T

Thomas Hobbes

Thomas Hobbes Biyografisi

Thomas Hobbes, Britanya İmparatorluğu’nun dayandığı politik akıl sisteminin merkezindeki figürlerden biriydi. 1651 yılında yayımlanan ‘Leviathan’ adlı eseri, temel insan içgüdülerinin bencilce olduğu düşüncesini dile getiriyordu.

Thomas Hobbes, 5 Nisan 1588 tarihinde İngiltere’de şimdiki ismi Wiltshire olan Westport’da doğmuştur. Aynı ismi taşıyan babası Thomas, Charlton ve Westport’un papazıydı. Babası, kendi kilisesinin önünde diğer bir din adamıyla kavga etmesi sonrası Londra’ya tayini istenince, Thomas ve üç kardeşini ağabeyi Francis’e bırakarak Londra’ya gitti. Hobbes ilk olarak Westport kilisesinde, sonra Malmesbury School’da, ardından özel bir okulda eğitim aldı. İyi bir öğrenci olması nedeniyle bilindiği kadarıyla 1603 yılında Oxford Hertford College ile benzer olan Magdalen Hall’a gitti. Hobbes’un okul müdürü John Wilkinson Püriten mezhebindendi. Böylece Hobbes ondan büyük ölçüde etkilendi.

Thomas Hobbes yalnızca İngiltere yok, tüm dünya tarihinde büyük bir sıçramanın birincil adımını atan büyük bir düşünür ve siyasetçiydi. Yaşadığı dönemde büyük krizlerle ve iç savaşla boğuşan İngiltere’nin fena durumu, onu adeta tüm insanlık tarihini değiştirecek görüşler üretmeye itmişti. Takipçisi Spinoza’nın laik fikirlerine ilham kaynağı olan Hobbes, modern demokrasilerin ortaya çıkışında büyük rol oynamıştır.

Thomas Hobbes, üniversitede okuduğu süre baştan başa, kendine paralel bir öğrenim çizgisi oluşturdu; çünkü o, mektep eğitimine inanmıyordu. Eğitimini sürdürürken, Hardwick Baronu William Cavendish’in oğlu William’a ders vermeye başladı; William ve Hobbes iyi arkadaşlar haline geldiler ve birlikte 1610 yılında büyük bir geziye katıldılar. Hobbes, Oxford’da okudukları bilimsel felsefenin tam tersi olan çoğu Avrupa kaynaklı bilimsel ve eleştirel metodu William’a aktardı.

Ben Johnson ve Francis Bacon gibi düşünür ve yazarlara alaka duymasına rağmen, Hobbes 1629 yılına değin felsefe konularında böylece bir çaba göstermedi. İşvereni Devonshire Kontu Cavendish’in ölümünden daha sonra, dul eşi Hobbes’un meslek sözleşmesini feshetti. Kısa vakit sonra, Sir Gervase Clifton oğlu için bir öğretmen olarak kendisine meslek önerdi. Hobbes, 1631 yılına değin günlerinin çoğunu yine Cavendish ailesiyle birlikte geçirdi. Eski öğrencisi ve dostu William’ın oğluna hoca olarak atandı. Hobbes, öğretmenlik görevine başlamasından sonraki yedi yıl içinde, temel felsefi tartışmalar hakkında kendisinde büyük merak uyandıran alanlarda bilgisini geliştirmeye koyuldu.

1636 yılında Floransa’yı ziyaret etti ve sonra Marin Mersenne kadar Paris’te bir araya getirilen felsefe gruplarında düzenli tartışmalara katıldı. Hobbes, 1637 yılından itibaren kendisini bir filozof ve bilim adamı olarak görmeye başladı.

Thomas Hobbes başlangıçta fizikte hareket ve maddesel momentum öğretisiyle ilgileniyordu oysa fizik alanında zorunlu olan denek çalışmaları göz ardı etti. Kendi fikir sistemini fizik alanıyla harmanlama sürecine yöneldi. Thomas Hobbes, maddesel olguların hareket açısından evrensel olarak nasıl kavranabilir olabileceğini, en azından hareketi veya mekanik eylemi anladığını gösteren sistematik bir cisim doktrini hakkında, yeni bir alanda çalışmaya başlamıştı.

