Mehmet Emin Yurdakul
Mehmet Belirli Yurdakul Biyografisi
Türk Millî Edebiyat akımının öncü şairleri aralarında yer almıştır.
Mehmet Belirli Yurdakul, 13 Mayıs 1869 tarihinde İstanbul, Beşiktaş’da doğmuştur. Babası Zekeriya köyü halkından balıkçı Salih Reis, Annesi Emine Hatundur. Iddiasız bir ailenin çocuğudur. “Saray Mektebi” adlı sübyan okulundan sonradan, Beşiktaş Askeri Rüştiyesine girdi. Burayı bitirince bir zaman Mülkiye İdâdîsi’ne (Siyasal Bilgiler Fakültesine) girmişse de bitirmeden 1887 yılında ayrılıp, Babıali Sadaret Dairesi, Belge Kalemi’nde katip olarak işe başladı.
1889 yılında Mekteb-i Hukuk’a kaydoldu; iki yıl kadar sonradan buradan da ayrılmak zorunda kaldı. Bu tarihten itibaren edebiyat ve şiirle daha yakından ilgilendi.
1892 yılında İstanbul’a gelen Afganistanlı politikacı ve gazeteci Cemaleddin Efganî’nin sohbetlerine katıldı, bir takım fikirlerinden istifade etti.
1892’de, ruh asaletinin cet asaletinden üstün olduğunu anlattığı Fazilet ve Itibar adlı kitabı dolayısıyla Sadrazam Cevad Paşa’nın tavsiyesi üstüne Rüsûmat İdaresi’ne önce memur, ardından belge müdürü atama edildi. bu arada, 1897 yılında Osmanlı-Yunan Muharebesi sırasında arasında “Cenge Dürüst” isimli şiiri Selanik‘te Asır gazetesinde yayınladı. Bu şiir kendisine büyük ün kazandırdı. Millî duyguları herkesin zahmetsizce anlayabileceği bir dille açıklama ettiği şiirleri devrin edebiyat çevrelerinde büyük alaka gördü.
1898 yılında bu şiirlerini Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Şemseddin Sami Frasheri, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Fazlı Necip’in takrizleri ve Abdülhamit II döneminde saray ressamı olan İtalyan sanatkâr Fausto Zonaro’nun resimleriyle birlikte Türkçe Şiirler adıyla kitap halinde yayımladı.
1907 yılında İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne girdi. Aynı yıl Erzurum Rüsûmat nâzırlığına tahsis edildi. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilânından sonradan görevi Trabzon’a alındı.
13 Nisan 1909 tarihinde gerçekleşen 31 Mart Vakası’nın ardından Bahriye Nezâreti müsteşarlığına getirildi; Ekim 1909’da Hicaz valisi oldu. Ancak Mekke Emîri Şerif Hüseyin’le anlaşmazlığa akıl görevi Mayıs 1910 ayında Sivas valiliğine nakledildi. Afiyet sebepleri yüzünden bir vakit sonra istifa edip İstanbul’a Ocak 1911 ayında geldi.
Arkadaşlarıyla “Türk Yurdu” Dergisini çıkardı. Resmî kuruluşu bir sene daha sonra gerçekleşen, fakat gerçekten Temmuz 1911’de kurulan Türk Ocağı derneğinin geçici yönetim kurulu başkanlığına seçildi. Türk Ocağı’nın ilk kurucu genel başkanı oldu. Bilahare Ağustos 1911 ayında Erzurum valiliğine getirildi. Ertesi sene emekliye ayrıldı.
1913 yılında Musul‘dan milletvekili seçildi. 17 Aralık 1914 tarihinde“Türkler’in ilk büyük millî şairi” tanıtımıyla Türk Ocağı göre namına büyük bir tören düzenlendi. Çanakkale savaşları esnasında kurulan İstanbul Hey’et-i Edebiyyesi ile birlikte savaş alanına gitti ve askerin mâneviyatını yükselten konuşmalar yaptı.
Milli Mücadeleye katıldı. Mütarekenin ardından İstanbul’un işgali üzerine bazı arkadaşlarıyla birlikte Nisan 1921 ayında Ankara’ya gitti. Millî Mücadele devam ederken halka ve orduya moral verici konuşmalar gerçekleştirmek için Mehmet Akif Ersoy ve Samih Rıfat’la birlikte Anadolu’ya gönderildi.
Cumhuriyet’in ilânından sonradan 1923 yılında Şarkikarahisar (şimdiki adı Şebinkarahisar Giresun’un bir ilçesi),1927 yılında Şebinkarahisar’dan milletvekili seçildi. 1930 yılında kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’na katıldı. sonra 1932 yılında Urfa ve İstanbul’dan 1943 yılında milletvekili seçildi.
Mehmet Muhakkak Yurdakul, Millî Edebiyat şiirinin öncü sesidir. Çünkü 1898 yılında yayımladığı “Türkçe Şiirler” adlı şiir mecmuasıyla daha 10 sene öncesinden ulusal şiir ahenginin öncülüğünü yapmıştır. Dahası bu kitabın Mal Varlığı-i Fünûn şiirinin en güçlü döneminde yayımlanmış olması ayrıca önemlidir.
Mehmet Belli Yurdakul’un tüm şiirlerinin müşterek paydası halkı içinde bulunduğu üzüntülü ruh halinden, gerilikten, bilinçsizlikten kurtarmaktır. Kimliği ve tarihini hatırlatarak kendine güven duygusunu aşılamak maddî ve manevî açılardan kalkınmasını sağlamaktır. Bu açıdan bakıldığında Yurdakul; milliyetçi, idealist, halkçı ve medeniyetçi bir şairdir.
Mehmet Belirli Yurdakul “milli romantik duyuş tarzı”nın ilk temsilcisidir. Bütün bu özelliklerinden nedeniyle Mehmet Belirlenmiş Yurdakul edebiyat tarihimize “Milli Şair” unvanı ile anılmıştır.
Mehmet Belli Yurdakul’un ilk şiiri 1897’de Mal Varlığı-i Fünun dergisinde yayınlandı.
Osmanlı İmparatorluğunun yıkılma döneminde, bilhassa ikinci meşrutiyetten sonraki Türkçülük mücadelesinde Mehmet Kesin Yurdakul’un büyük gayreti ve çalışması vardır. Yeni Türk devletinin kurulmasında Mehmet Belirli Yurdakul ve arkadaşlarının üstün çalışma azmi, istikrarlı ve sağlam tavırları, devletimizin yapısını belirleyici olmuştur.
Türk edebiyatına halkın sesini getiren realist bir şair olarak değerlendirilen Mehmet Belirlenmiş Yurdakul, Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarına karşı Türkçülüğü savunan şiirler yazmıştır. Heyecan, milli duygular, kahramanlık, cesaret verme ve öğreticilik öğelerini ön plana çıkarmıştır. Şiire biçim yenilikleri de getirmiştir. Dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer, altışar, sekizer dizeden kurulu şiirler yazmıştır. Milli Edebiyat akımı ve Türkçülüğün önde gelen temsilcileri aralarında bulunan usta, eserleriyle diğer Ulusal Edebiyat sanatçılarını etkilemiştir.
Hayatının ardına kadar edebiyatta halkçılık ve milliyetçilik prensibine alt kalan Mehmet Belli, Cumhuriyet’deri sonraki yıllarda ortaya meydana çıkan memleketçi edebiyatın oluşmasına da ön ayak olmuştur. Eserlerinde Türkçülük, milliyetçilik, memleketçilik, halkçılık ve Cumhuriyet’deri sonraki yıllarda inkılâpçılık unsurları asıl ağırlığı teşkil eder.
Mehmet Belirlenmiş Yurdakul, 14 Ocak 1944 tarihinde İstanbul’da 75 yaşında ölmüştür.
Eserleri :
1899 – Türkçe şiirler,
1914 – Türk Sazı,
1914 – Ey Türk Uyan,
1915 – Tan Sesleri,
1918 – Başarı Yolunda,
1919 – Açık Fikirli Kızları,
1920 – Dante’ye,
1928 – Mustafa Kemal,
1939 – Ankara,
1886 – Cenge Bu Arada
1890 – Fazilet ve Yargı
1915 – Ordunun Destanı (The Legend of the Army)
1916 – Dicle Önünde (In Front of Tigris)
1918 – İsyan ve Dua (The Uprising and the Prayers)
1918 – Turan’a Içten (Towards Turan)
1919 – Türk’ün Hukuku (The Law of Turk)
1928 – Kral Corc’a (To King George)
Cenge Bu Arada adlı şiiri :
Ben bir Türk’üm dinim, cinsim uludur
Sinem, özüm ateş ile doludur
İnsan olan vatanının kuludur
Türk evlâdı evde durmaz, giderim.
Bu topraklar ecdâdımın ocağı
Evim köyüm defalarca bu yurdun bucağı
İşte vatan! İşte Tanrı kucağı!
Cet yurdun evlât bulmaz, giderim.
Yaradanın kitabını kaldırtmam
Osmancığın bayrağını aldırtmam
Düşmanımı vatanıma saldırtmam
Tanrı evi harap olmaz giderim.
Tanrım şâhid duracağım sözümde
Milletimin sevgileri özümde
Vatanımdan diğer şey yok gözümde
Yâr yatağın düşman almaz, giderim.
Ak gömlekle gözyaşımı silerim
Kara taşla bıçağımı bilerim
Vatanımçün yücelikler dilerim
Bu dünyada kimse kalmaz, giderim.