Sinead O’connor
Sinead O’connor Biyografisi
İrlandalı müzisyen, şarkıcı. Gerçek adı Sinéad Marie Bernadette O’Connor‘dır. ‘Nothing Compares 2 U‘ isimli single’ıyla bütün dünyada tanınan müzisyen, kuvvetli yorumuyla müzik tarihinin en başarılı bayan vokallerinden biri oldu. Protest ve aykırı tavrı yüzünden adı skandallarla da anılan O’connor, çoğu kez gözü kara açıklamalarıyla medyanın alaka odağı olmuştur.
8 Aralık 1966 tarihinde Dublin, İrlanda‘da dünyaya geldi. İngiltere‘ye karşı verdiği özgürlük mücadelesi ile bilinen İrlanda Cumhurbaşkanı’nın karısının ismi verilen küçük Sinead, beş kardeşin ortancasıydı. İnşaat mühendisi olarak çalışan babası John sonra avukat oldu. Genç yaşta evlenen anne ve babasının kavgaları hiç bitmiyordu ve sonunda çift Sinead 8 yaşına geldiğinde boşanma kararı aldı. Ailenin dağılmasının peşinde Sinead 3 kardeşiyle birlikte annesiyle birlikte yaşamaya başladı. Fakat Marie çocuklarını fazla fazla dövüyordu. Bunun üstüne John, çocuklarını koruma altına aldırdı. İrlanda2daki koyu Katolik kültüre göre boşanma hatalı ve yasaktı. böylece John, İrlanda’daki Boşanma Eylem Gücü’nün sözcüsü olarak, boşanmanın yasallaşması için büyük mücadele verdi. Bunun için radyolarda karısı ile özel yaşamını tartışmaktan bile çekinmedi.
Tarih 1979‘u göste terk ederek babası ile yaşamaya başlamıştı. Eğitimi konusunda istikrar gösteremeyen şarkıcı, okula devamsızlık yapıyordu ve sonunda ayrıntılarıyla öğrenim hayatını noktaladı. Ardından eğitim konusunda oldukça disiplinli olduğu bilinen Grianan Eğitim Merkezi‘ne devam etti. Burada aldığı bir fazla ders ileride sanat yaşamını derinden etkileyecekti. Okulda Barbra Streisand‘ın ‘Evergreen’ adlı parçasını seslendirdiğinde yeteneğiyle herkesin dikkatlerini üstüne çekmişti. Arkasından In Tua Nua adlı grupla beraber ‘Take My Hand’adlı parçayı hazırladı.
1983 yılına gelindiğinde John O’connor kızını azıcık daha bağımsızlık bir atmosferi olan Newtown Okulu‘na yazdırdı. Sinead, burada müzikal performasını manzara fırsatı buldu ve bir hocasının desteğiyle sonradan biri birincil albümünde de yer alacak olan 4 şarkı demosu yaptı. 1984‘teyse Hot Press adlı müzik dergisi bir uçtan bir uca Columb Farrelly ile tanışma fırsatı bulan O’connor, Ton Ton Macoute adlı ilk grubunu kurdu. Grubuyla birlikte Dublin ve çevresindeki klüplerde sahne almaya başlayan müzisyen, kuvvetli sesiyle kısa sürede bir hayran kitlesi kazandı. Bir sene daha sonra yani 1985 senesinde annesi bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Oldukça sarsılan Sinead, grubundan ayrılarak bir zaman kendini toparlamaya çalıştı. Londra‘ya gittiği bu dönemde U2‘yu müzik dünyasına kazandıran menajerlerden biri olan Fachtna O’Ceallaigh, Sinead’ın Ton Ton Macoute ile yapmış olduğu performansı duymuş ve epeyce beğenmişti. Bunun üstüne bir zaman daha sonra Ensign Records ile bir anlaşma imzalayarak profesyonel müzik kariyerine start verdi. 1986‘da U2’dan The Edge ile ‘Captive‘ adlı filmin soundtracki için ‘Heroine‘ adlı parçayı hazırladı. Oysa Fachtna O’Ceallaigh, müzikal ve politik tavrından dolayı U2’yla sorunlar yaşıyordu ve bu Sinead’ı da etkiledi. İkili bir vakit sonra U2’yla bağlarını en ince ayrıntısına kadar kopardı. Bunun üzerine prodüktör Mick Glossop ile çalışmaya başladı ve ilk albümünün çalışmaları start aldı. Oysa John Reynolds‘la olan evliliğinden hamile kalmıştı ve bu koşul albüm kayıtlarını etkiledi. Glossop ile de gerginlikler yaşayan O’connor, sonunda O’Ceallaigh’in desteğiyle birincil stüdyo albümünü tamamlayabildi ve ‘The Lion And The Cobra‘ 1987 yılında müzik marketlerdeki yerini aldı. Albümü için eşi John Reynolds ve Marco Pirroni gibi kayda değer müzisyenlerle birlikte çalışan O’connor, tekrar İrlandalı bir müzisyen olan Enya‘ya da konuk müzisyen olarak yer vermişti. The Lion And The Cobra’ İngiltere listelerinde 27 numaraya yerleşti ve albümden meydana çıkan ‘Mandinka‘ isimli şarkı büyük ilgi gördü. Ayrıca bu albümdeki başarısıyla ‘En İyi Bayan Rock Vokal Performansı’ dalında Grammy adayı oldu.
Bu başarılı başlangıç ikinci albümü için manâlı bir motivasyon oldu ve Sinead, prodüktör Nellee Hooper‘la birlikte hazırlıklara başladı. 1990 yılında ‘I Do Anekdot Want What I Haven’t Got’ı hayranlarıyla buluşturan müzisyen, sesini tüm dünyaya duyurmayı başaracaktı. Zira Prince‘in sözlerini yazdığı ‘Nothing Compares 2 U’ isimli şarkı Sinead O’connor’ı oldukça popüler yaptı. Bu çalışmasıyla İngiltere, Amerika ve birçok ülkenin listelerinde zirveye yerleşen O’connor, ‘En İyi Hanımefendi Pop Vokal Performansı’ dalında Grammy ödülünün sahibi oldu. Ancak müzisyen, adaylıkların doğallıktan uzak olduğu gerekçesiyle ödülü almayarak Grammy’leri boykot etti.
Protest tavrı ve emparyalizme olan düşmanlığıyla belli sanatçı bunun bedensel bir örneğini 1990 yılındaki New Jersey konserinde verdi. Konserden önce Amerikan Milli Marşı’nın çalınacağını duyunca organizatörlere sahneye çıkmayacağını söyleyen Sinead’in bu isteği kabul edildi ve marş çalınmadı. Olayın duyulmasının peşinde Sinead, Amerika’daki milbir fazla radyo istasyonu Sinead’in parçalarını çalmayı durdurdu. Bu olayın hemencecik arkasında benzer yerde konser veren Frank Sinatra da müzisyeni ima ederek seyircilerine ‘Kıçına tekmeyi basın’ diye seslendi.
Skandalların sonu gelmeyeceğe benziyordu. Zira O’connor, bu olaydan 2 sene sonra 1992‘de katıldığı ve Tim Robbins‘ın sunduğu bir talk show’da Katolik Kilisesi içerisindeki cinsel tacize sessiz kalması sebebi ile Papa 2. Jean Paul‘un resmini milyonlarca TV izleyicisinin gözünün önünde yırttı. ‘Hakiki düşmanlarla savaşın’ biçiminde bir açıklama da yapan müzisyene tepki koskocoman oldu. Olay tüm dünyada büyük yankı uyandırdı ve Sinead Amerikan milliyetçilerinden sonradan muhafazakarların da nefretini kazandı. Ama müzisyen 1997 yılında İtalyan haftalık dergisi Vita ile yaptığı röportajda hareketinin hiddet sonucu olduğunu belirterek Papa’dan affetme diledi.
İlk eşi John Reynolds’tan boşandıktan daha sonra İsveç Kraliçesi ile akraba olan gazeteci Nicholas Sommerlad‘la hayatını birleştiren müzisyenin bu evliliği de uzun ömürlü olmadı ve 2003 yılında Sommerlad’dan ayrıldı.
Elton John ve Bernie Taupin‘e ithaf edilen ‘Two Rooms: Celebrating The Songs of Elton John & Bernie Taupin’ isimli albümde ‘Sacrifice’ı her yerde yorumlayan ressam üçüncü stüdyo albümü için prodüktör Phil Ramone ile birlikte çalıştı ve kendisine ilham veren caz şarkılarını tekrar yorumladığı ‘Am I Anekdot Your Girl?’, 1992‘de hayranlarıyla buluştu. İlk iki albüm değin başarılı olamasa da ‘Am I Anekdot Your Girl?’İngiltere listelerinde 6 numaraya yerleşti. Aynı yıl Peter Gabriel‘in ‘Us2 adlı albümünde yer alan 2Come Talk To Me’ ve ‘Blood of Eden’ parçalarda Gabriel’le düet yapan O’connor, hem ‘In The Name Of The Father‘ filminin soundtrack’i için U2’dan Bağ ile’You Made Me The Thief Of Your Heart’adlı parçayı hazırladı.
1994‘te “Fire On Babylon”adlı albümü yayınladı ama hayranları dışarıya böylece bir alaka görmeyen albüm yüzünden O’connor hayal kırıklığı yaşadı. 1995 yılında çıkacağı konserleri hamileliği sebebiyle iptal eden sanatçı, tüm dünyayı şaşırtmaya devam etti. Zira 2000 yılında lezbiyen olduğunu açıkladı ve daha sonra şaşırtıcı bir biçimde bu açıklamasını geri aldı.
2002‘de yaptığı Sean-Nós Nua albümünde İrlanda insanlar şarkılarından yola çıkarak değişik İrlanda diyaleklerinde şarkılar söyleyen Sinead bu albümle başarılı olamayınca müziği bıraktığını açıkladı. Oysa bu erken emeklilik kısa sürdü ve O’connor, Jamaica‘da kaldığı zaman boyunca oldukça etkilendiği görülen reggae soundlarına sahip Throw Down Your Arms albümüyle 2005‘te müziğe geri döndü. Müzik otoriteleri tarafından en iyi albümlerinden biri olarak nitelendirilen bu albümle Sinead, Rastafarian kültürünün yeni yaşam şekli olduğunu açıkladı.
18 Haziran 2007 tarihinde 8. stüdyo albümü ‘Theology’yi hayranlarıyla buluşturan müzisyen, ‘I Don’t Know How To Love Him’ isimli ilk single’la hatrı sayılır bir galibiyet elde etti. O’connor albümün tanıtımı için çıktığı turne dahilinde 14 Temmuz 2007 günü Türkiye‘de de bir konser verdi.