Daha sonraları kendini “doğa ve bitki örtüsü” krallığından dışlanmış “adam” gibi hissetti. Diğer bir tezinde, hangi kayıtlı ceset hareketlerinin, insanın bir diğer insanla kurduğu heyecan, bilgi, heves ve yakınlık gibi kendine özgü olguların üretilmesini tetiklediğini tasvir etti. Bir diğer tezinde, “erkekler”in topluma nasıl girdiğini açıkladı ve erkeklerin “acımasızlık ve sefalet”e düşmemesi için davranışlarının nasıl düzenlenmesi gerektiği konusundaki görüşlerini gündeme getirdi.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Turgut Reis

Thomas Hobbes, sonradan, ‘beden’, ‘insan’ ve ‘Devlet’in birbirinden ayrı olgularını bir araya getirmeyi denedi. 1637 yılında, felsefi planının sürükleyici bir şekilde yürümesine engel olan ve onu hayal kırıklığına uğratan İngiltere’ye döndü.

1640’da ‘Kısa Parlamento Dönemi’nin kapanmasının arkasında “Doğal ve Siyasal Hukukun Unsurları” adlı kısa bir makale yazdı. Lakin bu eser yayınlanmadı; bunun yerine sadece bir el yazması şeklinde arkadaşları aralarında dağıtıldı. Ama korsan bir versiyonu uzun yıllar sonra yayınlandı.

Kasım 1640’da, Uzun Parlamento Dönemi sırasında Thomas Hobbes, tezinin yayımlanmasının arkasından, siyasal alanda etki sahibi bir birey olduğunu da anladı. daha sonra Paris’e taşındı ve sonraki 11 yıl her tarafında geri dönmedi. Paris’te olan dostu Mersenne ile yeniden bir araya geldi.

Thomas Hobbes, “Descartes’ın İlk Felsefesi Üstüne Meditasyonlar” konulu bir tenkit yazdı. 1641’de bu egzersiz, Descartes’tan “Yanıtlar” ve buna eklenen “İtirazlar” bölümleriyle birlikte, bir üçlü alıştırma şeklinde yayınlandı. Hobbes, Kasım 1641’de tamamladığı “De Cive”nin üçüncü bölümü üzerinde çalıştı. İlkin, oldukça sınırlı sayıdaki tanıdıkları aralarında dolaşıma girdi oysa kısa zamanda koskocoman bir beğeni topladı. Hem, tartışmaların ana hatları yaklaşık olarak 10 yıl daha sonra Leviathan’da bitmiş ele alındı. Hobbes, daha sonra çalışmalarının birincil iki bölümü üstünde çalışmaya başladı ve 1644’de Mersenne tarafından “Cogitata Physico-mathematica” adıyla yayınlanan bilimsel alanlara ilişkin derlemeye dahil edilen optik üstüne kısa bir alıştırma dışında, çok eksik kitap yayınladı. Hobbes, felsefe çevrelerinde her zaman saygı gördü.

Hobbes, az önce yirmi yaşındayken, meşhur bir İngiliz aristokrat ailesi olan Cavendishlerin yanında öğretmenlik yapmaya başladı. Bu ilişki ona özel bir kütüphane, tanıdık olmayan ülkelere seyahatler ve nüfuzlu insanlarla ilişkiler sağlıyordu. Hobbes, bu zaman dahilinde İtalyanca ve Almanca dillerini konuşmayı öğrendi ve kısa zaman sonradan hayatını bilimsel araştırmalara adamaya karar verdi.

Oysa fikirlerini hayata geçirmede epeyce yavaştı; ilk çalışması, Yunan tarihçi Thukididis’in “Peloponez Savaşları”nın bir çevirisini 1629’a kadar bitiremedi. Thukididis, geçmişin bilgisinin, “Dürüst eylemi” belirlediğini belirtiyordu ve Hobbes, demokrasinin (halkın egemenliğinin) yönetimde en düşük etkiye sahip olduğu bir iç savaş döneminde çeviriyi bitirmişti.

Hobbes’un kendisinin aktardığı kadarıyla, hayatının en kayda değer entelektüel olayı kırk yaşındayken meydana geldi. Bir arkadaşını beklerken yakındaki bir kütüphaneye girdi ve Öklid’in geometri kitabının bir kopyasına rastladı. Matematiğe olan ilgisi, ikinci eseri, “Birinci İlkeler üstüne Kısa Bir İncelemeye” de yansıyacaktı.

Hobbes uzun yaşamının geri kalanında birçok eser yazdı ve yayınladı. Fransa’da matematikçi René Descartes (1596-1650) ve Pierre Gassendi (1592-1655) ile tanıştı. 1640’da Descartes’ın “Meditasyonlar”ına ilişkin tartışma yazılarından birisini yazdı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Tassos Papadopoulos

Hobbes, I. Elizabeth Dönemi’nde (1550-1600 İngiltere’de büyük bir başkalaşım çağıydı) doğmuş olmasına rağmen, 17. yüzyılın tüm kayda değer düşünürlerinden daha uzun yaşadı. 90 yaşındayken, bilim insanlarının kurduğu bir dernek olan Kraliyet Bilimler Akademisi’nde (Royal Society) tartışmalara katıldı.

Avrupa bilim çevrelerinde ortaya çıkan yeni varsayımlardan, her şeyin sebebinin kayıtlı bir kendini gerçekleştirme veya kendi kendini gerçekleştirme yönünde içsel çağrıların var olmadığı fikrinden derinden etkilenmişti; bunun yerine, hareketin dağıtılmış ilkeleri (gelişen fizik veya mekanik bilimleri uyarınca) olması gerektiğini düşünüyordu. 1636 yılında Avrupa’ya yaptığı üçüncü yolculuğu esnasında, Galileo Galilei ile tanıştıktan sonra, kendini mekanik bilimini keşfetmeye adadı.

İngiliz İç Savaşı, 1642-1644 aralarında kraliyet çöktüğü süre patlak veren savaş sebebiyle, kralın fazla sayıdaki destekçisi Avrupa’ya akın etti. Birçok Paris’e yerleşti ve Hobbes için de oldukça tanıdık bir çevre oluştu. Hobbes buradayken yeniden siyaset üzerine çalışmaya koyuldu. Keza, “De Cive” her tarafta yayımlandı ve bu defa daha geniş bir alanda dolaşıma girdi. Yeni baskıda, yeni bir önsöz yayımlayarak, bambaşka itirazların her tarafta edilmesini önermek üzere bir takım notlar ekledi ve Amsterdam’daki Elsevier Matbaa aracılığıyla Samuel de Sorbiere tarafından 1646’da yeni baskı yayımlandı.

Hobbes, 1647 yılında Galler Prensi genç Charles’a matematik eğitmeni oldu oysa Charles Hollanda’ya taşınınca 1648’de Hobbes ile süren derslerini bitirmek zorunda kaldı.

Paris’e gelen kral taraftarları Hobbes’u, savaş sebebiyle yaşanan siyasi kriz karşı sivil bir hükümet teorisini geliştirmek amacıyla bir kitap hazırlamaya teşvik etti. Hobbes’un bu eseri, savaşa aracısız tepkisini bildiren genel bir “İnceleme ve Netice” ile sona eriyordu; bu, eski bir hükümdarın egemenlik gücü geri döndürülemez bir hal aldığında, mevcut koşulların değiştirilmesi hakkına ilişkin tartışmaları ortaya koyuyordu. Hobbes ayrıca, geleneksel dini doktrinleri de rasyonel gerekçelerle eleştiriyordu. Onun için öncelikli olan, binlerce yıldır süregelen bazı adetler ve inanışlar değildi; kayda değer olan, güncel hayatın ihtiyaçlarının mantıklı yollarla karşılanmasıydı.

Leviathan’ı yazdığı dönemde, başlıca Paris’te ya da yakınlarında kaldı. Hobbes 1647’de ciddi bir hastalığa yakalandı ve tam altı ay ağır bir hastalık dönemi geçirdi. Hastalıktan kurtulduktan sonradan, her yerde edebi işlerinin başına döndü ve 1650’ye dek kitabını tamamladı. bununla birlikte “De Cive” adlı eserinin tercüme edilmiş bir versiyonu da yayınlandı.

1651’in ortalarında en büyük eseri “Leviathan veya Bir Din ve Dünya Devletinin İçeriği, Biçimi ve Gücü” (Leviathan: or the Matter, Form, and Power of a Commonwealth, Ecclesiastical and Civil) adıyla yayımlandı. Hobbes’un çalışması anında büyük bir yankı buldu. Aynı anda iltifat ve eleştirilerin odağına oturmuştu.

Kısa bir süre daha sonra (Leviathan) kitabın ikinci baskısı yapıldı ve sonraki birkaç yıl içinde “Yasaların Öğeleri” adlı eseri yayınlandı. öte yandan, 1651’de yayınlanan uygunluk eseri Leviathan bütün eserlerinin önüne geçmişti. Ama eserin etkisi, Hobbes’un katiyen düşünemeyeceği bir boyuta ulaşmıştı. Bu dönemde İngiltere’deki monarşi yönetimi sona erdi ve ülke Oliver Cromwell’in ve onun yönetimindeki Parlamento ordusunun yönetimi aşağı yaşadı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Tessa Thompson

Leviathan, elden geçirilmiş bir monarşi hakkında dinç bir tartışma niteliğindeydi; aktardığı mantık ya da gerekçeler toplumsal açıdan faydacı görüşler içeriyordu. Ahali kraliyet otoritesini desteklemeli; zira, halkı iç savaştan korumanın en basit yolu budur, diyordu. gerçi ortaya koyduğu eser, kralların “ilahi haklarına” ilişkin kralcı propagandaya katiyen hiçbir bir takviye sağlamıyordu.

Daha da kötüsü, kitap, kendi iddialarının altını çizmek için İncil’i kullanan ayrıca Presbiteryan hem de Papa yanlısı tarikatların argümanlarını eleştiriyordu. Yani, Hobbes Leviathan’daki tartışmaları nedeniyle ne kral yanlısı tarikatlara ne de papa yanlısı Katoliklere cazip ya da anlaşılması mümkün geliyordu.

Hobbes, İngiliz biliminin gerçekliğe ulaşmak için kullandığı ampirik yönteme, yani varsayımları doğrulamak için deneyde kullanılan yöntemler kullanmaya içten ilerlediği bir dönemde, bütün bütün-gelim yöntemi üzerine tartışmalar geliştiren bir akılcıydı. Mekaniğe dayalı bir hayat görüşü lehine güçlü metafizik tartışmalar hazırlamıştı.

Hobbes’un siyasi felsefesinin en manâlı unsuru, dine karşı tutumuydu. Siyasi felsefesinin her güncellemesinde Hıristiyan dini konusundaki tartışmalarını aşamalı olarak genişleten Hobbes, bu konudaki tartışmanın yığın noktasını Leviathan’da ortaya koyuyordu. Bir Takım yorumcular Hobbes’un, okuyucularına politik teorisinin temel Hıristiyan görüşleriyle uyumluluğunu göstermeye çalıştığını ileri sürer çünkü Hıristiyanların dini görevlerinin, Hobbes’un kendilerinden talep ettiği yöneticilere “mutlak itaati” yasakladığı görülür. Ayrıca, Hobbes’un ironi veya öteki ince retorik araçları kullanarak okuyucularının dini inançlarını zayıflatmaya çalıştığı iddia edildiğinden, onun Hıristiyanlığının samimiyetinden kuşku duyuluyordu. Niyetleri tamamen anlaşılmamış olsa bile, Hobbes dini inancın gücüyle açık açık ilgilenerek, bunu politik görüşlerini ortaya kurmak nedeniyle kullanmıştı.

Hobbes bilimsel bir fikir hayatı sürmüş olsa da fikirleri için ampirik kanıtlar sunmamıştı; İngiltere’de geleneksel bilimsel kanıtların esas hatları hızla değerini yitiriyordu. gerçi, fikirlerini pek zarif bir şekilde ortaya koydu fakat, bu alanda sonradan yapılacak incelemeler için enerjik bir varsayımsal temel sağladı.

Ardında, takipçisi John Locke’un çok yakında devralacağı türden bir servet bırakmıştı. Kıta Avrupası’ndaki akademisyenler günümüzde de hâlâ büyük oranda akılcıdır ve Hobbes’un metodolojisini ara sıra eleştirirler. Hobbes, büyük filozof Baruch Spinoza üstünde de epey zinde bir etkiye sahipti; Spinoza, mantıklı çıkarımlarında Hobbes’dan fazla daha laik bir girişim benimsedi fakat Hobbes bambaşka biçimde, her şeyi Tanrı’nın isteğine uyarlamış, böylece büyük tartışmalardan ve yıkıcı eleştirilerden kaçınmak için kendisine etkili bir yol bulmuştu.

Thomas Hobbes, 1679’daki ölümünden önce ciddi bir mesane hastalığına yakalandı ve arkasından da felç oldu ve 4 Aralık 1679 Derbyshire, İngiltere’de 91 yaşında ölmüştür.

Hobbes’a göre evrende töz (cevher) olarak sadece madde vardır. Felsefenin konusunu bu madde ve maddenin biςim almış bir durumu olan cisimler oluşturur. Cisimler de oysa gözlem ve deney aracılığıyla incelenir. Maddenin açık havada kalan Tanrı, melek, cin, iblis, ruh gibi şeyler ise ilahiyata ait inanç konularıdır.

Etiketler
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı