Tanburi Cemil Bey
Tanburi Cemil Bey Biyografisi
Tanburi Cemil Bey, kimsesiz halka açık konser veren ilk Türk Mûsıkîsi sanatkârıdır.
Tanburi Cemil Bey, 9 Mayıs 1871 tarihinde İstanbul’un Mollagüranî semtinde 4 kardeşin en küçüğü olarak doğmuştur. Babasının adı Mehmed Tevfik, annesinin adı Zihniyâr’dır. Üç yaşındayken babasını kaybeden Cemil Bey, amcası Refik Bey’in himayesinde büyüdü. Eve gelen Fransızk Cemil Fransızca öğrenmeye başlar. Amcası Refik Bey’in ansızın ölümü ile Horhor’daki konak terkedilerek Bakırköy kaymakamı olan amcazadesi Mahmud Bey’in evine taşındı. sonradan Kartal kaymakamlığına tayin edilen amcası ile Kartal’a gitti. Amcası Suriye’de Humus’a tayin edildiğinde annesinin yanında döndü.
İlk müzik bilgilerini ortaokul sıralarında ağabeyi Ahmet Bey’den almıştır. Diğer yana Kemânî Aleksan Ağa’dan Hamparsum notası ve Batı notasını öğrendi. bununla birlikte yeni ve meçhul bir uslûpla tanbur çalmasını ilerletiyordu. Müzik aleti çalmaya karşı ilgisi on yaşlarında keman ve kanun ile başlayan Cemil Bey sonra başladığı ve ismi ile bütünleşen tanbur sazı ile fayda derecesine ulaşmıştır. Orta öğrenimini tamamladıktan sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne (Mülkiye’ye) kaydoldu. İki sene devam etmesine karşın yarıda bıraktı. Burada Mustafa Nezih Albayrak ve Tanburî Ali Efendi’nin oğlu Aziz Mahmud Bey’le sınıf arkadaşıydı.
aynı zamanda yaylı tanbur’un mucididir. Tanburi Cemil Bey, Hamparsum notasının bizim Mûsıkîmizin perdelerini daha iyi belirttiğini söyler ve onu seçim ederdi. Her iki notada da mucizevi bir melekesi vardı; yazı yazan gibi nota yazardı. Türkçe’yi hoş konuşurdu. Hem konuşacak ve tercüme yapacak dek Fransızca bilirdi. Batı kültürü hakkında da bilgisi vardı. Kalabalığı sevmezdi; sürekli acıklı bir insan olarak yaşadı.
Hariciye Nezareti’nde “Hariciye Umûr-i Şehbenderiye Kalemi”nde memuriyet hayatına atıldı. Uzun yıllar burada çalışmasına karşın bu memuriyeti benimseyememiş, hariciyeciliği bir meslek olarak kabul edememişti. 1908’de Meşrutiyetin ilânından sonra yapılan kadro kısıtlaması esnasında, Dr. Hamid Hüsnü Bey’in aracılığı ile Hariciye Umûr-i Şehbenderiye müdürü İsmail Hakkı Bey’i ikna ederek sekiz yüz elli altın lira tazminat aldı, kadro dışarıya kalarak görevinden ayrıldı.
Tanburi Cemil Bey, tanbur, yaylı tanbur, alışılmış kemençe, alto kemençe, viyolonsel ve lavta gibi sazları aynı ustalıkla çalmayı öğrendi. Müzik aleti çalmakta erişilmez bir mertebeye yükselmiş olan Cemil Bey bununla birlikte mükemmel bir bestekârdır. Bilhassa, taş plaklara yapmış olduğu taksim kayıtları makam, üslup ve konuşma açısından bir ders niteliği taşımaktadır. 1905 yılında ilk plak kaydını yaptı.
Tanburi Cemil Bey, tek başına halka açık konser veren birincil Türk Mûsıkîsi sanatkârıdır.
Tanburi Cemil Bey, annesinin ve yakınlarının ısrarlı ricası üzerine 1901 yılında, Defter-i Hakanî müdürlüğünden Nazif Bey’in kızı Şerife Saide Hanım’la evlendi. Müzisyen Mesut Cemil (d.1902) oğludur. Tanburi Cemil Bey, evlendikten sonradan Cağaloğlu Asalet sokağında yer alan yeni bir eve taşındı.
Tanburi Cemil Bey, 1908 yılında memurluktan ayrıldıktan daha sonra plak çalışmalarından elde ettiği gelirler ile geçindi ve Cağaloğlu’ndan Sineklibakkal mahallesine taşındı.
1914 yılında I. Dünya Savaşı başlayınca her Türk vatandaşı gibi askere çağrılmış ve muayeneler esnasında uzun süren bir soğuk algınlığı sayılan hastalığının “Akciğer Veremi” olduğu anlaşılmıştı. Bir sanatoryuma yatırılması teklif edildiyse de buna Cemil Bey razı olmadı. İsviçre‘ye gönderilmesi için yapılan tavsiyeyi de kabul etmedi.
Tanburi Cemil Bey, 28 Temmuz 1916 tarihinde İstanbul’da 45 yaşında tüberkülozdan ölmüştür.
Türk musıkisinin gelmiş geçmiş en büyük virtüözü olarak kabul edilen Tanburi Cemil Bey, kendisinden sonra gelen tüm müzisyenleri etkilemiş, tanbur, alışılmış kemençe, viyolonsel gibi farklı enstrümanlara olan hakimiyeti ve bilhassa tanbur ve herzamanki kemençe icrasına getirdiği yenilikleri ile fazla takipçisi olmuştur.
1916 yılında yaşamını yitiren Türk müziğinin en önemli bestecilerinden Tanburi Cemil Bey’in 1910 – 1914 arası icra etmiş olduğu tanbur, kemençe ve viyolonsel kayıtları ölümünün yüzüncü yılında plak olarak bir araya getirildi. Albümde Tanburi Cemil Bey’in en aşina eserlerinden olan ‘Çeçen Kızı, Ferahfeza Saz Semaisi ve Evç Taksim de yer almaktadır.
Bestelediği saz eserleri :
– Şedd-i Araban Peşrevi
– Ferahfeza Peşrevi
– Muhayyer Peşrevi
– Mahur Peşrevi
– Hicazkâr Peşrevi
– Kürdili Hicazkâr Peşrevi
– Isfahan Peşrevi
– Neva Peşrevi
– Bestenigâr Saz Semaisi
– Suz-i Dilârâ Saz Semaisi
– Ferahfeza Saz Semaisi
– Hüseynî Oyun Havası (Çeçen Kızı)
– Nihavend Sirto
– Nikriz Sirto