M

Michael Faraday

Michael Faraday Biyografisi

19. yüzyılın en büyük bilimadamlarından biridir. Elektromanyetik indüklemeyi, manyetik alanın ışığın kutuplanma düzlemini döndürdüğünü buldu. Elektrolizin esas ilkelerini belirledi. Klor gazını sıvılaştırmayı başaran ilk kişidir ve elektrik motorunu icat etmiştir.
Michael Faraday, 22 Eylül 1791 tarihinde İngiltere’nin kuzeyinden iş aramak nedeniyle gelmiş köylü ve demirci bir babanın dört çocuğundan biri olarak doğdu. Annesi ev hizmetçisiydi. Michael Faraday, fakirlikten nedeniyle uzun süreli bir eğitim alamadı. Kısa süren öğreniminde okuma, yazma, bir tedarik aritmetiksel öğrenmekle kalmıştı. Ailesi Sandemancılar adı verilen bir tarikatın üyesiydi. Faraday daha ziyade kendi kendine yetişmiş bir ilim adamıdır. Kilisenin pazar okulunda okuma yazma ve hesap öğrendi. Hemen Şimdi onüç yaşında iken minik yaşta gazete dağıtıcısı olarak çalışmaya başladı. On dört yaşında bir ciltçiye çırak olarak girdi.

1813 Mart ayına dek devam ettiği bu işte ciltlenmek üzere getirilen kitapları okuyarak bilgisini genişletmeye başladı. Bu sayede gençliğinde böylece fazla kitap okudu. Bilhassa fizik kitaplarını büyük bir heves ve arzuyla okuyordu. Encyclopedia Britannica’nın üçüncü baskısındaki elektrik maddesinden bilhassa etkilendi. Etkilendiği diğer kitap Jane Marcet’in Kimya Üzerine Söyleşiler adlı kitabıydı. “Eski şiş yaptığı basit bir elektrostatik üreteçten yararlanarak deneyler yapmaya başladı. Gene kendi yaptığı kuvvetsiz bir Volta pilini kullanarak elektrokimya deneyleri gerçekleştirdi.

Denek olarak, bir maddeden geçen kesin miktarda elektrik akımının, o maddenin bileşenlerinde belirli miktarda bir çözülüme yol açtığını gösterdi. Bu sonuç ilk elektrik sayaçlarının üretimine olanak verdi. Faraday’ın bir başka manâlı katkısı da “amper” denilen eğilim biriminin belli tanımını vermiş olmasıdır. Elektrolizde geçen “elektrot“, “pozitif kutup“, “eksi uç“, “elektrolit“, “iyon” vb. terimleri de ona borçluyuz.

Londra’da bulunan Kraliyet Enstütüsü’nde bir müşterinin sağladığı biletle 1812’de meşhur kimyacı Sir Humphrey Davy göre halka açık verilen kimya konferanslarına katılma olanağı buldu. Konferanslarda tuttuğu notları ciltleyerek meslek isteyen bir mektupla birlikte Davy’ye yolladı ve 1813’te Davy’nin desteğiyle Kraliyet Enstitüsü’nde laboratuvar asistanlığı işi buldu. giderken Michael Faraday evlendi. Ekim 1813 ile Nisan 1815 tarihleri arasında Fransa, İtalya ve İsviçre gezisinde Sir Humphrey Davy, Michael Faraday’ı yanında tezgâhtar sekreter olarak aldı ve ona refakat etti. Bu gezide çoğu ünlü bilim adamıyla tanışma olanağı buldu. 1820’de Davy’nin yanından yardımcılık görevinden ayrıldı. Bilim çevrelerinde o kadar rastlanmayan bir çabucak ün şampiyon Faraday, 1823’te Kraliyet Bilim Akademisi üyeliğine seçildi; 1825’te laboratuvar müdürlüğüne getirildi. 1833’te enstitüye ders verme mecburiyeti olmaksızın kimya profesörü olarak tahsis edildi. Hayatının tümünü enstitünün çalışmalarına adadı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Max Born

Faraday elektro-kimya alanındaki çalışmasıyla yetinseydi bile bilim tarihinde kayda değer bir yeri olacaktı. Ama onu bilimin öncüleri arasına sokan başlıca başarısı elektromanyetik konusundaki buluşlarıdır.

19. yüzyılın başlarına gelinceye değin elektriğe esrarengiz bir durum gözüyle bakılıyordu. Elektrik “Benjamin Franklin” için bir tür akışkandı. Kimisine tarafından ise, elektrik artı ve olumsuz edinmek üzere iki değişik akışkandı. İlk defa Faraday elektriği bir “güç” diye niteler. Elektrik gibi manyetizma da ilgi çeken, tartışılan bir konuydu; lakin ikisi arasındaki ilişki hemen şimdi bilinmiyordu.

1820 yıllarında fen alimleri çalışmalarına daha ziyade elektriğe ait konularda tartı vermişlerdi. Bunlardan en önemlileri Volta’nın elektrik pili ve Danimarkalı bilim adamı Hans Christian Örsted’in elektrik akımından üretilen manyetik mıknatıslı güç kaynağı idi. Örsted 1820’de bir telden geçen elektrik akımının tel çevresinde bir magnetik bölge oluşturduğunu bulmuştu. Fransız fizikci Andre Marie Ampere de tel çevresinde oluşan magnetik kuvvetin dairesel olduğunu fiilen de tel çevresinde bir magnetik silindir oluştuğunu göstermişti. Bu durumda soyutlanmış bir magnetik direk elde edilebilir ve eğilim taşıyan bir telin yakınına konursa telin çevresinde durmadan bir dönme hareketi yapması gerekecekti. Bu olayın tersinin de geçerli olduğu¬nu, magnetik alanın da elektrik akımı üretebileceğini düşünen Faraday bu konuda deneylere girişti. 1831’de, bir bobinin yakınında hareket ettirilen kuvvetli bir mıknatısın elektrik akı¬mı yarattığını gösterdi. Bu fazla önemli bir bu¬luştu; çünkü bu nedenle büyük miktarda elektrik akımı üretmenin yolu açılmış oldu .

Elektrik enerjisinden manyetizma üretildiğinden bu yana fen adamlarının en büyük düşüncesi, “Manyetizmadan elektrik enerjisi elde edilebilir mi?” sorusu olmuştu. Bu, fen ilimleri tarihinde en büyük mesele haline geldi. Faraday, zaman zaman bu mesele üstünde çalıştı. bu arada birincil ilmi keşfini de gerçekleştirmiş oldu. Bir mıknatıs etrafında aksine karşılıklı dönebilen bir kablo sistemi ilerletti ve bu nedenle birincil kez elektrik enerjisi mekanik enerjiye dönüştürülmüş oldu. Bu keşif, elektrik motorlarının esası kabul edildi.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Mori Motonari

Sonraki 10 yıl içinde Faraday kimya alanındaki çalışmalarını arttırdı. Taşkömürü katranında Benzen ti. Kloru ve öteki bir takım gazları sıvılaştırdı. Mikroskop gibi optik araçlar için yeni cam türleri buldu. Oyuk bir iletkenin (Faraday kafesi) elektrik etkilerini perdelediğini gösterdi. Manyetizma aracılığıyla elektrik enerjisi elde etme fikri kendisini sürekli zorluyordu. 1822’de manyetizmayı elektriğe dönüştürme üzerine tezler yazdı. 1824 ve 1825’te deneylerini her yerde ettiyse de başarılı olamadı.

Faraday manyetik etkiyle ilgili deneyleri gerçekleştirip sonuçlarını bilim dünyasına sunarken elektriğin bambaşka biçimlerde ortaya çıkan türlerinin niteliği konusunda kuşkular belirmişti. Elektrikli yılan balığının ve öteki elektrikli balıkların saldığı elektrik, bir elektrostatik üretecin verdiği elektrik, bir pilden veya elektromagnetik üreteçten elde edilen elektrik akışkanları birbirinin benzer mıydı? Yoksa bunlar öbür yasalara uyan bambaşka akışkanlar mıydı? Faraday araştırmalarını derinleştirince iki manâlı buluş gerçekleştirdi.

Elektriksel şiddet; kimyasal molekülleri, o güne kadar sanıldığı gibi uzakta etkileyerek ayrıştırmıyordu, moleküllerin ayrışması iletken bir akıcı ortamdan akıntı geçmesiyle ortaya çıkıyordu. Bu eğilim bir pilin kutuplarından gelsede, veya örneğin havaya boşalıyor olsa da böyleydi. İkinci olarak ayrışan madde miktarı çözeltiden geçen elektrik miktarına dorudan bağımlıydı. Bu bulgular Faraday ‘ı yeni bir elektrokimya kuramı oluşturmaya yöneltti. Buna kadar elektriksel zorlama, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu.

Kraliçe Victoria bilime katkıları sebebiyle Faraday’a “sir” unvanı tahsis etmek istedi, lakin Faraday sade bir yurttaş olarak yaşamak istediği için bu unvanı kabul etmedi. Bu-luşlarından para kazanmayı hiç düşünmedi ve sanayicilerden gelen meslek önerilerini geri çevirdi. Faraday buluşlarının pratik sonuçlarıyla pek ilgilenmiyordu. Fakat bu onun o sonuçların önemini kavramaktan uzaktan kaldığı çağrıda bulunmak değildi. Nitekim dönemin, başbakanı ona dinamonun ne işe yarayabileceğini sorduğunda, “Bilmiyorum, lakin hükümetinizin bir gün ondan ödenti sağlayabileceğini söyleyebilirim” demişti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Murat Taşer

1839’da elektriğe ilişkin yeni ve genel bir kuram geliştirdi. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasına yol açar. Bu gerilmeler hızla ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin ard arda ve periyodik bir biçimde hızla oluşması bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken adı verilir. Yalıtkanlar ise parçacıklarını yerlerinden koparmak için çok yüksek değerde gerilmeler gerektiren maddelerdir. Buna kadar elektriksel zor, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu.

1839’da elektriğe ilişkin yeni ve genel bir kuram ilerletti. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasına yol açar. Bu gerilmeler çabuk ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin ard arda ve periyodik bir biçimde şipşak oluşması bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken adı verilir. Yalıtkanlar ise parçacıklarını yerlerinden koparmak için çok yüksek değerde gerilmeler gerektiren maddelerdir.

30 sene boyunca bir yana laboratuvarda deneylerini sürdürürken, bir yandan da deniz fenerlerinde kullanılacak lamba türleri konu¬sunda İngiltere ve Galler Milli Deniz Fenerleri Yönetimi “Trinity House”a danışmanlık yaptı. Elektroliz konusundaki deneyler sonunda kendi adıyla anılan iki elektroliz yasa¬sını ortaya koydu . Magnetik alanın ışık üzerinde etkisini inceledi ve Faraday etkisi denen olayı buldu.

Faraday’ın matematik bilgisi buluşlarını matematiksel olarak dile getirmek için tatmin edici değildi; fakat nitel de olsa deney sonuçlarını ifade eden bir kuramı vardı. Bu kuramın matematiksel olarak işlenmesi geçen yüzyılın büyük fizik bilgini James Clerk Maxwell‘i bekleyecektir.

Sekiz yıl boyunca kesintisiz süren deneyde kullanılan ve kuramsal çalışmaların sonunda 1839’da sağlığı bozulan Faraday bunu izleyen altı sene her tarafında marifetli bir faaliyet gösteremedi. Araştırmalarına ancak 1845’te her tarafta başlayabildi. 1855’ten daha sonra Faraday’ın zihinsel gücü azalmaya başladı. ara sıra denek incelemeler yaptığı oluyordu. Kraliçe Victoria bilime büyük katkılarını göz önüne alarak Faraday’a Hampton Court’ta bir konut bağışladı.

Kendi çocuğu olmayan Faraday çocuklara çok düşkündü ve yeğenlerini laboratuvarına götürerek onlara heyecan verici deneyler gösterirdi. Gençler için, Londra Kraliyet Enstitüsü’nde günümüzde de sürdürülen Noel dersle¬rini de Faraday başlatmıştır.

25 Ağustos 1867’de Londra Hampton Court’ta hayatını kaybetti.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı