ŞS

Said Nursi

Said Nursi Biyografisi

15 yaşında bir medrese öğrencisi iken hocası göre verilen Bedî-üz-Zamân (zamanın güzelliği) lakabı ismiyle birlikte anılır.

Said Nursi, 1878 yılında Bitlis vilayetine emrindeki Hizan ilçesi Nurs köyünde yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak doğmuştur. Babasının adı Mirza, annesinin adı ise Nuriye’dir. 15 yaşında bir medrese öğrencisi iken hocası kadar verilen Bedîüzzamân (zamanın eşsizi) lakabı ismiyle birlikte anılır.

Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Keebebiyle, önceleri “Molla Said-i Meşhur” diye tanındı. sonra “Zamanın eşsizi” anlamında “Bediüzzaman” unvanıyla şöhret buldu. Talebelik yıllarında temel İslamî ilimlerle ilgili doksan kitabı ezberledi. Şirvan, Siirt, Bitlis, Doğubayazıd ve Tillo’dan sonradan 1894’te Mardin’e geçti. Oradan da Bitlis’e gitti, sonrada Van’da 12 yıl kaldı. Van’da kaldığı sürede eğitim metodunu adamakıllı kendisinin hazırladığı bir medrese kurdu. hedefi, aynı metodun uygulanacağı bir üniversiteyi Doğu Anadolu’da kurmaktı. Bu üniversitede din ilimleri ile fen ilimleri birlikte öğretilecek, etnik diller de bağımsızlık tutulacaktı. Bu üniversiteye, Kahire’deki Ezher Üniversitesi’nden hareketle “Medresetü’z-Zehra” ismini verdi.

1900’lü yılların başında 1907 yılında doğuda Medresetü-z Zehra adında bir İslam üniversitesi düzenlemek fikriyle istanbul’a geldi ve hayatı boyunca bu fikrini yapmak için çaba gösterdi. 13 Nisan 1909 tarihinde tarihe “31 Mart Vakası” olarak geçen isyanda isyancıları yatıştırmaya çalışmış, isyan bastırıldıktan sonra Said Nursi de olaya karıştığı iddiası ile tutuklanmış lakin mahkemesi görüldükten sonra temize çıkma etmiştir.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında 1914 yılında Doğu cephesinde gönüllü milis alayı komutanı olarak hizmet etti. Savaş sırasında Mart 1916’da Bitlis‘te yaralanıp iki buçuk yıl Rusya‘da tutsak kaldı. 1917‘deki Bolşevik İhtilali esnasındaki kargaşadan yararlanıp esaretten kurtuldu. Leningrat‘tan Almanya‘ya, oradan da Petersburg üzerinden Varşova‘ya kazanç. Viyana‘yı da gördükten daha sonra, Sofya üzerinden trenle 1918 Haziranında istanbul’a ulaşır. Dönüşte, Genelkurmay’ın kontenjanından Osmanlı’nın en üst düzey dinî danışma merkezi olan ve Mehmet Akif Ersoy‘un sekreterliğini yaptığı “Darü’l-Hikmeti’l-İslamiye“de 4 yıl devir yaptı. İngilizlerin İstanbul’u işgali yıllarında onların karşı Hutuvat-ı Sitte adıyla bir risale neşretti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Semiha Şahin

1925 yılında van’da eğitim faaliyetlerinde bulunurken, o sırada meydana gelen Şeyh Said hareketi sebebiyle, bu harekete aleyhinde çıktığı halde, önlem olarak 1926 yılında önce Burdur‘a, ardındaki 25 Ocak 1927’da Isparta ve Isparta ili, Eğirdir ilçesine tabi, Eğirdir’in 25 km kuzeybatısında Barla‘ya gönderildi. Burada sekiz sene kaldı. “Risale-i Nur” isimli Kur’an tefsirinin birçok bölümlerini burada yazdı. Eserleri ve fikirleri sebebiyle 1935 senesinde Eskişehir Mahkemesine sevk edildi.

1936 yılında sürgüne gönderildiği Kastamonu‘da eserlerini yazmaya devam etti. 1943‘te Denizli Mahkemesi’ne, 1948‘de Afyon Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkemeler beraatla neticelendi.

1950 yılında fazla partili hayata geçildiğinde dini hak ve hürriyetler genişledi. Bediüzzaman, bu dönemde eserlerini matbaalarda bastırdı.

Said Nursi, 23 Mart 1960 tarihinde 82 yaşında Şanlıurfa’da öldü. Naaşı Halilürrahman Dergâhı‘nda kendisine ayrılan yere defnedildi. Ama iki ay daha sonra 27 Mayıs 1960’da bir askerî darbe oldu. Millî Birlik Komitesi hükümeti Bediüzzaman’ın kabrinin nakledilmesine karar verdi. 12 Temmuz 1960 günü mezarı Urfa’daki yerinden alınarak Isparta’ya götürülerek kent mezarlığına gizlice defnedilmiştir.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı