Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek Biyografisi
Necip Fazıl Kısakürek, Türk Edebiyatı’nın Muhafazakarlar’ından, şair, öykü ve piyes yazarı, gazeteci, düşünür.
26 Mayıs 1905‘te dünyaya geldi. Çocukluğunu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının, istanbul Çemberlitaş‘taki konağında geçiren ve belirtilmiş bir secereyle, Alâüddevle devrinin Şeyhülislam Mevlâna Bektût‘a dayanan ve Dulkadiroğulları’na alt “Kısakürekler” soyunun mensubu olan Kısakürek, okuyup yazmayı hemen şimdi 5 – 6 yaşlarındayken dedesi, Mehmet Hilmi Efendi‘den öğrendi ve 1916 senesine değin, Büyükdere‘de Emin Efendi isimli, sarıklı bir hocanın işlettiği semt mektebinden başlayarak dağıtılmış okullara devam etti.
İlk ve orta öğrenimini, Fransız Papaz ve Kumkapı‘daki Amerikan Koleji’nde tamamlamasının ardındaki, Serasker Rıza Paşa Yalısı’ndaki, Askeri Deniz Lisesi‘nde eğitimini tamamladı.
Şiir yazmaya, on yedi yaşındayken, annesinin arzusuyla başlayan ve ilk şiirleri, 1922 senesinde, Ziya Gökalp‘in kurduğu ve Yakup Kadri ve arkadaşlarının çıkardığı, Yeni Mecmua‘da, yayınlanan Kısakürek, Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle adını duyurdu.
Lisedeki hocaları arasında, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi, İbrahim Aşkı gibi dönemin meşhur isimleri bulunan, Kısakürek, 1924’te, İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdikten sonra 20 yaşında, Maarif Vekaleti‘nin Avrupa’ya okumaya gönderilecek, ilk talebe grubu için açtığı sınavda gösterği başarıyla gönderilmeye yargı kazandığı Fransa‘da, Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi.
1925’te basılan birincil kitabı Örümcek Ağı ve 1928’de yayınlanan Kaldırımlar gibi eserleriyle, kendini fazla genç yaşta, modern şairlerin önüne çıkararak, edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.
Paris‘te geçirdiği dönemin ardından, Osmanlı Bankası‘nın Ceyhan, İstanbul ve Giresun şubelerinde çalıştı.
5 Ağustos 1929’da Ankara‘ya dışarı giden ve 9 sene her tarafında, İş Bankası’nda müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalışan Kısakürek, döndükten sonra, 1939 – 1943 seneleri aralarında, bir Fransız okulu, Robert Kolej, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi gibi okullarda hoca olarak tayin aldı.
Şiirleri Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarında okutulan Kısakürek’in, askerliği bittikten sonra Ankara’ya dönmesinin arkasından, 1932 senesinde, hemen şimdi otuz yaşına basmamışken yayımlanan ve kendisini şöhrete taşıyan, üçüncü şiir kitabı, Ben ve Ötesi, başarısının devamının geleceğinin sinyallerini vermekteydi.
Şan basamaklarını hızla tırmanırken, felsefi arayışlarını sürdüren Kısakürek için, 1934 yılı bir dönüm noktası niteliğini taşıdı. Bohem hayatını en yoğun yaşadığı dönemde, Kısakürek’in, Beyoğlu Ağa Camii‘nde vaiz olan, Abdülhakim Arvasi ile tanışması, yaklaşık olarak bütün tiyatro eserlerinde karşımıza meydana çıkan, üstün bir etik felsefesinin savunulduğu dönemin temelini oluşturdu.
Büyük ilgi gören, Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri aralarında, Bir Adam Yaratmak, Türk tiyatrosunun hatırı sayılır oyunlarındandır.
Necip Fazıl’ın şairliği ve oyun yazarlığı dek, çıka dergilerde meydana çıkan yazılarla sürdürdüğü uğraş de yazarı Türk Edebiyatı’nın kayda değer isimleri arasına sokmuştur.
1936’da yayımlanmaya başlanan 17 sayılık, haftalık Ağaç Dergisi, dönemin meşhur edebiyatçılarının birleştiği bir okul haline geldi.
Büyük Doğu Dergisi‘nde meydana çıkan yazılarıyla, İsmet Paşa ve tek parti döneminde, Cumhuriyet Millet Partisi’nin yönetimine aleyhinde sürdürdüğü muhalefet sonucunda, hakkında açılan fazla sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istenen Kısakürek, 163. maddeye aykırı bulunan yazıları ve ara sıra farklı alanlara yönlendirilmiş gerekçelerle, birkaç yılda bir hapis cezası almasının peşinde yayımladığı, Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anılarına yer verdi.
sıkça kapatılan ve toplatılan Büyük Doğu’nun çıkmadığı dönemlerde, jurnal fıkra ve çeşitli yazıları Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Ulusal Gazete, Hergün ve Çevirmen Gazeteleri’nde yayımlanan ve Büyük Doğu’da meydana çıkan yazılarında Adıdeğmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi imzalar altında yazılaryazan Kısakürek’in, 1962 yılından itibaren, Anadolu’nun farklı alanlara yönlendirilmiş şehirlerinde verdiği konferanslar da uyarı çekti ve büyük ilgi gördü.
1980‘de, Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü’nü ve Türk Edebiyatı Vakfı göre bahşedilen beratla Sultan-üş Şuara ünvanını kazanan Kısakürek, 1981’de İman ve İslam Atlası adlı eseriyle hafıza dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı‘nın sahibi olurken, 1982’de de, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından verilen, Üstün Hizmet Ödülü‘nü kazandı.
25 Mayıs 1983 tarihinde, İstanbul’da hayata veda eden Necip Fazıl Kısakürek, Eyüp’te toprağa verildi.