olarak kabul etmektedir.

Konfüçyüs bir din kurucusu, ya da bir reformcu olarak ortaya çıkmamış, bozulmuş ve derbeder olmak üzere bulduğu Kadim Çin dinini canlandırmaya çalışmıştır. Misyonunu, “Ben eskiye inanan biriyim; bir kurucu değil bir aktarıcıyım.” sözleri ile tarif etmiştir. Tüm eski Çin metinlerini gözden geçirmiş, daha öncyerek yorumlamıştır. Ona büyük bağlılık bildiren ve ondan edebiyat, tarih, felsefe-etik öğrenen öğrencileri, ölümünden sonra onun sözlerini ve görüşlerini toplamışlardır. Öğretisi, öbür zamanlarda ayrı nitelikte felsefi ve dinî bir kimlik kazanıp ahlaki-siyasi bir doktrin olarak öne çıkmıştır.

Hiçbir yerde düşüncelerini yapmak için yerinde konuma gelmeyi başaramadı oysa fazla sayıda yeni öğrenci kazandı. Gezdiği toprakların tarihsel sürecini, hayat koşullarını ve gelenek yapısını öğrenerek fikir dünyasını zenginleştirdi.

MÖ 484’te eşini kaybeden Konfüçyüs, Lu’ya döndü.

Konfüçyüs, MÖ 479 yılında 72 yaşında Lu eyaleti, Çin’de Qufu şehrinde hastalanıp ölmüştür. Öğrencileri üç sene yasını tuttu. Mezarı hâlen ziyarete açıktır.

Konfüçyüs’ün etkisi, öğrencileri ve takipçileri tamamen ölümünden kısa zaman sonra görülmeye başlandı. Kısa ömürlü Ch’in hanedanlığı (MÖ 221-MÖ 205) dönemi hariç hükümdarlar Konfüçyüs’ün kuramının, feodal toplumun istikrarı için fazla yardımsever olduğunun farkına vararak, Konfüçyüsçülüğe devletin hukuki doktrin ideolojisi konumunu tanıdılar.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Kenan İmirzalıoğlu

Konfüçyüs yeni bir din ortaya koymayı düşünmediği hâlde Lu eyaletinin prensi onun adına bir mabet inşa ettirdi ve ona kurbanlar sunulmaya başlandı. Mezarı bir ziyaret yeri oldu.

MÖ 125 yılında Konfüçyüs’a, imparatorlara verilen şeref ve paye verilmiş; MS 1nci yılda “Dük” adı verilmiş; 492’de kendisine, “Saygın Ni, iyi yetişmiş Bilge” unvanıyla hitap edilmiştir. İmparator Yuan Tsung (MS 713-776), ona “İyi Yetişmiş Bilge Kral” unvanını verdi. 1308’de “Kusursuz Büyük İnsan ve En Büyük Bilge” unvanına layık görüldü. Konfüçyüs’e saygı böylece aşırılaştırıldı ki 1382’de imparator, Konfüçyüs’ün tasvirlerinin tapınaklarda bulundurulmasını menetmek zorunda kaldı. bununla birlikte Çin geleneğine uyularak yine de onun ve dört büyük öğrencisinin soy tabletleri şeref köşesinde bulunduruldu.

urbanların aynısının Konfüçyüs’e de sunulacağına dair ferman yayınladı; Konfüçyüsçülük Çin’in resmî ve millî dini hâline getirildi. 1912’ye dek imparator onun şerefine, ilkbahar ve sonbaharda elde etmek üzere, yılda iki defa kurban sunmaya devam etti. Çin’de 1313’ten 1905’e değin sürdürülen devlet görevliliği sınavları Konfüçyüs’ün “Dört Kitap” diye tanıdık yapıtlarını okumayı gerektirmiştir.

1934’te Konfüçyüs’ün doğum günü olan 27 Ağustos millî tatil günü olarak duyuru edildi. Mao Zedong tarafından 1949 yılında kurulan Çin Millet Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında fazla eleştirilse de Konfüçyüsçülüğün etkisi devam etti.

Kitapları :
Bahar ve Güz
“Lun Yu” (Konuşmalar) (Konfüçyüs’ün düşüncesi ve konuşmaları öğrencileri tarafından derlenip kitap haline getirilmiştir.) Çin’de bu kitap tanrısal kitap olarak kabul edilmiştir.

Konfüçyanizm artı bir akımdır. Konfüçyüs ün sözleri dini bir değer taşımaz ve her türlü metafizik olayını reddetmektedir.

Konfüçyüs’e Tarafından Faziletli İnsanlar Nasıl Düşünür?
*Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler,
*Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler,
*Görünüşleri bakımından cana yakın olmayı düşünürler,
*Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler,
*Konuşmalarında dürüst sözlü olmayı düşünürler,
*İşlerinde önemli olmayı düşünürler,
*Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler,
*Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler,
*Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler.

Konfüçyüs’ün sözlerinden Seçmeler :
“Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir.”
“Derin olan kuyu yok, kısa olan iptir.”
” Hesapsızca öğrenmek faydasızdır. Öğrenmeden düşünmekse güvenli olmayan…”
“Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak.”
“Allah’ım, senden başka hiçbir şeyi olmayan ben senden başka her şeyi olanlara acırım.”
“Bildiğini bilenin gerisinde gidiniz. Bildiğini bilmeyeni uyandırınız. Bilmediğini bilene öğretiniz. Bilmediğini bilmeyenden kaçınız.”
“Kamil insan; bizzat önemli, büyüklere hizmet ederken saygıyı elden bırakmayan, halka aleyhinde çok kibar olan ve onları yönetirken de adil davranan kişidir.”
“Erdemli kişi, ne dek kuvvet olursa olsun, hizmeti öne koyar, ondan ne fayda tedarik edileceği ise daha sonra düşünülecek bir meseledir.”
Aradığını bilmeyen bulduğunda anlayamaz.
Kendine yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.
Dal rüzgârı affetmiştir fakat kırılmıştır bir kere.
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
Konuşmaya layık olanlarla konuşmazsanız, insan kaybedersiniz.
Konuşmaya değerinde olmayanlarla konuşursanız, söz kaybedersiniz. Bilge olan birey, insan kaybetmez, laf de kaybetmez.
Susmak, insanı ele vermeyen vefalı bir arkadaştır.
Üstün insan, konuşmadan önce eyleme geçer ve sonradan eylemine tarafından konuşur.
Bilgi özgüveni, özgüven ise gücü yaratır.
Çizik bir elmas, çizik olmayan bir çakıl taşından daha iyidir.
Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı edinmek korkudan kurtarır.
Alkışı en gürültüsüz şekilde tedarik eden, alkışı adalet etmiş demektir.
Bir milleti tutsak etmek isterseniz, onun müziğini çürütün.
Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olmaz ise; insan da acı çekmeden olgunlaşmaz.
Yararlı insan odur fakat anlamsız durmayı sevmez, kişiliğini yararlı işlerle geliştirir.
Güçlü olan, sayıca topluluk kitleler yok, eğitimli kitlelerdir.
İyi ahali, olduğu gibi görünür, göründüğü gibi olur.
Fedakârlıklar, senden başka biri bilmiyorsa değer taşır.
Kitleler cezalarla düzene sokulursa dejenere olur, karizma ve nezaketle yönetilirse bilinçli ve doğru olur.
Bir şeyi bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış.
Bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et. İşte bu bilgidir.
Eğitimli insanın hedefi her zaman yüksek olur. Ufak işlerle ufak insanlar uğraşır.
Kendisini eleştirebilen insanlar doğruyu ve güzeli bulma konusunda daha şanslıdırlar.
İrade böylece değerli bir özelliktir ama bir ordu komutansız kalsa da kişi iradesinden yoksun kalamaz. İradeli insan davranışları tutarlı insandır.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Kamil Güler
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı