T

Turan Oflazoğlu

Turan Oflazoğlu Biyografisi

Tiyatro yazarı, şair, tercüman

Tiyatrolarında genel olarak tarihi konuları işleyen Turan Oflazoğlu, Türk edebiyatının usta bir oyun yazarıdır.

Turan Oflazoğlu, 17 Şubat 1932 tarihinde Adana’nın İsahacılı köyünde doğmuştur. Tam adı Ahmet Turan Oflazoğlu’dur. Babası Ahmet Oflazoğlu’dur. Babası imam olduğu için Ceyhan’ın Mangıt köyüne göç ettiler. İlkokulun iki sınıfını burada okudu. Babasının ölümü üstüne bir zaman Ceyhan’da kaldı. Bünyan İlkokulundayken kendi yaptığı Karagöz şekilleriyle kasaba halkına temsiller verdi. İlkokulu Bünyan’da bitirdi. Bünyan’da ortaokul olmadığı için bir yıl öğrenime duraklamak zorunda kaldı. O yılı babasının köyünde geçirdi. 1945 Yılında II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden önce, büyük abisi aileyi istanbul’a getirdi. 1948 yılında Gedikpaşa Ortaokulunu başladı 1951 yılında bitirdi, Vefa Lisesini 1954 yılında bitirdi. İstanbul üniversitesi hukuk fakültesi’ne girdi. Bir sene daha sonra edebiyat fakültesi’ne geçiş yaptı. İstanbul Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde ve Felsefe Bölümü’nde eğitim görerek 1960 yılında mezun oldu. Burada Ahmet Hamdi Tanpınar’ın teşvikiyle tiyatroya yöneldi.

Üniversiteden mezun olduktan daha sonra askerliğini dönemin Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay’ın özel tercümanı olarak yaptı.

Turan Oflazoğlu, askerliğini bitirdikten sonradan 1963 Yılında Fulbright bursu kazanarak ABD‘ye gitti ve Washington Üniversitesi’nde 1963-1964 yılları aralarında tiyatro dersleri aldı, tiyatro üstüne incelemeler yaptı ve oyun yazarlığı konusunda eğitim aldı. Burs sonrasında da Amerika’da kaldı, 1967 yılından sonradan istanbul’a döndü.

Amerika’da iken Profesör Grant Redford’un etkisiyle Keziban adlı manzum tragedyasının birincil sahnesini yazdı. Bu ilk deneme fazla olumlu karşılandı. Bu Vesile Ile Keziban tamamlandı ve onu Allah’ın dediği olur adlı manzum komedi izledi. Keziban A.B.D.’de, Almanya’da ve sonra Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oynandı. Sovyetler Birllği’nde yayımlanan bir Türk edebiyatı antolojisinde yer aldı.

1967 yılında Amerika’dan döndükten daha sonra TRT’ye ziyafet edildi ve 29 yıllık memuriyet hayatının da başladı. TRT İstanbul Radyosu Tiyatro Bölümünde dramaturg ve yapımcı olarak görev aldı. 26 yıl boyunca bu kurumda ve görevinde kaldı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Tim Berners Lee

İstanbul Radyosu Tiyatro Şubesinde çalıştı. Çoğu oynanmış birçok oyun yazdı. Oyun yazarı olarak kayda değer bir ad yaptı.

Türk dili dergisinin yayın kurulunda ödev aldı.

Turan Oflazoğlu, yazdığı oyunların konularını genel olarak tarihe dayandırmakla birlikte, tarihi incelemeye yönelik değil, karakterlerin karakter ve iç dünyalarını yansıtmaya önem verdi. Anlaşılır Türkçeden yandan olan yazarın dili oldukça sade ve açıktır. Tanıdık Olmayan asıllı sözcükleri kullanmamaya itina göstermiş halkın anlayabileceği duru bir dili tercih etmiştir. Oyunlarında şiirsel bir dil kullanan şair bilhassa tragedyalarında nazımla nesir aralarında bir dil kullanmaya çaba etmiştir.

İsmail Dede Efendi‘nin yaşamını anlattığı “Yeniden Bir Gülnihal” ve az önce tahta çıkmaya hazır olamayan bir şehzadenin içinde bulunduğu durumu anlattığı “Deli İbrahim” adlı oyunları bunun başarılı örnekleridir.

Oflazoğlu tiyatroyu Tragedya ve komedya olarak iki öbür alanda düşünmüş, Tarihi oyunlarında tragedyaların özelliklerini kullanmıştır. Çılgın İbrahim, Genç Osman, Kösem Sultan, IV. Murat gibi oyunlarını tragedya tekniği ile yazmıştır. Tragedyalarında insanların, tutkuları üstünde durmuş alışılmış tragedyaların konularına sadık temalara değinmiştir.

Yazdığı komedileri ise köy ve köylü konuludur. Köy hayatını ele alan oyunlarında kan davası, ağalık, intikam, Anadolu insanının sıkıekniğini uygulamayı bilen Oflazoğlu bir takım oyunlarında yerli tiyatronun unsurlarını da kullanmıştır. Sözgelimi Gardiyan adlı oyununda orta oyununun özelliklerini kullanmıştır.

Babası hafız olan ve çocukluğunda her zaman onun Kur’lahza okuyuşunu dinleyen Oflazoğlu, eserlerinde Kur’an-ı Kerim’den hadislere de yer vermekten hoşlanmış, IV. Murat, Cem Sultan ve Fatih (Bizans Düştü) adlı oyunlarında hadislere yer vermiştir.

Tiyatro eserleri dışında şiir, deneme, tercüme, akıcılık türlerinde eserler verdi. Turan Oflazoğlu, Friedrich Nietzsche, Rainer Maria Rilke, William Shakespeare, Franz Kafka, Federico Garcia Lorca ve İngmar Bergman‘dan çeviriler yapmış, tiyatro üzerine yazılar yayınlamıştır.

Yabancı tiyatro yazarlarının eserlerinde çeviriler yaptı. Yaptığı çeviriler arasında; Cinayet Sömürgesi, Böyle Buyurdu Zerdüşt, Duino Ağıtları Kafka ile Konuşmalar, Yedinci Mühür, Cathleen Ni Houlihan, Arınak, Dibbuk, Baba, Barnarda Alba’nın Evi, Othello ve Romeo ile Juliet’i sayabiliriz.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Tarık Tarcan

Yazarın hem Sultanahmet Camii ses ve ışık projesi senaryosu, Anıtkabir oratoryolibrettosu ve Festival adlı bir bale librettosu vardır.

Kitapları:
– Sinan (Tiyatro)
III. Selim (Tiyatro)
Kösem Sultan
– Çılgın İbrahim
– Yine Bir Gülnihal (oyun)
– Böyle Buyurdu Zerdüşt (çeviri), Friedrich Wilhelm Nietzsche
– Gardiyan
– Baba (çeviri), August Strindberg
– Kanlı Düğün, (çeviri), Federico Garcia Lorca
– Seçme Şiirler (tercüme), Friedrich Hölderlin
– Shakespeare
Moliere
– Bernarda Alba’nın Evi (çeviri), Federico Garcia Lorca
– Cinayet Sömürgesi (çeviri), Franz Kafka
– Seçilmiş Şiirler – Duino Ağıtları (tercüme), Rainer Maria Rilke
– Romeo ile Juliet (çeviri), William Shakespeare
– Sevgi Hakanı
– Seçilmiş Oyunlar-1, (tercüme), Auguste Strindberg
– Tüm Oyunları-1 (tercüme), Federico Garcia Lorca
– Mutlak Avcıları (Deneme)

Yazdığı Tiyatro Oyunları :
1964 – Keziban
1965 – Allah’ın Dediği Olur
1967 – Deli İbrahim
1970 – IV. Murat
1971 – Sokrates Savunuyor
1973 – Bizans Düştü
1980 – Elif Belli Başlı
1981 – Fatih (Bizans Düştü adıyla
1981 – Genç Osman
1982 – Kösem Sultan
1983 – III. Selim Kılıç ve Ney
1986 – Güzellik ile Aşk (Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk’ından)
1986 – Atatürk
1986 – Cem Sultan
1988 – Sinan
1989 – Gardiyan
1991 – Dörtbaşı Mamur Şahin Çakır Pençe
1997 – Kanunî Süleyman
1997 – Tekrar Bir Gülnihal
1998 – Korkut Soy
1999 – Yavuz Selim

Program Metni :
1992 – Topkapı
1994 – Mütarekeden Büyük Taarruza

Şiir Kitapları :
Sevgi Hakanı
Fetih
Dörtlükler

Oyunları (Özet) :
1. Keziban: Kan davası konusunu işlediği, eseridir. Oyunda kan davası vasıtasıyla öc alma tutkusu işlenmiştir.
2. Allah’ın Dediği Olur: Bir köy ağasının köylüyü sömürmesi, mallarını, topraklarını alması ve köy gençlerinden birisinin dini değerleri istismar ederek ağaya oynadığı oyun anlatılmıştır.
3. Çılgın İbrahim: Sultan İbrahim’in yaptığı iç savaşın anlatıldığı tiyatro eseridir. Genç Osman, IV. Murat, Deli İbrahim, Kösem Sultan iktidar dörtlemesinden biri olan bu oyunda iktidarda bulunanların zaafları, cehaleti ve bu durumdan yararlananların entrikaları anlatılmıştır.
4. Sokrates Savunuyor: Bilinçsiz ahali ile açık fikirli çekişmesinin işlendiği eserin konusu Sokrates’ın fikirleri ve içgüdülerine, geleneğe ve kişisel çıkarlara düşkün halk arasındaki çatışma anlatılır.
5. IV. Murat: İktidar tutkusunun, yükselme hırsıyla çevrilen entrikaların ele alındığı tiyatro eseridir. Çocukluğunda kendisini hırpalayanları büyüdükten sonradan baskı altına bölge, mutlak bir şekilde kişisel iktidarını kurmaya çalışan, sınırsız gücüne ve iktidarına yenik düşen Osmanlı padişahı IV. Murat anlatılmıştır.
6. Çekicilik ile Aşk: İnsanın iradesinin yüceltildiği tiyatro eseridir. Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk mesnevisinden yararlanılarak yazılmış bu eserde sevgiliye, öteki bir deyişle hedefe ulaşmanın bir değer gerektirdiği düşüncesi vardır. Bu düşünce oyunun kişileri yoluyla anlatılır.
7. Cem Sultan: İktidar mücadelesi anlatılır.
8. Dört Başı Mamur Şahin Çakırpençe: İnsanoğlunun iki zıt karakterinin, enerjik ile güçsüzün işlendiği tiyatro eseridir.
9. Kösem Sultan: İktidar tutkusunun getirdiği ihtiraslara kapılmış bir insanın ruhsal yapısının işlendiği tiyatro eseridir.
10. Yine Bir Gülnihal
İsmail Dede Efendi, yaptığı hoş bestelerle II. Mahmut‘un beğenisini kazanmış ve himayesine girmeyi başarmıştır. Saray’da bulunduğu sıralarda, gönlünü haremden Gülnihal adlı bir cariyeye kaptırır. Gülnihal de ona aşıktır. Karısının adı da Gülnihal olan İsmail Büyükbaba Efendi, iki aşk aralarında acı çekmektedir. Keza Mevlevi dergahına bağlıdır ve Saray ile dergah arasında da tercih zorluğu yaşamaktadır.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Tassos Papadopoulos

İki Gülnihal’in sevgisi arasında çıkmaza düşen İsmail Büyükbaba Efendi, Mevlana‘dan destek ister. Mevlana da ona, aşkın en büyük mutluluk olduğunu ve aşkını Allah’a yöneltmesi gerektiğini söyler.

Hayali bir ışık içinde beliren Mevlana, Allah’a ulaşmanın en tehlikesiz yolunun musiki olduğunu belirtir. İsmail Büyükbaba Efendi‘ye yaşadığı acıları ezgiye dönüştürmesini öğütler. Bu çelişkili duygularını, yaptığı güzel bestelerle dile getirir.

Padişahın Batı müziğine yöneldiğini düşünen İsmail Büyükbaba Efendi, sanatına son noktayı koymaya kararlıdır. Öğrencisi Dellalzade’den kendi bestelerini bir kitapta toplamasını ister.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı