Paolo Veronese
Paolo Veronese Biyografisi
Paolo Veronese, , geç Rönesans döneminde maniyerizm stilinde çalışmış ve canlı renklerle betimlediği kinayeli, dinsel ve tarihsel konulu büyük boyutlu resimleriyle belli Venedikli ressamdır.
Paolo Veronese, 1528 yılında Verona, İtalya’da Caterina, Piero di Gabriele çiftinin 10 çocuğundan beşincisi olarak doğmuştur. Esas adı Paolo Caliari’dir. Babası Piero di Gabrielle kendi babasının sanatı olan anıtsal taş yontmacılığı yapmakta ve mimar olarak çalışmakta idi. Çıraklık-kalfalık eğitimi veren bir taş yontma atölyesi vardı. Çok minik yaşlarda babasının taş yontma ocağında çalışmaya başlayan Paolo Veronese, burada insan anatomisi ve heykel yapımını öğrendi. Bu yeteneklerini fark eden babası, onu usta amcası Antonio Badille’nin yanında çırak olarak verdi. Burada öteki ressamlarla birlikte gayet derin ve etkin bir eğitim gördü. Bu eğitimi esnasında perspektif ve mimari tekniklerini ilerletti. Verona’da doğduğu için Veronalı anlamına gelen “Veronese” adı ile tanındı.
Paolo Veronese, daha 20 yaşına gelmeden, bulunduğu bölgede tanınan bir usta oldu, evlerin ön cephesini ve kiliselerdeki duvarları süslemesi için teklifler almaya başladı. Hazırladığı sunak resimleri aralarında 1548’den önce Bevilacqua-Lazise ailesini Şapeli için hazırladığı sunak tablosunun Veronese’nin birincil resim şaheseri olarak sanat kritikleri kadar kabul edilmektedir. İlk büyük siparişini 1553 senesinde Veronese Venedik Cumhuriyeti Devleti’nden aldı. 1547’de çıkmış olan yangın sırasında zarar gören Palazzo Ducale (Dükalık Sarayı)nın buluşma binasının tavanını süsleme işini yaptıktan sonradan ünü artmaya devam etti. Bu iş için Verona’dan Venedik’e evini ve atölyesini taşıdı. Bu konak günümüzde de Venedik’de bulunmaktadır.
Bu tavan süslemeleri günümüzde bu sarayda bulunmaktadır. Ama hazırladığı tavan tablo panellerinden birisi, (“Onlar Konseyi Görüşme Salonu”‘nda yer alan Jupiter’in ahlaksızlıklara yıldırımlar fırlatması) , 1787’de Venedik’i işgal edip Venedik Cumhuriyeti’ni ilgal eden Fransa Napolyon Bonapart ordusu tarafından ganimet olarak Fransa‘ya götürülmüştür ve günümüzde Paris‘de Louvre Müzesi‘nde sergilenmektedir.
Paolo Veronese, bu siparişi tamamladıktan daha sonra 1556-1557’de Venedik’teki “San Sabastiano Kilisesi” için Persler Kraliçesi “”Ester’in Tarihi” adlı tavan tablosu siparişi alıp bunu tamamladı. 1557’de “Biblioteca Marciana (Marciana Kütüphanesi)” için tavan tabloları siparişini tamamladı. Bu eser, o dönemde en meşhur sanatkarlar olan Titian ve Jacobo Sansovino‘nun da hakem olarak bulunduğu fotoğraf değerleme komisyonu tarafından bir mükafat ile ödüllendirildi. Bu son iki sipariş ile Veronese, o dönemde Venedik’te çalışan ressamların aralarında en büyük artist ressam olduğunu da ispatlamış oldu.
1550’li yılların sonlarına dürüst Veronese San Sabestiano Kilisesi’de hazırlamakta olduğu tavan fresk tablolarının yapılmasına bir ara vermiştir. Bu süre aralığında, Venedik anakarasında bulunan Maser şehrinde meşhur Venedikli mimar Andrea Palladio kadar tasarlanıp yapı edilmiş ve yeni bitirilmiş bir villa olan Villa Barbaro’nun duvarlarını ve tavanını tablolarla süslenmesi için bir sipariş almıştır. Veronese tarafından yapılan fresk stili duvar resimleri Barbaro ailesinin fertlerinin portrelerini de ihtiva etmektedir.
Veronese’nin şaheseri denilen “Kana’da düğün” (Le Nozze di Cana) tablosunu ise, 1562 yılında Venedik’te San Maggiore adasından bulunan Benediktin Tarikatına ait Panquesten manastırının yemekhanesinin duvarı için hazırladı. Verilen siparişe göre bu eserin konusu Hz. İsa’nın, davetli olarak çağrıldığı bir düğünde gerçekleştirdiği birincil peygamberlik mucizesi olarak kabul edilen suyu şaraba dönüştürmesi olacaktı.
Paolo Veronese’nin 1562 yılında başlayıp 1563 yılında bitirdiği “Kana’da düğün” tablosu
6.6m X 9.9m ölçülerinde, yaklaşık 66 metrekarelik bir devasa alanı kaplayan Kana’da Nikah, Louvre Müzesi’nin en büyük tablosudur. Müzenin en popüler eseri olan Mona Lisa’nın bütün aleyhinde yer almakta ve ona sadece büyüklüğü ile değil aynı zamanda sanatsal görkemi ile de meydan okumaktadır.
Paolo Veronese’nin tarihe ait resimleri, cömertlik ve hareket bakımından dünyada özgün sayılır. Bu eserlerinden biri olan “Cana’daki Nikah” dünyanın en büyük tablosudur. Diğer eserleri arasında “Simon Evinde Son Akşam Yemeği / Levi’nin Evinde Yemek“, “Musa’nın Bulunuşu” ve “Venüs ve Mars” ile ünlüdür.
1573 yılında Santi Giovanni e Paolo Kilisesi’nin ısmarladığı “Simon Evinde Son Akşam Yemeği / Levi’nin Evinde Yemek“ adlı tablosunu yaptı. İtalyan sanatçı Paolo Veronese, Simon Evinde Son Akşam Yemeği isimli eseri yüzünden 1573 yılında kendini Venedik Engizisyon Mahkemesi önünde buldu. Aslında Veronese’nin yaptığı, İsa ve havarilerinin son akşam yemeği resmiydi ve kendisi daha önce bu cins resimler yapmıştı. Hatta ‘son akşam yemeği’ resimleri yapmak, tıpkı Meryem ve İsa ya da İsa’nın çarmıha gerilmesi veya çarmıhtan indirilmesi gibi resimleri yerine getirmek kadar adi ve neredeyse o sıralar her Rönesans ressamının ürettiği eserlerdi. Veronese’nin bu cins bir resim yüzünden Engizisyon mahkemesi ile yüzleşiyor olması olağanüstü bir durumdu.
İşin aslı, Veronese de niçin orada olduğunu bilmiyordu. Sonuç Olarak o tarihte 45 yaşındaydı ve o zamana dek yaptığı resimlerden dolayı bir bezginlik çekmemişti. Fakat duruşma Veronese’ye resimde “palyaçoların, sarhoş Almanların, cücelerin ve öteki aynı saçmalıkların” niçin yer aldığını soruyordu, bunların Katolik kilisesini rencide ettiğini ve İsa’nın yanında yerleri olmadığını söylüyordu. Veronese kendisini ayrı şekillerde savunmayı denedi. Önce Simon’un ne dek eli açık bir ev sahibi olduğuna dikkat çekmeye çalıştı ve bütün o insanların sahiden evin dışında olması gerektiğini lakin Simon’un yüceliği sayesinde evin içine alındıklarını söyledi. O tutmayınca ressamların şairler ve deliler gibi yaratıcılıklarını kullandıkları için bu cins şeyler çizebileceklerini anlattı. O da olmayınca son çareyi üstatlarını takip ettiğini söylemekte ve Michelangelo Buonarroti’nin herkesi çıplak çizdiğini anlatmakta buldu. Lakin mahkeme Veronese’nin hiçbir söylediğini kaile almadan kararına vardı ve resimde kiliseyi rencide eden unsurlardan kurtulması için ona 3 ay verdi. Veronese ise mahkemenin bu kararına karşılık resmi değiştirmedi, lakin resmin adını değiştirdi; Levi Evinde Davet.
Resmin başlığını Levi Evinde Eğlence olarak başkalaşmak, Veronese’yi Engizisyon mahkemesinin şiddetinden iki sebepten nedeniyle kurtardı. Ilk Olarak, İncil’de İsa’nın Levi’nin evinde yemek yemek yediğini anlatan kısım, İsa’yı günahkârlarla ve hastalarla beraber tasvir ediyor. İsa orada yemek yiyor fakat, günahkârlara ve hastalara yardım edebilsin. Kilise, tabii ancak, Almanları, cüceleri, siyahları ve saçmalık olarak gördüğü diğer insanları hasta ve günahkâr olarak sınıflandırmış olmanın verdiği keyif ile Veronese’nin peşini bırakıyor. Ama yeni başlığın Katolik kilisesinin işine gelmesinin ikinci bir sebebi ise, Levi’nin sahiden bir Yahudi evi olması ve o sıralar bilhassa yaygın olan antisemitizm içinde bir Yahudi evinin bu şekilde anlatılmasının zamanın ruhuna böylece yerinde düşmüş olmasıydı.
Başka bir değişle, Veronese resmin içeriğini mahkemenin istediği gibi değiştirmek yerine, basit bir çerçeve değişikliği ile resimdeki nesneleri toplumsal ve siyasi olarak belli kalıpların içine dahil etti.
Paolo Veronese, 19 Nisan 1588 tarihinde Venedik, İtalya’da 60 yaşında ölmüştür. Ölümünden daha sonra oğulları onun eskiz ve çizimlerinden yararlanarak çalışmalarını sürdürdüler.
Paolo Veronese kadar yapılan “Kana’da nikah” tablosu:
6.6m X 9.9m ölçülerinde, yaklaşık 66 metrekarelik bir heybetli alanı kaplayan Kana’da Nikah, Louvre Müzesi’nin en büyük tablosudur.
Bu eser 1563’te işlenmiş ve 235 yıl manastır yemekhanesinin duvarında kalmıştır. 1797 yılında Napolyon Bonapart tarafından savaş ganimeti olarak alınıp Paris’e götürüldü. Günümüzde Paris’teki Louvre Müzesi‘nde Leonardo da Vinci‘nin en popüler eseri olan Mona Lisa’nın tam karşısında yer almakta ve ona sadece büyüklüğü ile yok bununla beraber sanatsal görkemi ile de meydan okumaktadır. Popülist gösterme açısının dışına çıkıp da gözlerini Mona Lisa’dan ayıran her ziyaretçiyi hemen cezbeder.
Tablo içinde (6sı müzisyen gerisi misafir) 138 kişi.; 5 köpek, 1 kedi ve 1 papağan resimlerini ihtiva etmektedir.
Bahşedilen siparişe göre bu eserin konusu İsa’nın, konuk olarak çağrıldığı bir düğünde gerçekleştirdiği birincil peygamberlik mucizesi olarak kabul edilen suyu şaraba dönüştürmesi olacaktı. Veronese’nin diğer gösteri konulu tabloları gibi hazırladığı büyük tabloda. siparise rağmen, bu olayı kendi vaktinde, bir Venedik sarayının bahçesinde, devrin Venediklilerin olağan olarak yaptıkları yemekli ve öteki eğlenceli gayet büyük ziyafetlerinden biri olarak göstermektedir.
Veronese’nin eseri konusunu İncil’de geçen Hz. İsa’nın ilk mucizesini gerçekleştirmesi olayından alır. İsa, Meryem ve Havariler Cana’da bir düğün için misafir olarak çağrılırlar. Anma sırasında şarabın bitmesi üzerine İsa hizmetçilere şarap küplerini su ile doldurmalarını ve geri çekilmelerini söyler. Şölenin yöneticisi gelip de küpten doldurulan sıvıyı tadar ve arkasından damadı çağırır. Damada “Cümbür Cemaat önce iyi şarabı, çok içildikten sonra da kötüsünü sunar; lakin sen en iyisini sona saklamışsın” der. İsa bu şekilde suyu şaraba çevirerek birincil mucizesini gerçekleştirmiş olur.
Resmin hemen sağ ön tarafında yer alan şarap küpleri olayda bulunan küplerdir. Ayaktaki figür içtiğini şarabın güzelliği karşı hayran eden şölen yöneticisidir. Resimde geniş bir masa çevresinde yığılmış birçok ayrı figür görünmektedir. Süslü ve abartılı giysilere bürünmüş bu kalabalığın içinde basit ve sade giysileri ile kalabalığın bütün şaşaasına ciddi bir karşıtlık yaratıcı İsa ve Meryem masanın ortasında yer almaktadırlar.
Ancak düğünün en önemli misafirleri ve gelin ile güvey masanın sol kanadının başında oturmuşlardır. Onların anında yanına çoğu meşhur tarihi figür bulunur. Bunlardan bazıları Avusturya Kraliçesi Eleanor, Fransa Kralı I. Francis, İngiltere Kraliçesi I. Mary (Mary Tudor), Kanuni Sultan Süleyman, İmparator V. Charles (Şarlken) gibi birçok ünlü hükümdardır. Veronese bütün bu mükemmel figürleri benzer masada İsa ve Meryem ile oturtmuş olsa da masanın bütün ortasına ikisini yerleştirerek resmin ana amacının bu dini figürleri vurgulamak olduğunu göstermiştir.
Masanın orta kısmının hemencecik önünde bulunan müzisyenler Veronese’nin döneminden ünlü İtalyan ressamlardır. Soldan sağa Veronese, Jacopo Bassano, Tintoretto ve Titian yer almaktadır. Müzisyenlerin ortasındaki masada bulunan kum saati İsa’nın aynı hikayede Meryem’e söylediği “Benim saatim demin gelmedi” sözlerine bir gönderme olabilir. bununla birlikte dünyasal bir şımartma olan müziğe zıtlık yaratacak şekilde zamanın tükendiğini gösterip uhrevi yaşama göze çarpan ettiği düşünülebilir.
Şölenin hazırlıkları için koşuşturan çoğu öbür figür resmin her noktasında görülebilir. Bunlardan en işaret olanlar İsa’nın hizasında yukarıdaki balkonda şölen için et hazırlayan ekiptir. Burada betimlenen etin parçalanması (kurban edilmesi) İsa’nın kendini insanlık için kurban etmiş olmasına yapılan bir göndermedir. Hristiyanlık inanışına kadar İsa, Adem ve Havva’nın işlediği İlk Günah’ın bedelini kendi bedenini halk müziği için feda ederek (çarmıha gerilip öldürülerek) ödemiş ve insanlığı bu günahtan arındırmıştır.
Resmin geri planında yer alan Alışılmış mimari ögeleri ve karakterlerin giysileri, görünümleri tamamen Veronese’nin yaşadığı dönemde Venedik’te geçerli olan mimari ve moda tarzını yansıtmaktadır. İsa’nın yaşadığı dönem ve coğrafya ile ilgili herhangi bir nitelik göremeyiz. Ressamın kendi döneminin tarzını yansıtmış olması Rönesans döneminin sanat anlayışı ile uyumludur
Ihtişamlı tablo Veronese’nin bambaşka renkleri son derece ahenkli şekilde kullanması ve birbirinden ayrı birçok figürü uyumlu bir kompozisyona yerleştirmesi ile tiyatro sahnesi gibi bir şölen betimler ve bununla birlikte seyirciye de ihtişamlı bir görsel şölen sunar.