Kral Hüseyin
Kral Hüseyin Biyografisi
Eski Ürdün Kralı
Kral Hüseyin, 14 Kasım 1935 tarihinde Amman, Ürdün’de doğmuştur. Tam adı Hüseyin bin Talal’dır. Babası Kral Talal, annesi Zeyn el-Itibar bint Talal’dır. Kral Hüseyin, Amman’daki birincil tahsilinin arkasında o dönem az önce krallık olan Darı’ın İskenderiye şehrindeki Victoria College’de okudu. Buradaki eğitiminin tamamladıktan daha sonra da bu defa Birleşmiş Krallık’a geçerek önce bir vakit Harrow School’a ve devamında da Kraliyet Askeri Akademisi’ne (Royal Military Academy Sandhurst) devam etti.
Hüseyin bin Talal (Kral Hüseyin) genç yaşta iyi bir eğitimden geçerek ülkesine döndüğünde, Ürdün bundan böyle egemen olmuş, dedesi Abdullah emirlikten krallığa terfi etmiş, 14 Mayıs 1948‘de İsrail’in kurulduğunun resmi olarak duyuru edilmesiyle başlayan savaşın sonucunda da Kudüs’ün batısı İsrail kadar işgal edilmişti. Hüseyin’in veliaht olan babası Talal ve küçük oğlu Naif’e öyle güvenmeyen Abdullah, torununun gelişimine farklı bir tartma gösterdi ve onu hemen hemen hiçbir zaman yanından ayırmadı.
Kimi süre tanıdık olmayan devlet adamlarıyla yapılan toplantılara deha katılan genç Hüseyin, bir yandan İngilizce konuşamayan dedesinin tercümanlığını üstlenirken bir yandan da üstteki seviye uluslararası görüşmelere dair gözlem yapma şansı buldu. Dedesi Kral Abdullah, 20 Temmuz 1951 günü Mescid-i Aksa’da, Kıble Mescidi’ndeki cuma namazı esnasında vurularak öldürüldüğünde Hüseyin yine onun yanı başındaydı. Dedesiyle geçirdiği kısa, yoğun ve kanlı bu dönemde edindiği tecrübeler, Hüseyin’in tahta oturduktan sonradan izleyeceği siyaset üstünde epeyce etkili oldu.
Dedesi Abdullah öldürüldükten takriben iki ay sonra babası Talal, 6 Eylül 1951’de Ürdün’ün yeni kralı olarak tahta oturmasıyla birlikte Hüseyin veliaht prens duyuru edildi. Hüseyin bu sürede tekrar İngiltere’ye döndü ve Kraliyet Askeri Akademisi’ndeki eğitimine devam etti. Kral Talal’ın evvelden bu yanlamasına sergilediği anormal davranışlar, Abdullah’ın uğradığı suikastın da etkisiyle şizofreni alametlerine dönüştü.
Bir vakit gözlem aşağıda tutulan Kral Talal’ın artık tahsis yapamayacağına kani olan doktorların verdiği raporla harekete geçen Ürdün Parlamentosu, 11 Ağustos 1952 tarihinde ülkenin bundan böyle yeni bir kralı olduğu ilan etti. Aynı gün annesiyle birlikte Lozan’da bulunan Hüseyin, kral olduğu haberini “Majesteleri Kral Hüseyin’e” notuyla gönderilen bir telgrafla öğrendi. Sabık Kral Talal, tedavisine devam edilmesi için İstanbul’a gönderilecek ve hayatını kaybettiği 7 Temmuz 1972 tarihine kadar da buradaki bir klinikte kalacaktı.
Kral bildiri edildiğinde reşit olmayan Kral Hüseyin, başbakan, senato başkanı ve temsilciler meclisi başkanından oluşan üç şahsiyet bir konseyin naipliğinde görevine başladı. Birkaç ay aralıksız bu kısa dönemin peşinde 2 Mayıs 1953 tarihinde, Irak tahtında oturan kuzeni Kral II. Faysal’la aynı gün reel manada kral oldu ve Ürdün’ün kontrolünü tamamıyla eline aldı.
Fakat 18 yaşındaki Kral Hüseyin’in önünde epeyce zorlu bir işlem vardı: 1948 sonrası ülkesine akın eden Filistinlilerin durumu, Darı’da gerçekleşen “Bağımsızlık Subaylar Darbesi” sonrası krallığın ortadan kaldırılmasıyla yükselen Pan arabizm hareketleri, derhal yanı başındaki İsrail varlığı, Suların bir türlü durulmadığı Irak, Suriye ve Suudi Arabistan’la yürütülecek komşuluk ilişkileri gibi pek fazla sorun, demin 18’ini doldurmamış bu yeni kraldan çözüm bekliyordu.
Kral Hüseyin, kral olduktan sonraki niyabet döneminde İngiltere‘de Sandhurst’teki eğitimine devam etti.
Kral Hüseyin ve kuzeni II. Faysal, Darı ve Suriye’nin birleşmesiyle kurulması planlanan Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin tetikleyeceği sorunları bertaraf etmek üzere 1958’in ilk günlerinde harekete geçtiler ve Şubat ayının ortalarında, Haşimiler tarafından yönetilen Irak ve Ürdün’ün Arap Federasyonu çatısı aşağı bir araya geldiği duyuru edildi. Ancak bu hamleyle ülkelerinin sokaklarında yankılanan Panarabist söylemlerin dozunu düşürmeyi hedefleyen genç krallar, istediklerini alamadı. Kral Hüseyin ve Kral II. Faysal, Cemal Abdünnasır‘ın Birleşmiş Arap Cumhuriyeti’ne karşı Arap Federasyonu’nu hayata geçirmişlerdi.
Irak Ordusu içindeki Cemal Abdünnasır hayranı askerler, 1958 yazında düğmeye bastı ve 14 Temmuz 1958’de gerçekleştirilen kanlı darbeyle Irak’taki krallık devrildi, Kral II. Faysal ve ülkedeki üst seviye öyle çok ad öldürüldü. Darbenin hemencecik bir hafta sonrasında da Arap Federasyonu’nun dağıldığı duyuru edildi. Dedesinden sonradan kuzeninin başına gelenler de Kral Hüseyin için epeyce etkili oldu ve hiçbir zaman aklından çıkmadı.
60’ların ikinci yarısında Darı Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır’ın İsrail’i ortadan kaldırarak bütün Arapların tartışmasız lideri olma gerçek dışı, bölgeyi yeni bir çatışmaya sürükledi. 30 Mayıs 1967 tarihinde Kahire’ye artan bir şekilde Cemal Abdünnasır’la bir savunma anlaşması imzaladı.
5 Haziran 1967 sabahı İsrail uçaklarının baskınına uğrayan Mısır Hava Kuvvetleri tarumar oldu ve mecburen savaşa sürüklenen Ürdün de hiçbir varlık gösteremedi. Tarihe “Altı Gün Savaşı” olarak geçen savaş sona erdiğinde Mescid-i Aksa’yı da içinde bulunduran Doğu Kudüs ve Batı Şeria, İsrail’in işgaline uğradı. Hüseyin, “Aksa’yı kaybeden kral”dı artık.
Altı Gün Savaşı’nın arkasında savaştan kaçarak Ürdün’e sığınan Filistinli mültecilerden bir kısmı, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı aşağı silahlı eğitimler alarak, İsrail’e karşı bir gerilla mücadelesi başlattı. Bu durumun ülkesi adına risk oluşturduğunu düşünen Hüseyin, Filistinlilere aleyhinde hareket edince bu defa kendisi amaç haline geldi ve Ürdün sokaklarında tabanca sesleri yankılanmaya başladı.
6 Eylül 1970 günü Filistinli gruplar kadar kaçırılan üç İngiliz uçağı Ürdün’deki Azrak Havaalanı’na indirildi ve bölge “kurtarılmış” ilan edildi. Filistinli grupların bu faaliyetlerinden rahatsız olan Kral, onlara boyun eğdirmek için 1970’in eylül ayında askeri bir buhran operasyonu planladı. Hüseyin ve FKÖ Lideri Yaser Arafat, 27 Eylül’de Cemal Abdünnasır’ın arabuluculuğunda bir araya gelse de olaylar yatışmadı.
Pakistan’dan yardım isteyen Kral Hüseyin, yardım için gelen Tuğgeneral Ziya Ül Hak’ın komutasındaki kuvvetlerle birlikte, yaklaşık iki sene boyunca Filistinlilerle çaba etti. Ürdün yakın tarihinde “Kara Eylül Olayları” olarak aşina olaylar 1971 Temmuz’unda adamakıllı yatıştığında, FKÖ, merkezini Amman’dan Beyrut’a taşıdı; Kral Hüseyin’in emriyle başlatılan operasyonlardaysa en az 25 bin Filistinli hayatını kaybetti.
1973’ün ekim ayında Darı ve Suriye, İsrail’e karşı yeni bir savaşa giriştiğinde Kral Hüseyin’in olanlardan haberi yoktu. Eylül ayında İsrail Başbakanı Golda Meir ile gizli görüşmeler yaptığı İsrail basını göre açıklanan Kral, öteki Arap ülkelerine aleyhinde mağdur durumda kaldı ve Yom Kippur Savaşı başladıktan bir hafta sonradan, Golan Tepeleri’ndeki Suriye birliklerine destek olmaları için askerlerini bölgeye sevk etti. Hüseyin, bu savaşın gerisinde daha dengeli politikalar izlemeye çaba etti ve ülkesinin ekonomisini ayakta tutmaya çalıştı. Suudi Arabistan başta almak üzere Arap ülkeleri ve Batılı bir takım devletlerle iyi ilişkiler kurarak parasal kaynak oluşturmaya çabaladı.
İzlediği denge politikalarının karşılığını içeride sağladığı hakimiyet ve nispeten huzurlu ortamla bölge Kral Hüseyin, 80’li yılların sonuna gelindiğinde, Batı Şeria konusunda da yeni bir sayfa açtı. Aralık 1987’de Birinci İntifada’nın patlak vermesinin üzerinden yaklaşık iki yıl geçtikten daha sonra, Hüseyin, Batı Şeria üzerindeki hakkından ve bölgede yaşamış Filistinlileri Ürdün’ün temsilcilik ettiği iddiasından vazgeçti.
Kral Hüseyin, Körfez Savaşı’nda Irak karşıtı cephede yer almadı ve Saddam Hüseyin lehine aracılık girişimlerinde bulundu. Irak Cumhurbaşkanı’nın tüm uyarılara rağmen Kuveyt’i ilhak ettiğini ve artık buradan dönüş olmayacağını bildiri etmesinin ardındaki bütün çabaları boş yere dışarı giden Kral Hüseyin, yaklaşık olarak apaçık kaldı. Birçok ülkenin tepkisiyle karşılaşan Kral’ın milletlerarası itibarı büyük hasar fark etti.
ABD Başkanı Bill Clinton’ın da devreye girmesiyle yapılan müzakereler sonunda 25 Temmuz 1994’de Beyaz Saray’da bir araya gelen Kral Hüseyin ve dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin, daimi barışa giden yolun belirleyicisi niteliğindeki Washington Bildirgesi’ni imzaladılar. Dört ay baştan başa devam eden görüşmeler neticesinde 26 Ekim 1994’de Ürdün ve İsrail arasındaki uzlaşma anlaşması resmen imzalandı.
1998 Mayıs’ında sıhhat sorunları baş gösteren Kral Hüseyin, geçtiği kontroller sonunda kanser olduğunu öğrendi. 6 ay baştan başa ABD’de kemoterapi tedavisi gören Kral, 1999’un ocak ayında ülkesine döndü. 24 Ocak 1999’da, 1965’den bu yandan veliaht prens olan kardeşi Hasan bin Talal’i azletti ve bir gün sonrasında da oğlu Abdullah’ı (Kral II. Abdullah) bu göreve getirdi.
Kral Hüseyin, 7 Şubat 1999 tarihinde Amman, Ürdün’de 64 yaşında ölmüştür. Kendisinden önceki krallar Abdullah ve Talal’in de kabirlerinin bulunduğu Raghadan Sarayı’ndaki kraliyet mezarlığına defnedildi.
Az Önce 20 yaşında hayatını birleştirdiği ve ilk çocuğu Prenses Aliye’nin annesi olan Dina binti Abdulhamid’le yalnızca iki sene evli kaldı ve çift, Haziran 1957’de boşandı.
Dört yıl sonra İngiliz Antoinette Avril Gardiner’le 25 Mayıs 1961 tarihinde evlenen Kral’ın, izdivaç sonrası Müslüman olarak Muna ismini alan prensesten Abdullah (Kral II. Abdullah), Faysal, Ayşe ve Zeyn adlarında dört çocuğu daha dünyaya geldi.
Kral Hüseyin, 11 yıl devamlı bu evliliğin sona ermesinden sadece üç gün sonra, 24 Aralık 1972’de bu kez Aliye Bahaeddin Tokan ile dünya evine girdi. Dört yıldan biraz uzun süren izdivaç, öncekilerden ayrı olarak, Kraliçe’nin 9 Şubat 1977’de hayatını kaybetmesiyle sona erdiğinde, Prens Ali ve Prenses Haya da aileye katılmış ve kardeş sayısı yediye yükselmişti.
Kral Hüseyin, son evliliğini 15 Haziran 1978’de, Hıristiyan Arap bir baba ve İsveç asıllı bir annenin kızı olan Lisa Necib Halaby ile yaptı. Amerika’da doğup çoğalan Lisa, Ürdün’e kraliçe geldikten daha sonra Müslüman olarak Nur ismini aldı ve Kral’ın hayatını kaybettiği Şubat 1999’a kadar yanına oldu.
Bu evlilikten dünyaya gelen Hamza, Haşim, İman ve Raye ile birlikte 11 çocuk sahibi olan Hüseyin, krallığını devredeceği isim olarak sa en büyük oğlunu seçti. Babasının, ölümünden sadece birkaç gün önce veliaht prensliğe getirdiği (Kral II. Abdullah), 7 Şubat 1999 tarihinde yeni kral ilan edildi.
Eşleri :
Şerife Dina bint Abdülhamid
Muna el-Hüseyin
Aliya Bahaeddin Tokan
Lisa Halaby
Çocukları :
Prenses Aliya (d.1956 )
Prens Abdullah (Kral II. Abdullah) ( d.1962 )
Prens Faysal ( d.1963)
Prenses Ayşe (d.1968)
Prenses Zeyn (d.1970)
Prenses Haya (d.1973)
Prens Ali (d.1975)
Prens Hamza (d.1977)
Prens Haşim (d.1980)
Prenses iman (d.1983)
Prenses Raye (d.1986)