M

Mehmet Ağar

Mehmet Ağar Biyografisi

Türk siyaset adamı ve eski İstanbul Emniyet Müdürü
Mehmet Ağar, 30 Ekim1951 tarihinde Ankara‘da doğdu. Babası Zülfikar Ağa gibi polisliği seçti. Emniyet Müdürü olan babasının memuriyeti dolayısıyla 1957 yılında Urfa’da başladığı ilkokulu, Gümüşhane, Bolu, Adana, Ankara ve Erzincan’da; Erzincan’da başladığı ortaokulu, Kayseri, Diyarbakır ve Uşak’ta bitirdi. Liseye Ankara’da başladı ve 1968 yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü namına Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuyan Ağar, 1972’de mezun olduktan sonra, polisliğe Emniyet Genel Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı korumalarında tayin alarak başladı.

İznik, Selçuk ve Torul Kaymakamlıkları da yapan Ağar, Derince Kaymakamlığı görevinden daha sonra, İstanbul Siyasi Şube Müdür Muavinliği‘ne getirildi.

5 sene süren İstanbul Güvenlik Müdürlüğü Personel ve Asayiş Şube Müdürlüğü’nden sonra, Şükrü BalcıAhmet AteşliÜnal Erkan ve kendisi ile ilgili MİT raporunu nedeniyle 1988 yılı başında, Ankara Güvenlik Müdürlüğü‘ne getirildi. Bu dönemde siyasilerle yakın ilişki kurmaya gayret etti.

PAPATYA BÜROKRAT

Ankara Güvenlik Müdürü olduğu dönemde Semra Özal‘ın hiçbir programını kaçırmaması, Ankara dışına çıkışı ve gelişlerinde her zaman havaalanında da hazırlanmış bulunması nedeniyle adı zaman zaman, “Papatya Bürokrat” olarak anıldı.

Aynı dönemde Turgut Özal‘a karşı düzenlenen suikastın soruşturulması görevini yürüttü ve video kasete alınan Kemal Horzum sorgusunu yaptı. Korkut Özal bu nedenle Ağar’ın suikastın arkasındaki isimleri bildiğini ileri sürdü.

İstanbul Güvenlik Müdürlüğü görevinden sonra, 1992’de de Erzurum Valisi oldu. Bu görevi sırasında 1 Ağustos 1992’de gıyabi tutsak olarak aranan Bahçelievler katliamı sanığı Haluk Kırcı‘nın nikahında, gelin Vesile Erzincanlı’nın nikah şahitliğini yaptı. 1993 Temmuz ayında Tansu Çiller‘in DYP Genel Başkanı ve Başbakan olmasından sonradan Emniyet Genel Müdürlüğü‘ne getirildi.

SUÇLAMALARA HEDEF OLDU

Bu göreve gelir gelmez, Ulusal Emniyet Kurulu’na “Özel Tim“in güçlendirilmesi ve PKK‘nın büyük şehirlerdeki finans kaynaklarını kurutmak gibi önlemleri taşıyan “Terörü 1 yılda yok edecek” bir plan hazırlayıp sundu. Özel Harekat Timi’nin PKK’yı bir yılda sileceğini ileri sürdü. “PKK’ya aleyhinde ülkücü ordusu kurulduğu” iddialarını yalanladı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Milan Kundera

Bu konuşmasından 40 gün sonradan ise “Özel ordu fazla yakında hazırlanmış” açıklamasını yaptı. Polis örgütüne MHP yanlılarının baskın olmasına göz yummakla suçlandı. Ağar yönettiği polis örgütü nedeniyle, acımasızlık iddialarına ve yargısız infaz suçlamalarına da hedef oldu.

Ağar, “Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Cem Ersever” gibi suikastların hiçbirisi çözülmemesine rağmen, faili bilinmez cinayetlerden 893’ünün ortaya çıkarıldığını savundu.

MGK‘da 26 Nisan 1995’te Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin Türkiye Raporu görüşülürken, Süleyman Demirel “İşkence yok” diyen Ağar’ı, “İşkence yok demekle olmuyor” diyerek tersledi.

sonra işkenceyi “münferit olaylar” olarak nitelendiren Ağar, eleştirilerin tırmanması üzerine “Polis kusursuz değil” demek zorunda kaldı.

MAFYAYA SİLAH

İstanbul’daki mafya iddiaları sebebiyle eleştiri bölge Ağar, yasal düzenlemeler yapıldıktan sonradan “Mafyaya karşısında katı” olacaklarını söyledi. Bu dönemde Mülkiye müfettişlerinin incelemesiyle ortaya meydana çıkan bir skandalda kimi sabıkalı mafya üyelerine yasalara aykırı bir biçimde silah ruhsatı verildiği ve ruhsat dosyalarında eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu‘nun imzası bulunduğu ortaya çıktı.

Ağar bu soruşturma için kendisi hakkında üretilmiş bir işlem olmadığını belirtti. Ağar kayıp dosya olmadığını söylerken, müfettişler 400 silahın dosyasının kaybuhsat sayısının 2 binden fazla olduğu belirlendi.

DYP’DEN MİLLETVEKİLİ

Ağar, Güvenlik Genel Müdürlüğü döneminde çoğalan faili bilinmeyen cinayetler nedeniyle büyük eleştiri aldı. Tansu Çiller‘e başbakanlığı döneminde büyük yardım veren Ağar, onu yurtiçi, yurtdışı tüm gezilerinde yalnız bırakmadı.

Ağar, bu dönemde İstanbul Güvenlik Müdürü olan Necdet Menzir ile büyük bir çekişmenin de içinde oldu. Aralık 1995 seçimlerinden sonradan 28 ay sürdürdüğü Emniyet Genel Müdürlüğü görevinden ayrıldı ve DYP milletvekili olarak Meclis’e girdi. Çiller’in A Takımı’nda yer aldı.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VE GEREKLI İSTİFA

Adalet Bakanı olduğu ARTER Hükümeti döneminde cezaevlerinde 12 siyasi tutuklunun özlem grevlerinde ölmesi büyük kavga yarattı. REFAHYOL Hükümeti‘nin kurulmasından sonradan İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Michael Ballack

Ağar, Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Necmettin Erbakan‘ın Libya gezisine karşı meydana çıkan tek ad oldu. Erbakan’ın kararnamesini de imzalamayan Ağar görevinden istifa ederek de direnişini sürdürdü ve azledilmesi gündeme geldi.

ÇATLI’YA SİLAH TAŞIMA BELGESİ

Ağar’ın Susurluk olayından hemencecik daha sonra polis müdürü Hüseyin Kocadağ‘ı savunarak, Abdullah Çatlı‘yı teslim olmaya götürdüğü yolundaki açıklaması herkesi şaşırttı. Bu sözlerinin anında arkasından Tansu Çiller göre istifaya zorlandı ve istifa etti.

1996 Eylül ayında Aydınlık dergisi tarafından açıklanan ikinci MİT raporunda bizzat Ağar kadar verilen yeşil pasaportlar ve tabanca taşıma belgeleriyle özel bir örgüt kurduğu, bu örgütün adam kaçırma, uyuşturucu kaçakçılığı gibi işlere bulaştığı iddia edildi.

Susurluk kazasından sonra yapılan incelemelerde Abdullah Çatlı‘nın üstünde çıkan tabanca taşıma belgesindeki imzanın Ağar’a ait olduğu Jandarma Kriminal Laboratuvarı kadar tespit edildi.

DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILDI

İstanbul DGM Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 30 Ocak 1997’de Meclis’e gönderilen fezlekede, Sedat Edip Bucak ile “Cürüm dağlamak için çete düzenlemek. Hakkında yakalama ve tevfik müzakeresi yer alan kişileri yetkili mercilere haber vermemek ve görevi kötüye uygulamak” suçlamalarıyla 6’yla 12 sene arasında ağır hapis cezasına çarptırılması istendi.

11 Aralık 1997‘de dokunulmazlığı kaldırılan Ağar, Tüzük Mahkemesi‘nin itirazını reddetmesinden sonra, DGM’de 10 Ocak 1998’de 3 saat süreyle davalı sıfatıyla açıklama verdi. Hospro silahlarıyla ilgili yaptığı yazılı savunmada, silahları Korkut Eken‘e senet karşılığı verdiğini ve konunun devlet sırrı olduğunu söyledi. Mesut Yılmaz ise bu tür bir devlet sırrının kayıtlarda yer almadığını ileri sürdü.

15 Haziran 2000 tarihinde “Kabahat işlemek nedeniyle teşekkül meydana getirmek” iddiasiyle hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu 8’e karşısında 6 oyla Ağar’ın Yüce Divan’a sevkine gerek olmadığına karar verdi ve eski İçişleri Bakanı bu nedenle aklandı.

Tansu Çiller‘in DYP Genel Başkanlığından ayrılacağını açıklaması üzerine her yerde DYP’ye dönen Ağar, 14 Aralık 2002’de yapılan doğaüstü kurultayda Doğruyol Partisi genel başkanlığına seçildi.

Mehmet Ağar, 1974 yılında Emel Ağar ile evlendi. Tolga Ağar, Yasemin Ağar adlarında iki çocuğu vardır.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Muharrem Sarıkaya

Mehmet Ağar, Susurluk Davası dahilinde, Güvenlik Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili “Cürüm derin etki bırakmak için silahlı teşekkül meydana getirmek” suçundan yargılandı. Ankara Özel Yetkili 11’inci Ağır Canice Mahkemesi, 15 Eylül 2011 tarihinde Mehmet Ağar’ın “suç örgütü yöneticisi” olduğuna karar verdi ve Susurluk davasında 5 sene hapse mahkûm etti. 25 Nisan 2012 tarihinde cezasını yatmak üzere Aydınlatılmış iline emrindeki Yenipazar ilçe cezaevine girdi. 5 yıllık cezanın 3 yılını infaz yasası nedeniyle yatmış gibi kabul edilen Ağar geriye kalan iki yıl cezasının da bitmesinden 361 gün önce 3. Yargı paketi olarak bilinen yasada bulunan denetimli serbestlik hakkından yararlanarak 29 Nisan 2013 tarihinde terhis edildi.

17 Aralık sürecinin arkasından Yargıtay’da dairelerin iş bölümü bitmiş düzenlendi. Hanefi Avcı ve Balyoz davası gibi münakaşacı onama kararlarına imza atan Yargıtay 9. Cinayet Dairesi’nin terör ve örgütlü suçlara bakma yetkisi alındı. Bu yetki, yeni kurulan Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne verildi. Değişim sonrası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 9. Cinayet Dairesi’nin daha önce Ağar hakkındaki kararıyla ilgili “karar ayar” talebinde bulundu. Tebliğnamede, davanın süre aşımından düşürülmesi istek edildi. Başsavcılığın talebini görüşen 16. Canice Dairesi, davanın vakit aşımından düşürülmesine karar verdi. Kararda, suç tarihi ile soruşturma ve kovuşturma safhalarında gerçekleşen süreler dikkate alındığında davanın süre aşımına uğradığı belirtildi.

Mehmet Ağar‘ın milletvekili olduğu sürelerde dava vakit aşımı süresinin kesintiye uğradığı vurgulanan kararda, buna karşın eski TCK hükümlerince 7 sene 6 ay süre aşımı süresinin dolduğu belirtildi. Ağar için vakit aşımının Emniyet Genel Müdürlüğü’nden ayrıldığı tarihte başladığı, milletvekilliği döneminde ise kesintiye uğradığı belirtildi. Buna rağmen, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin onama kararı verdiği tarih itibariyle 7 yıl 6 aylık vakit aşımı süresinin 42 gün aşıldığı vurgulandı. Karar sonrası Ağar hakkında verilen mahkumiyet hükmü de ortadan kalkmış oldu. Ağar, men edildiği tüm haklarını da kullanabilecek. Ağar bu kapsamda aralıksız, süreli ya da geçici bir kamu görevinin üstlenebilecek, seçme ve seçilme ile diğer siyasi hakları kullanabilecek.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı